Mantık çerçevesinde açıklamaya çalıştığımız bu durumlar, kendi içinde de bir mantık örgüsü oluşturmuyor. Yapılabildiği için yapılıyor sadece. Sokak hayvanları yasası konusundaki ısrar da böyle bir şeydi. Belki de, 31 Mart seçimlerinin sonucunda artık “kayıp döneminin” geri döndürülemez olduğu gerçeğiyle yüzleşilemeyince, “inkar” haliyle, “yapabildiğini”, “güç sahibi olduğunu” önce kendine kanıtlamaya çalışıyor iktidar. “Yapabiliyorum” diye göstermek ve kanıtlamak için, “yapıveriyor” çok da düşünmeden…
İronilerden ironiler beğen: Soğuk Savaş sonrasının en büyük mahkum takasında MİT’in kilit rolü gibi, “normal şartlar altında”, Türkiye içinde ve dışında müthiş bir reklam fırsatı yakalayan iktidar gitti ne yaptı? Konunun Türkiye’de ve dünyada konuşulmasına izin vermeyecek başka bir gündem yarattı: Instagram yasağı getirdi.
Her ne kadar, bakanların açıklamalarında “katalog suçlara” dikkat çekilse de, bunun sebebi gerçek sebebi hukuki kılıfa uyduracak düzenlemenin Türkiye’de “henüz” mevcut olmaması. Yoksa sebep, Hamas’ın öldürülen siyasi lideri İsmail Haniye’nin taziyesinin Instagram üzerinden yayınlanmaması. Ve hatta, Haniye ile içeriklerin engellenmesi söz konusu olunca, komşu platform X’de “META kapansın” minvalinde hashtag’ler açılmıştı birkaç gün öncesinde. Yani, Instagram yasağı pişiriliyordu; META’nın diğer platformu FaceBook’a sıra gelecek mi göreceğiz.
Haniye inadı ile Instagram’ın Türkiye’de yasaklanmasının yaklaşık günlük 2 milyar TL’lik ticari kayba neden olacağı hesaplanıyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği’nin (ETİD) verdiği rakam 1,9 milyar TL. Zarar görenler de, sadece “Influencer”lar falan değil: Instagram üzerinden ürünlerini tanıtarak, sipariş alarak geçimini sağlayan birçok girişimci var.
Bir yandan, ekonomik krize çare olarak yabancı yatırımcı çekmek için çaba gösteriliyor; bir yandan da, Türkiye’nin dış yatırımcı çekmesinin önündeki en önemli engel olan “öngörülebilirlik eksikliği” konusunda “bir gece ansızın” Instagram yasağı ile yeni bir kötü örnek veriliyor. Bloomberg’den Financial Times’a, yatırımcıların takip ettikleri uluslararası haber kaynaklarında, “Türkiye, Haniye sebebiyle Instagram’ı yasakladı” diye gayet negatif bir algı yayılmış oluyor.
Üstelik de, tam da iktidarın elinde, başta bahsettiğimiz, “Soğuk Savaş sonrası Rusya ve Batı ülkeleri arasında rehine takasına aracı olmak” gibi bir “pozitif reklam” malzemesi varken.
Bu takastan haberi bile olmayan okuyucular olabilir; o kadar hızlı gündemden düşürüldü ki, iktidarın bilfiil kendisi tarafından-hatırlatalım: 1 Ağustos akşam üzeri dünya kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Rusya ve Belarus gibi yakın olduğu ülkelerde tutuklu bulunan ikisi çocuk 16 kişi, Batı ülkelerine nakledildi. Rusya da, “mahkum takasında”, Batı ülkelerinde tutuklu bulunan 10 vatandaşını “geri aldı”.
Gene ekonomi dünyasının takip ettiği başlıca yayınlardan Wall Street Journal’ın tutuklu muhabiri Evan Gershkovich’in serbest kalmasına aracılık etmiş oldu Türkiye…Bu da, iktidarın, düya genelinde kendi imaj notunu negatiften pozitife çevirmek için kullanabileceği bir durumdu. Ama, bunun yerine “Instagram’ı Hamas’ın Haniye’si nedeniye yasaklayan iktidar” imajı tercih edildi.
İktidarın kendi tabanında bile tam iletişimini yapamadığı; diğer bir deyişle, “primini de yapamadığı” bir yasaktan bahsediyoruz bir de. Türkiye’nin kendi hukuki çerçevesi dolayısıyla, “Haniye taziyesi içeriğini kaldırdılar, o yüzden kapattık Instagram”ı da diyemiyor iktidar açık açık. “Katalog suçlardan” bahsedip gerekçelendirme yapıyor. Kaldı ki, AK Parti tabanından insanları da ticari veya sadece kişisel alanın kısıtlanması bakımdan olumsuz etkileyecek; genç kuşaklar arasında gayet negatif algı yaratacak bir sosyal medya yasağı getirmiş oluyor.
Mantık ve rasyonalite arıyoruz ama açıkçası belki de yok: sadece günlük, anlık, önü arkası düşünülmeden bir takım adımlar, sadece atılabildiği için atılıyor; yapılabildiği için yapılıyor.
Burada mantık nerede?
Mantık ve rasyonalite arıyoruz ama açıkçası belki de yok: sadece günlük, anlık, önü arkası düşünülmeden bir takım adımlar, sadece atılabildiği için atılıyor; yapılabildiği için yapılıyor.
Instagram yasağının geldiği gün, Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine ilişkin yaşananlar da, daha az dramatik değildi…
Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığı’nda “manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele”için kurulan “Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı” ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemeyi iptal ettiğini duyurmuştu malum. Karar, Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinde yayınlandı ama daha sonra kararla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin X hesabından yapılan paylaşım silindi. Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinde de, söz konusu karara saatlerce ulaşılamadı. Sonradan da açıklama olarak “yoğunluktan erişim yapılamadığı” öne sürüldü.
Mantık çerçevesinde açıklamaya çalıştığımız bu durumlar, kendi içinde de bir mantık örgüsü oluşturmuyor. Yapılabildiği için yapılıyor sadece. Sokak hayvanları yasası konusundaki ısrar da böyle bir şeydi. Belki de, 31 Mart seçimlerinin sonucunda artık “kayıp döneminin” geri döndürülemez olduğu gerçeğiyle yüzleşilemeyince, “inkar” haliyle, “yapabildiğini”, “güç sahibi olduğunu” önce kendine kanıtlamaya çalışıyor iktidar. “Yapabiliyorum” diye göstermek ve kanıtlamak için, “yapıveriyor” çok da düşünmeden…
Yorum Yazın