Mehmet Şimşek ülkeye ilk defa gelmiş, AKP iktidarının giriş gelişme ve sonucuna hiç katkı yapmamışçasına elindeki boş deftere 1 senedir yazıp çiziyor.
Bir süredir iktidara yakın ya da bizzat iktidarı temsil eden kişilere şu soruyu soruyorum: “Faiz sebep miydi yoksa sonuç muydu?”
İktidar çevreleri ülkenin hiç bitmeyen beka sorunları hakkında yılmadan konuşmaya devam ediyorlar.
Eskiden tek kanallı televizyon döneminin istiklal marşıyla kapanış ritüeli gibi bu çevrelerin de gündemleri beka sorunu, savunma sanayiinde ulaştığımız seviyeden ibaret.
Oysa ki Türkiye’nin bugünlerdeki beka sorunu ekonominin tepetaklak olması. Tepetaklak olma ifadesi bana ait değil. Bundan 2 sene önce Ziraat Bankası genel müdürü olan Sn. Alpaslan Çakar faizler %80 olursa ülkenin tepetaklak olacağını ifade etmişti. Alpaslan bey hala aynı görevde. Faizler %80’e dokundu %60ların oralarda dolanıyor. Bir de üzerine %5 BSMV çileği ekleyince tadından yenmiyor. Yanlış anlaşılmasın ticari krediden söz ediyorum. Yoksa Bireysel Kredi yıllık %80 bandını çok sevdi. Üstelik orada çilek %5 değil 30 : %15 BSMV- %15 KKDF
Ülkede seçme hürriyeti var ama seçime tabi olmayan makamlar da var. Bu makamların başında Sn. Şimşek’in makamı geliyor. Faizin sebep enflasyonun sonuç olmadığı anlaşılınca bu defa enflasyonun sebep Mehmet Şimşek’in sonuç olduğunu anladık.
ENFLASYONUN SEBEP MEHMET ŞİMŞEK’İN SONUÇ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK
Artık çilekli mi yersiniz ayvalı mı yersiniz siz karar vereceksiniz. Bu ülkede seçme hürriyeti var.
Ülkede seçme hürriyeti var ama seçime tabi olmayan makamlar da var. Bu makamların başında Sn. Şimşek’in makamı geliyor. Faizin sebep enflasyonun sonuç olmadığı anlaşılınca bu defa enflasyonun sebep Mehmet Şimşek’in sonuç olduğunu anladık.
Mehmet Şimşek ülkeye ilk defa gelmiş, AKP iktidarının giriş gelişme ve sonucuna hiç katkı yapmamışçasına elindeki boş deftere 1 senedir yazıp çiziyor.
Geldiğinden beri AKP’nin klasik yandaş basını dışında hiçbir basın mensubunun karşısına çıkmadı. Bu vesile ile yansız ekonomi gazetecisi olarak kendilerini sunanların da bu yandaş gazetecilerden fazla bir performans göstermediğini ekleyelim.
Sonuçta Mehmet Şimşek defteri açtı “veleddalin amin” dedi irrasyonel politikalara son vereceğiz diyerek işe başladı.
Mehmet Şimşek muhalif ekonomistlerden, yazarlardan neden kaçıyor?
Alpaslan Çakar’ın maazallah tepe taklak oluruz diyerek korktuğu faiz artışlarını ardarda hayata geçirdi. Şimdi herkes eli yüreğinde acaba Mehmet Şimşek gider mi diye korku içinde bekleyişte.
Mehmet Şimşek’in gitme söylentisi bile piyasaları allak bullak ediyor.
Şimşek ise 2002’de başlayan AKP Story’nin neredeyse tamamında ekonomi yönetmiş olmasına karşın o dönemde aklına nedense gelmemiş yapısal konuları gün aşırı gündeme taşıyor. Bunların başında vergi meselesi geliyor. 22 yıldır akla gelmeyen vergisel konular ardı ardına öne çıkarılıyor.
Bütün bunlar olup biterken ortaya sürülen son iddia ise iktidarda kim olursa olsun Şimşek tarzı politikaların seçeneksiz olduğu. Başta CHP olmak üzere muhalefet bloğuna hakaret addedilecek bu söylemin asıl amacı ise ekonomik krizin politik sebeplerini göz ardı etmek.
Ekonominin geldiği olumsuz noktanın politik iradenin sonucu olduğunu gizlemek.
Mehmet Şimşek muhalif ekonomistlerden, yazarlardan neden kaçıyor sorusunun cevabını vermemek.
Türkiye Ekonomik krizi taammüden hayata geçirilmiş politik seçimlerin sonucudur. Bu gerçeği göz ardı eder ve ekonomiyi rakamlardan ibaret sanırsanız Şimşek’i de seçeneksiz görürsünüz.
AKP iktidarı ilk 10 yılında sağladığı kazanımları politik alanda daha fazla denetlendiği bir dönemde elde ettiğini unuttu.
AKP, KAZANIMLARINI EN FAZLA DENETLENDİĞİ DÖNEMDE ELDE ETTİ
Oysa ki Şimşek’in 1 yılda yapamadığını Türkiye’de politik alanı düzenleyerek 3 aydan kısa sürede yapmak mümkün olabilirdi, olabilir.
Tek adama dayalı, kuvvetler ayrılığını reddeden, hukukun üstünlüğü konusunda aklı karışık, Avrupa’da ve Dünyada outdate olmuş milliyetçiliğe göz kırpan, yerel ve etnik farklılıkları düşmanlaştıran, dini siyasete alet etmekte tereddüt duymayan bir politik bakışın ekonomiye verdiği zararın telafisi uzun ve sorunların tekrar etme riski yüksektir.
AKP iktidarı ilk 10 yılında sağladığı kazanımları politik alanda daha fazla denetlendiği bir dönemde elde ettiğini unuttu.
Kontrolsüz gücüne yenildi.
Mehmet Şimşek Herakleitos’un 2 bin sene önce söylediği sözü unutmuş ve aynı ırmakta yeniden yıkanmak istiyor. Aslında Mehmet Şimşek’den çok Ondan politik alanı ellemeden ekonomiyi düzeltmesini talep edenlerin unutkan davranıyorlar.
Artık yeni şeyler söylemek gerek.
Yorum Yazın