12 Mart, 2024, Salı 21:45
Sonuç olarak, 500 baz puan faiz artışı bekleniyorsa ve beklenti yönetilemiyorsa bu artış yapılmalıdır. Daha sonra, Türkiye’nin geleceğine dair piyasaların olumlu beklentileri beslemeleri için gerekli adımlar atılmalıdır.2024 yılı bütçesi analiz edildiğinde, bütçedeki harcama artışının enflasyon beklentisinin üzerinde olduğu görülmektedir. Bu durum, maliye politikasının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın enflasyon ile mücadele için kullandığı para politikasını desteklemediğini ya da bir tezat olduğunu göstermektedir.Enflasyon ile mücadelede iki temel zafiyet var;
- M2 para arzında daralma gözlenmemektedir
- 2024 genel bütçe tasarruf bütçesi değildir.
Merkez bankası, piyasa da oluşan 500 baz puan faiz artışı beklentisini karşılayacak mı? Yoksa, piyasa beklentilerini yönetebilecek mi?Piyasa ekonomileri sisteminde, devletin ekonomideki en önemli rolü piyasa başarısızlıklarını gidermektir. Piyasa başarısızlığının giderilmesinde, devletin düzenleyici ve denetleyici rolünü üstlenirken, önce gerekli yasal düzenlemeler ve yetkilendirmeler tam olarak gerçekleştirilir. Daha sonra, ekonomi için hedefler konulur ve hedeflerin gerçekleşmesini destekleyecek planlamalar yapılır. Daha sonra, iletişim araçları aracılığıyla ve eylemleriyle piyasaya sinyaller gönderilir. Bu sinyaller piyasa aktörlerince güvenilir algılanırsa, piyasa aktörleri; hükümetin ortaya koyduğu patikada yürümeye başlar ve ekonomide arzulanan hedefler başarı ile gerçekleşir.Eğer, orta vadeli plan, genel bütçe, parasal taban büyüklüğündeki değişmeler, fiyat hareketlerindeki değişmelerin göstergelere doğru yansıması, serbest döviz kuru; para politikası kurulunun faiz kararlarını desteklemez ise; sadece faiz kararlarıyla enflasyon beklentilerini düşürmek mümkün değildir. Bu nedenle piyasalar, merkez bankası para politikası kurulunun faiz oranlarını yeterli görmeyerek, daha yüksek bir faiz oranı istemektedir.
Piyasa beklentilerinin karşılanması ya da karşılanmaması bir tercih değildir, eğer piyasa aktörlerinin beklentileri yönetilemez ise, beklentileri karşılanmak zorundadır, aksi takdirde piyasaların istediği verilmez ise, piyasalar daha fazlasını alır
PİYASALAR, İSTEDİĞİ VERİLMEZSE DAHA FAZLASINI İSTER
Peki 500 baz puan faiz arttırarak, piyasanın istediğini vermek çözüm mü?Piyasa beklentilerinin karşılanması ya da karşılanmaması bir tercih değildir, eğer piyasa aktörlerinin beklentileri yönetilemez ise, beklentileri karşılanmak zorundadır, aksi takdirde piyasaların istediği verilmez ise, piyasalar daha fazlasını alır. Nasıl mı? Eğer Türkiye ekonomisi için enflasyon beklentileri yukarı revize edilirse ve enflasyon hedefleri gerçekleşmeyeceğine dair, beklentiler yayılmaya başlarsa, ülkenin risk primi (CDS) tekrar artışa geçer, kısa vadede ülkeye giren yabancı sermaye çıkış yapar ve döviz kuru yükselir. Bu durum, doğrudan enflasyona yansır ve enflasyonun tekrar yükselmesine neden olur. Ayrıca, döviz kurundaki yükseliş beklentisi, yurtiçi yerleşiklerin de portföy tercihlerini etkiler ve döviz ve dövize dayalı enstrümanlara doğru kayma yaşanır. Bu durum, Türkiye ekonomisi için olumlu bir tabloya işaret etmez.
Türkiye, endüstri 4.0’ın getirdiği yeni üretim tarzı bağlamında tedarik üssü olabilir, bunun için de piyasaları rahatlatacak ve yeni bir hikaye doğuracak adımlar atılmalıdır.
PEKİ NE YAPILMALIDIR?
Piyasa ekonomileri siteminde, oluşan piyasa beklentileri, ekonomi otoriteleri için bir yükümlülük niteliğindedir; ekonomi otoriteleri bu yükümlülüğe katlanmak istemiyorlarsa; bu beklentileri boşa çıkaracak adımlar atmaları gerekmektedir. Örneğin; genel bütçe de revizeler yapılıp, kamu tasarrufları arttırılmalıdır, yerli üretime (döviz ihtiyacı doğurmayacak) dayalı planlamalar sunulmalıdır. Ayrıca, döviz ihtiyacını azaltan adımlar atılmalı ve döviz kazandırıcı üretim teşvik edilmelidir.Örneğin, yenilenebilir enerjiye yönelik sanayi ürünlerinin üretimi planlanmalı ve teşvik edilmelidir. Elektrikli araçlar için parça üretimi teşvik edilmelidir. Türkiye, endüstri 4.0’ın getirdiği yeni üretim tarzı bağlamında tedarik üssü olabilir, bunun için de piyasaları rahatlatacak ve yeni bir hikaye doğuracak adımlar atılmalıdır.Sonuç olarak, 500 baz puan faiz artışı bekleniyorsa ve beklenti yönetilemiyorsa bu artış yapılmalıdır. Daha sonra, Türkiye’nin geleceğine dair piyasaların olumlu beklentileri beslemeleri için gerekli adımlar atılmalıdır. Türkiye’de önce yerli üreticilerin finansallaşmadan çıkıp, reel sektör yatırımları yapmaları sağlanmalıdır. Daha sonra, yabancı yatırımcılar, cazip ortamı gördüklerinde; Türkiye’nin kendisini anlatmasına ve yabancıları ikna etmek için varlıklarını ucuza sunmasına gerek kalmadan, zaten kendileri yatırım yapmak için geleceği parlak olan Türkiye’ye koşa koşa geleceklerdir.Böyle bir politikanın izlenmesi durumunda, Türkiye ekonomisi için, doğrudan yabancı yatırım şeklinde; istihdam sağlayan, “Know How” getiren, teknoloji transferi sağlayan ve cari açığı kapatan uzun vadeli sağlıklı yatırımlar çekilmiş olacaktır.
Yorum Yazın