Toplumun hiçbir kesimi dışlanmasa da sadece çoğunluğa mensup olanların dini bayramlarında ikramiye verilmesi laiklik ilkesiyle çelişir mi?İki profesörün düşüncesi de bu uygulamanın laiklikle çelişmediğiydi; zira, laiklik ilkesi eşitliği de içeriyor ve ikramiyeler de herkese veriliyor.
İktidar, anlayabildiğim kadarıyla iktisat teorisine yeni bir bakış kazandırmayı kafasına koydu.
Herkesin dediğinin tam aksini iddia eden “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisi bunun ilk adımlarından biriydi, duvara tosladı ama eşzamanlı olarak, şahikasını EYT ile yakalayan bir süreç hayata geçirildi.
Bu yeni ekonomik düzende olmasa da olur denebilecek şey, size tuhaf gelebilir ama, çalışanlar.
EYT piyangosu bir günde herkese vurunca, neredeyse emekli olmayan insan kalmadı.
Hatta iş öyle bir raddeye geldi ki, bazı şehirlerde emeklilerin sayısı artık çalışanların sayısını geçti.
Sayıları yuvarlayarak söylersek, 5 küsur milyonu kamuda olmak üzere 33 milyon insan çalışıyor.
Buna karşılık 16 milyon da emekli var.
Yani, kabaca 28 milyon insan çalışarak Hollanda nüfusuna denk emeklilerin ve Finlandiya nüfusuna denk kamu personelinin maaşını ödüyor.
Bu kadarla da kalmıyor; en düşük memur maaşı, piyasa koşullarını neredeyse ikiye katladı.
Bir analiz yapılsa, memurları önceleyen bu çarpık ücret dengesinin ne kadar büyük sorunlara ve verimsizliğe yol açtığı derhal ortaya çıkar.
Gerçi, memurların bile hayat pahalılığından şikâyet ettiği şu ortamdan ne özel sektör çalışanları memnun ne de emekliler.
Emekliler sürekli geçinemediklerinden, maaşlarının yetersizliğinden dert yanıyorlar.
Bazı gazetelerin sürmanşetlerinde sabitlenmiş “emeklilere müjde!” haberleri yer alıyor.
Gelgelelim, hiç kimse, 16 milyon emekliye nasıl bakılacağını, enflasyona yol açmadan maaşların nasıl ödeneceği, sağlık giderlerinin nasıl karşılanacağını konuşmuyor.
Hal böyle olunca, iktidar, emekliyi rahatlatacak geçici çözümler arıyor.
Bunlardan biri de Ramazan ve Kurban bayramlarında emekliye verilen ikramiye.
İkramiyeler, bu sene 3 bin liradan 4 bin liraya çıkarıldı diye emekliler isyanda, hangi haber bültenini açsam bir emekli geçinemediğini, lütuf gibi verilen 4 bin liranın hiçbir şeye yaramadığını anlatıyor.
Bu soruyu kendisine sorduklarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “daha ne olsun” cevabını verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de sanırım buradaki tepkiden güç alarak, Meclis’teki grup konuşmasında bu konuya değinmiş ve ikramiyelerin asgari ücret seviyesine çıkarılmasını teklif etmiş.
Daha önce de en düşük emekli maaşının asgari ücrete endekslenmesini önermişti.
Bu çıldırmışlık ortamında anamuhalefet bol kepçeden veriyor da bu paranın kaynağının neresi olduğunu, kimden toplanacağını nedense hiç gündeme getirmiyor.
Özel’in önerileri hayata geçirilirse, emekliler senede en az 14 asgari ücret kazanacaklar.
Şayet uygulansa, bu politikanın enflasyonu ne hale getireceğini düşünmek bile istemiyorum.
Kıt kanaat geçinen insanların gelirlerinde yapacağınız her artış neredeyse olduğu gibi tüketime gidecektir.
Kırklarının ortasında emekli olan yüzbinlerce insan varken kimse kusura bakmasın ama emekli maaşları yükselemez. Gerçekten senelerce çalışıp emekli olanlar da bu popülizm buhranının kurbanlarıdır.
Emekliler pek tabii ki iyi yaşasınlar, iyi yaşamaya da hakları var.
Gelişmiş bir toplum, çocuklara iyi bir eğitim, emekliye de huzurlu bir hayat sunmasıyla ölçülebilir.
Ama sorun emekli diye herkesi aynı torbaya doldurmakta.
Bu emeklilerin bir bölümü en verimli dönemlerinde işgücünden ayrıldılar.
Kırklarının ortasında emekli olan yüzbinlerce insan varken kimse kusura bakmasın ama emekli maaşları yükselemez.
Gerçekten senelerce çalışıp emekli olanlar da bu popülizm buhranının kurbanlarıdır.
Ayrıca, bu ikramiyelerin sadece dini bayramlarda verilmesinin Anayasa’nın ikinci maddesindeki laiklik ilkesiyle çelişip çelişmediği kafamı kurcalayınca, bu konuyu, Türkiye’nin en önde gelen anayasa profesörlerinden ikisine sordum.
Anayasa’daki “laiklik” vurgusu açık.
Sorum şuydu: Toplumun hiçbir kesimi dışlanmasa da sadece çoğunluğa mensup olanların dini bayramlarında ikramiye verilmesi laiklik ilkesiyle çelişir mi?
Dikkat ederseniz, ikramiyeler yılda iki kere verilmiyor; özellikle dini bayramlarda veriliyor.
İki profesörün düşüncesi de bu uygulamanın laiklikle çelişmediğiydi; zira, laiklik ilkesi eşitliği de içeriyor ve ikramiyeler de herkese veriliyor.
Ayrıca, eğer burada laikliğe aykırı bir durum olduğu saptanırsa, devletin cami yaptırmasını nasıl yorumlamak gerektiği yeni bir tartışma konusu olarak ortaya çıkacaktı.
Emekli ikramiyelerindeki bir diğer sorun da herkese eşit verilmesi bana göre.
Misal, milletvekili ya da pilot emeklisi ile işçi emeklisine aynı meblağ ödeniyor.
Belki burada kademeli bir ödeme sistemine geçilebilir, böylesi herhalde daha hakkaniyetli olacaktır.
Her şey bir yana, emeklilerin sayısı böylesine geometrik artarsa, dünyanın en iyi Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı da göreve gelse başarı hedefini enflasyonu üç hanede tutmak olarak ifade edecekler.

Yorum Yazın