Çaba gösterir, yorulur, denemekten bıkmaz ve bazen başarısız olur. İşte bu noktada devreye girer o cümle: “Elimden geleni yaptım.” Bunu söylediğimizde, içinde bulunduğumuz durumun artık bizim kontrolümüzde olmadığını kabul eder ve bir teslimiyet duygusuyla hafifleriz.
"Elimden geleni yaptım" demek, bir insanın yaşamında karşılaştığı zorluklar ve mücadeleler karşısında kendine sunduğu en büyük tesellidir. Bu cümle, ağır yüklerin altında ezilirken bile boynunu bükmeyen, kendini tüm olup bitenlerin üzerinde konumlandıran bir duruşu simgeler. İnsan, yaşamın karmaşası içinde sık sık bir şeyleri değiştirmeye, düzeltmeye çalışır. Çaba gösterir, yorulur, denemekten bıkmaz ve bazen başarısız olur. İşte bu noktada devreye girer o cümle: "Elimden geleni yaptım." Bunu söylediğimizde, içinde bulunduğumuz durumun artık bizim kontrolümüzde olmadığını kabul eder ve bir teslimiyet duygusuyla hafifleriz.
Camus’nün sözleriyle: "Düş kırıklığına uğramış, yenilmiş ama aynı zamanda bu yenilgiye anlam katmış insanın rahatlığı, asıl mutluluğun kaynağıdır."
Camus'nün sözleriyle
Hayatta tüm gücümüzü ortaya koyarak bir şeyleri değiştirmeye çalıştığımızda, bu çaba her zaman istediğimiz sonucu vermez. Peki, çabalarımız boşa mı gider? Asla. Çünkü asıl kazanım, sonucun kendisi değil; o sürecin bize kattıklarıdır. Tıpkı Albert Camus’nün Sisifos Söyleninde Sisifos’un kayayı sürekli tepeye taşıması gibi. Kayayı her seferinde tepeye ulaştırıp geri düşmesine rağmen, Sisifos’un bu sonsuz mücadelede bulduğu anlam, yaşamın kendisine bir başkaldırıdır. Camus’nün sözleriyle:
"Düş kırıklığına uğramış, yenilmiş ama aynı zamanda bu yenilgiye anlam katmış insanın rahatlığı, asıl mutluluğun kaynağıdır."
İnsan için gerçek özgürlük ve hafiflik, her şeyin sonunda kendine dönüp "Denedim, başaramadım ama elimden geleni yaptım" diyebilme lüksüdür. Bu cümlenin ardında, kendi yetmezliklerini ve sınırlılıklarını kabullenme olgunluğu yatar. Denemiş olmak, kişiye kendi gözünde itibar kazandırır. Çünkü hiçbir zaman sonuçlardan sorumlu olmadık; bizim sorumluluğumuz, yolculuğun kendisiydi.
Bu cümlenin hafifliğinde bir dinginlik saklıdır; hayata ve kendine karşı bir tür affediş. İnsanın elinden geleni yapması ve sonunda kendine karşı dürüst olması, belki de ulaşılabilecek en yüce noktalardan biridir. Çünkü hayat, her zaman başarıya ulaşmakla ilgili değildir. Önemli olan, kişinin iç huzurunu bulmasıdır. Çaba gösterip de başarısız olmanın rahatlığı, çaba göstermemiş olmanın pişmanlığından çok daha hafiftir. En sonunda, kişi elinden geleni yapıp yapmadığını yalnızca kendine itiraf eder.
"Ben elimden geleni yaptım" demenin hafifliği, vazgeçişin ya da yenilginin değil; aksine, var gücünle çabalayıp, artık kendini akışa bırakmanın, kendine duyduğun saygının ve kendinle barışmanın bir ifadesidir.
Yorum Yazın