El-Colani’nin farklı kimliklerle ilgili söyledikleri Rojava’da inşa edilmek istenen bir tür “demokratik konfedaralizm” adı verilebilecek düzene yakın bir sistemi çağrıştırıyor. Doğrusu bunun böyle olup olmayacağını şimdiden söylemek zor ama ilerleyen zamanlarda bu konuyu takip etmek ilginç olabilir.
HTŞ’nin lideri Muhammed Colani, muhalif güçler henüz Şam’a girmeden CNN’e bir röportaj verdi. Bu röportaj öylesine bir röportajdı ki herkesin kafasını karıştırdı. Çünkü karşımızda El-Kaideci bir cihatçı değil, kılığı ve kıyafetiyle Batı dünyasının kabul edebileceği biri vardı. Kılığı ve kıyafetinin ötesinde söyledikleri de şaşkınlık yaratıcı bir içerikteydi.
Colani iktidara geldiklerinde İslami kurallarla mı ülkeyi yöneteceksiniz sorusuna: “Biz geleneklerle ve bölgenin tabiatına uygun bir yönetimden söz ediyoruz. Fakat burada en önemli olan şey kurumlar inşa etmektir. Burada kişiler ya da kişisel arzular tarafından belirlenmiş kurallardan ve kurumlardan söz etmiyoruz, “kurumsal yönetişimden” söz ediyoruz. Yani tek bir kural koyucunun tamamen keyfi kararlarıyla biçimlenmiş bir sistemden söz etmiyoruz. Suriye bunu hak ediyor” diyor.
Colani diyor ki “Hiçbir kimse bir diğerini çizmeye hakkı yoktur. Bu gruplar bu bölgede yüzlerce yıl birlikte yaşadılar ve hiç kimsenin bir diğerini ortadan kaldırmak gibi bir hakkı olamaz. Bu nedenle de (Esad rejiminin yaptığı gibi tek bir grubun değil) herkesin hakkını korumak ve garanti altına almak için yasal bir çerçeve gerekiyor”.
Fakat bence bu “katılımcı bir demokrasi” ima eden cümlelerden belki de daha önemlisi azınlıklarla ilgili soruya verdiği cevaptı. Colani diyor ki “Hiçbir kimse bir diğerini çizmeye hakkı yoktur. Bu gruplar bu bölgede yüzlerce yıl birlikte yaşadılar ve hiç kimsenin bir diğerini ortadan kaldırmak gibi bir hakkı olamaz. Bu nedenle de (Esad rejiminin yaptığı gibi tek bir grubun değil) herkesin hakkını korumak ve garanti altına almak için yasal bir çerçeve gerekiyor”.
Dediğim gibi bu röportaj belki herkesi ikna etmedi ama herkesin kafasını karıştırdı. Çünkü HTŞ’nin El-Kaide gibi bir örgütten türeyen bir örgüt olduğu hatırlanırsa El-Colani’nin bu ifadelerinin “samimi” değil bir tür Batı dünyasının gözünü boyamak için söylenmiş sözler olduğu düşünülebilir. Nitekim, Suriye kaynaklarından HTŞ’nin İdlib’deki yönetiminde baskıcı ve azınlıklara karşı tahammülsüz davrandığına dair iddialar da var.
Aslında El-Colani’nin farklı kimliklerle ilgili söyledikleri Rojava’da inşa edilmek istenen bir tür “demokratik konfedaralizm” adı verilebilecek düzene yakın bir sistemi çağrıştırıyor. Doğrusu bunun böyle olup olmayacağını şimdiden söylemek zor ama ilerleyen zamanlarda bu konuyu takip etmek ilginç olabilir.
Neden mi böyle söylüyorum?
Dünyanın küreselleşme serüveni giderek ulus-devletin “norm” ve “değer” üretme kapasitelerini daraltıyor. Böylelikle etkileri azalan ulus-devletlerde son bir hamle de olsa çaresizce bir tür “milliyetçilikler” yeniden canlanıyor. Bu da ulus-devlet içinde, ulus devletin kendilerine ait olduğunu söyleyen milliyetçi kimliklerle daha azınlık kimlikler arasında siyasi gerilimler yaratıyor.
Bunun da ötesinde, farklı kimliklerden oluşan günümüz ulus-devletlerinin “temsili demokrasiyle” yönetilmeleri de giderek zorlaşıyor. Çünkü, “vatandaş” özelliği kimliklerin ayrışmasıyla ortadan kalkınca, vatandaşı “temsil” ettiğini düşündüğümüz vekiller de ayrışıyor. Dolayısıyla parlamento ortak bir “biz”in alanı olmaktan çıkıyor. (Bizim parlamentomuzda hemen hemen her gün muhalif partilerin verdiği her önerge AKP+MHP oylarıyla reddediliyor. Üstelik de yanlışlığına doğruluğuna bakmadan).
Daha da eklenebilecek nedenlerle önümüzdeki süreçlerde bu gelişmelerin doğal bir sonucu olarak, “yerele” ve “farklılıkların birlikte yaşamasına” vurgu yaparak gelişecek olan yeni bir yönetim anlayışı oluşabilir. Bu mümkün mü doğrusu benim net bir cevabım yok. Ama böyle bir demokrasinin yaratılmasının insanlığın huzuru için gerekli bir sistem olduğunu düşünüyorum. Tabii bu tür bir sistem, insanlar arasında daha adil bir gelir ve daha özgür bir dünya anlamına gelecektir.
İzlemekte ve tartışmakta yarar var.
Yorum Yazın