Bahçeli Erdoğan’ın adaylığı için bazı şartlar öne sürmüş ve şu çok açık ki, bugüne kadar bu şartlar sağlanabilmiş değildir. Sağlanamadığı durumda Bahçeli’nin siyasi tercihinin “konjoktürel” olarak değişebileceği olasılığını hiç yabana atmayalım. Ve o zaman yeni ortak bulması zor olmayacaktır
Devlet Bahçeli’nin açıklamaları Türk siyasetinde pek çok tartışmayı aynı anda başlattı.
Özellikle geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu ile ilgili olan önceki gün de kayyum konusunda yaptığı açıklamalar dikkate değer.
Bu açıklamalarda önemli olan yerleri kısaca hatırlayalım.
İmamoğlu davası ile ilgili olarak; “Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.” dedi.
Ve kayyum konusunda ise “CHP’ye kayyum atanacak tantanası koparanlar içimize kadar yuvalanmış şeytanlardır. Bir kaşık suda fırtına çıkaranların niyeti halis ve hakkaniyetli değildir. CHP’ye kayyum hem doğru değil hem de mümkün değildir.” dedi.
Elbette Bahçeli’nin açıklamalarında ilgili cümleleri alsak da bir bütün olarak okumakta yarar var. Hatta bayramda Türkgün Gazetesi’nde peş peşe üç gün yayınlanan mesajlarını da…
Bahçeli’nin mesajlarının nasıl okunması gerektiği konusunda Mümtazer Türköne’nin;
“Devlet Bahçeli'yi anlamak için biraz hermeneutik bilmek kafi. Eskiler "ifade-i meram, idare-i kelam" derdi. Metinler retorik (idare-i kelam) ve asıl maksat (ifade-i meram) olarak ikili yapıdadır. Bugünkü mesajında ifade-i meram: "CHP’ye kayyum hem doğru değil hem de mümkün değildir." cümlesinden ibaret. Kesin ve keskin bir hüküm.” mesajı da bizim için bir anlamda decoder niteliği taşıyabilir.
***
Şuradan başlayalım, MHP lideri Bahçeli şu anda Cumhur İttifakı içinde AKP lideri Erdoğan ile bir koalisyon kurmuş durumda.
Özellikle 2017’daki referandum ile 2018’de geçtiğimiz Türk Tipi Alaturka Başkanlık Sistemi ile bir anlamda Türkiye’deki yönetim sistemini “reform” etmiştir.
Ve iki partinin muhtemelen 2015 Nisan ayı konjonktüründe başlayan ideolojik ortaklığı bugün halen devam etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada iki liderin bu ortaklığının amaçları da büyük ölçüde dönüşmüştür.
2015’de yükselen Kürt siyasi hareketini etkisiz kılmak için başlayan bu ortaklık bugün Bahçeli için ülke ve devletin beka ve güvenliğinin korunması; Erdoğan için ise iktidar olma halinin sürdürülmesidir. açık biçimde bu iki amaç birbirini dışlamasa da birbirinden farklıdır.
Bu açıdan Bahçeli’nin konuşmasını sadece Erdoğan ile kurduğu ittifakın sürdürülmesine sığdırılmayacak kadar kapsamlı ve kendince onu aşan bir anlama sahiptir.
Görünen o ki, Bahçeli, 19 Mart’ta İmamoğlu’na yapılan operasyon sonrası gerek toplumsal tepkinin tüm yurtta meydanları doldurması, yapılan kamuoyu anketlerinde gerek CHP’nin yüksekliği gerekse toplumun operasyona bakışının olumsuz olması Bahçeli’yi, İmamoğlu konusunda yukardaki açıklamayı yapmış olabilir.
Bahçeli’nin açıklaması esas olarak davada, somut ve sarih deliller ortaya konarak maddi gerçekler ışında davanın hızla bitirilmesini talep etmektedir. Bunu özellikle toplumsal tepkilerin sona ermesi açısından istediği açıktır.
***
Son olarak Bahçeli’nin açıklamlarının bence tarihten bağımsız olarak konjonktürel olarak değerlendirilmesinden fayda vardır. Yani ülke koşullarına bağlı olarak siyasi tercihlerinin de değişebileceği gerçeğini gözaltı etmeden.
Bahçeli 5 Kasım 2024 tarihinde şu konuşmayı yaptı; “Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eğer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Sayın Recep Tayyip Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle ve birikimiyle bize göre tek seçenektir.”
Bahçeli’nin bu konuşması Erdoğan’ı tek başına MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı (Anayasal olarak mümkün olmasa da) yapmamaktadır. Bu adaylık belli şartlara bağlanmıştır.
Bunlar;
* Terörün bitmesine,
* Enflasyonun düşmesine ve
* Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkmasıdır.
Yani MHP için Erdoğan’nın tek seçenek olması ancak üstteki “şartlar”ın yerine gerilemesi ile mümkündür.
Peki bugün, yukarıdaki koşullar sağlanmış mıdır?
Hayır.
Dahası yakın zamanda bu şartların sağlanması mümkün müdür?
Kolay görülmüyor.
Bu şartların yerine getirilmesi iktidar olan Erdoğan liderliğindeki hükümetin sorumluluğundadır.
Ve şu çok açık ki, bugüne kadar bu şartlar sağlanabilmiş değildir.
Bu ise Bahçeli’nin siyasi tercihinin “konjoktürel” olarak değişebileceği olasılığıdır. Bu durumda Bahçeli’nin yeni ortak bulması zor olmayacaktır.
Bunun gerçekleşmesi yazıldığı kadar kolay olmasa da, Bahçeli için her şey “devlet”in beka ve geleceği içindir. Bu durumu tehlikeye sokacak her ortaklık Bahçeli için yok hükmünde olacağı açıktır.
----
Dostumuz arkadaşımız Sırrı Süreya Önder'in bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Dualarımız onunla...

Yorum Yazın