Demokratik siyaset zeminini hedef alan, tahrip eden hukuksuz uygulamalar hız kazandı. Kuruluşu HDP öncesine dayanan Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nin ve DEM Parti’nin 31 Mart yerel seçimlerinde CHP ile geliştirdiği Kent Uzlaşısı ittifakına ve belediyelere kayyım atamaları operasyonları çoğaldı.
15 Şubat geride kaldı. Sürece ilişkin, aralarında Kürt tarafından bazı önemli aktörlerin de olduğu çok sayıdan kişinin ifade ettiği, İmralı’dan gelecek açıklama gelmedi.
Açıklamanın hazırlıklarının tamamlanmadığı, yetişmediği iddia ediliyor. Başka iddialar veya bilgiler de dolaşıma sokuldu.
Gazeteci eski Anadolu ajansı genel müdürü Kemal Öztürk, 13 Şubat 2025 tarihinde NTV‘de Yakın Plan programında mealen “Öcalan’ın açıklamasının iktidarın istediği çerçevede ve sınırda olmadığını, muğlaklıklar içerdiğini, örgütün farklı anlamlar ve sonuçlar çıkaracağı bir açıklama olduğu için yaptırılmadığını ifade etti.” Öztürk, kısa ve özlü açıklamayla silahlı mücadelenin bırakılmasıyla sınırlı bir açıklama beklendiğini vurgulayarak, DEM Parti’nin dahi bu konuda net tutum takınmadığını ileri sürdü. Bunların yorum değil, bilgi olduğunu ima etti.
DEM Parti İmralı heyetinin Irak Kürdistan Federal Bölgesi’ne ziyareti sonrası yeni bir İmralı ziyaretinin olmayabileceğini ifade etmesi ise, birilerine veya bir yerlere verilen mesaj değilse, başlamadan tıkanan yeni sürecin işareti olabilir.
Bütün bunları ve sahada olanlar bir sıkıntıya, soruna işaret ediyor. Son iki haftadır sahanın siyaset ve topluma yansıması negatif.
Demokratik siyaset zeminini hedef alan, tahrip eden hukuksuz uygulamalar hız kazandı. Kuruluşu HDP öncesine dayanan Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nin ve DEM Parti’nin 31 Mart yerel seçimlerinde CHP ile geliştirdiği Kent Uzlaşısı ittifakına ve belediyelere kayyım atamaları operasyonları çoğaldı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum bu durumu hafta sonu X hesabından “Terörle mücadelede organik bütünlük yaklaşımı, aktif terör unsurlarıyla beraber terör yapılarının destek unsurlarını da kapsar. Bu destek unsurları arasında seçimi ve yerel idareleri istismar edenler, seçilme hakkını kötüye kullananlar ve halkın iradesini terör vesayetine teslim edenler de bulunuyor” şeklinde izah etti.
Anlaşılan İmralı’dan “silahlara veda” açıklamasının beklendiği süreçte kayyım ve HDK operasyonları devam edecek. Bu ateşi harlamak gibi bir şeydir.
Dış düşmana karşı iç cepheyi tahkim etmek amacıyla 1 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin hamlesiyle başlatılan sürecin demokratikleşme perspektifiyle yapılmadığı çok açık. Otoriter bir siyasi ittifaktan ve yönetimden böylesi bir beklenti de zaten yok.
Toplumda güveni artıracak, silahlara veda edeceklerin demokratik siyasette yer almalarını sağlayacak açılımlar yapmadan elde edilecek hiçbir sonuç, bırakalım Kürt sorunun çözümünün önünü açmasını, silahlara veda etmenin dahi kalıcı bir sonuç doğurması mümkün değildir.
TOPLUMSAL GÜVEN ARTIRICI ADIMLAR ŞART
“Silahlara veda” sınırında dahi kalarak sürecin devam etmesi, işin doğasının bir gereği olarak demokratik siyaset alanında ferahlama, genişleme yaşanması zorunludur. Başka türlüsü düşünülemez.
Silah bırakmayı, ellerin tetikten çekilmesini konuşmak, silahlı olanların toplumsal yaşamda yer almasına alan açılmasını zorunlu kılarken, demokratik siyaset alanını tahrip etmek, daha da daraltmak, silahlara veda arayışının doğasına aykırıdır.
Hele de söz konusu olan on binlerle ifade edilen silahlı bir yapıdan ve birçok bölgesel küresel güçlerin role soyundukları bir süreçten söz ediliyorsa, taraflar mutlaka çok daha dikkatli ve özenli bir yaklaşım sergilemek zorundalar.
Başka türlü sürece dair toplumdaki temkinli iyimser beklentileri karşılamaya yönelik güvenirliği artıracak adımlar atmak ve açılımlar yapmak zorlaşır. Bu olmadığı sürece riskler büyür ve karşılık üretir.
Dünya örneklerinde görülen askeri hareketlik ile bugün ülkemizde yaşanan tekil vakalar sınırında görülemeyecek, sistematik demokratik siyaset alanında olanları aynı, benzer, kıyaslanabilecek, örnek gösterilebilecek ve makul görülecek bir şey değildir.
Toplumda güveni artıracak, silahlara veda edeceklerin demokratik siyasette yer almalarını sağlayacak açılımlar yapmadan elde edilecek hiçbir sonuç, bırakalım Kürt sorunun çözümünün önünü açmasını, silahlara veda etmenin dahi kalıcı bir sonuç doğurması mümkün değildir.
Aksine sorunun daha da karmaşıklaştığı, 2013-2015 çözüm süreci sonrasında yaşanarak görüldü. Sıkça ifade edilen Bahçeli’nin devlet aklının temsilcisi olarak harekete geçtiği belirlemesi doğruysa, sorunun çözümünü makulde aramak devlet yöneticileri/kurumları - bürokratları demokratik siyasete yönelik yaygınlaştırma eğilimi içerisine girmez.
Eşit yurttaşlık için Kürt Türk kardeşliğini savunanları terör parantezine almak iç tahkimde başı ezilecekler olarak tanımlamak, ülkeyi derin bir kuyuya sürüklenme riskini büyütmek olur, tarihsel fırsat penceresinin kapanmasına yol açabilir.
Silahlara veda yolculuğu, herkesin eşit toplumsal ve siyasal yaşamda yer alması hedefiyle güven artırıcı tutumları gerektirir.

Yorum Yazın