Dahl’a (1971) göre çağdaş demokrasi – Poliarşi – siyasal katılma ve temsil yoluyla siyasal kararların kendisini içinde gören seçmen yaratarak, seçmeni kapsayan, kavrayan, kucaklayan (inclisivity) bir süreç ve alınan kararlara çekincesiz ve korkusuz itiraz hakkını içeren muhalefetten oluşur. Her iki süreç de siyasal katılma ile hayat bulur. Bu nedenle, demokrasinin hayata geçmesi için siyasal katılma esastır. Siyasal katılmanın gerçekleşebilmesi için çekincesiz ve korkusuz bir biçimde bireylerin eylem yapabilmesi, kendi düşünce, fikir, tercih ve çıkarlarını ifadelendirmeleri esastır.
Giriş: Demokrasi ve İfade Özgürlüğü
Çağdaş demokrasi, hukuk devleti ile uyumlu çalışan temsili bir hükümet biçimi olarak, kısaca liberal demokrasi diye anılır. Liberal demokrasi için Robert Dahl (1971: 3) yayınladığı Polyarchy (Poliarşi) adlı eserinde ortaya koyduğu tanım Siyaset Bilim yazınında temel çağdaş demokrasi tanımı olarak kabul görmektedir. Bu tanıma göre demokrasinin temel direği siyasal katılmadır. Siyasal kararlara etkide bulunmak için tasarlanarak yapılan özgür ve özerk bireysel davranışlar (action / eylemler) siyasal katılmayı oluşturur. Siyasal katılma hem kendi başına hem sonucunda ortaya çıkan en önemli neticelerinden birisi olan siyasal yetkelerin (otoritelerin) seçmeni temsil edecek şekilde seçilmesiyle oluşan siyasal temsille birlikte demokrasinin bir ayağını oluşturur. Siyasal katılmanın bir başka tezahür şekli de siyasal yetkeler tarafından alınan bağlayıcı – yaptırım ile (ödül veya ceza vermek suretiyle) desteklenen – kararların ortaya çıkardığı sonuçlara itiraz etmek için yapılan siyasal eylemlerdir ki, bunların en belirgin kurumsal biçimi muhalefet kurumudur. Dahl’a (1971) göre çağdaş demokrasi – Poliarşi – siyasal katılma ve temsil yoluyla siyasal kararların kendisini içinde gören seçmen yaratarak, seçmeni kapsayan, kavrayan, kucaklayan (inclisivity) bir süreç ve alınan kararlara çekincesiz ve korkusuz itiraz hakkını içeren muhalefetten oluşur. Her iki süreç de siyasal katılma ile hayat bulur. Bu nedenle, demokrasinin hayata geçmesi için siyasal katılma esastır. Siyasal katılmanın gerçekleşebilmesi için çekincesiz ve korkusuz bir biçimde bireylerin eylem yapabilmesi, kendi düşünce, fikir, tercih ve çıkarlarını ifadelendirmeleri esastır. Bu nedenden dolayı, liberal demokrasinin tanımı gereği siyasal katılma ve ifade özgürlüğü birbiriyle yakından ilişkili olup, birbirlerini tamamlarlar.
İfade özgürlüğünün siyasal katılma ile birlikte saygın ve etkili olabilmesi, aynı zamanda demokrasinin çalışması için elzem olan enformasyon, veri, bilgi ve özellikle gerçek hakkında bilgilenmek için zorunludur. Demokrasi seçmenin seçimlerde oy kullanmaktan seçim kampanyalarına, gösteri ve toplantılara, dernek ve kulüp etkinliklerine kadar katılmasını sağlayarak halkın halk tarafından ve halk için yönetimini sağlamasına dayanır. O halde bu süreçte seçmenin eyleme geçebilmesi için bilgi ve enformasyon sahibi olması gereklidir. Bu bilgi ve enformasyonun dünyevi gerçeklerle tamamen örtüşmesi, gerçek olan gelişme, olgu ve olaylar hakkında olması zorunludur. O halde liberal demokrasiyi en derinden etkileyen temel olgulardan birisi, belki de en başta geleni de dünyadaki ve toplumdaki olaylar, olgular ve gelişmeler hakkındaki bilgi ve enformasyonun gerçekliğinden ibarettir. Bilgi, veri ve enformasyon kirliliği ve onalrın gerçekle olan sorunlarının bulunması durumunda demokrasinin çalışması zora girer. Bu durumda liberal demokrasi çalışır mı? Liberal demokrasinin mevcudiyetinden bahsedilebilir mi? Ondan umulan erdemli gelişmeler, insan hakları, özgürlükler ve insan vakarına dayanan bir hayat mümkün olabilir mi?
Gerçekler hakkında tam ve doğru bilgilere ulaşamayan seçmenin vereceği kararlar ve ortaya koyacağı tercihler de gerçek-dışı veya sahte (fake) habere, bilgiye dayalı olarak gerçekleşecektir. Bu yolla yolsuzluk ve yozlaşmanın kaynağı olan siyasal hareketler, örgütler ve siyaset erbabının, sanki bunun tam tersiymiş gibi takdim edilerek desteklenmesinin sağlanması mümkün hale gelmektedir.
LİBERAL DEMOKRASİYİ YOZLAŞTIRMAK İÇİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOZLAŞTIRMAK
Liberal demokrasinin çalışmasını akamete uğratmak için ifade özgürlüğünü yozlaştırmak (dejenere etmek) yeterlidir. Gerçekler hakkında tam ve doğru bilgilere ulaşamayan seçmenin vereceği kararlar ve ortaya koyacağı tercihler de gerçek-dışı veya sahte (fake) habere, bilgiye dayalı olarak gerçekleşecektir. Bu durumda tam ve gerçek enformasyonla hareket ederek karar alan bir seçmen çoğunluğundan artık bahsedebilmek mümkün değildir. Bu yolla yolsuzluk ve yozlaşmanın kaynağı olan siyasal hareketler, örgütler ve siyaset erbabının, sanki bunun tam tersiymiş gibi takdim edilerek desteklenmesinin sağlanması mümkün hale gelmektedir. Bu amaçla çeşitli yöntemler uzun yıllar boyunca siyasal güçler ve iktidardaki siyasal kişilik ve kuruluşlar tarafından uygulanmıştır.
Bunlardan en eskisi sansürdür. Bir siyaset erbabını, kuruluşunu, hareketini veya partiyi yolsuzlukla veya yozlaşmış etkinliklerle ilgili olarak gösteren haber ve bilgilerin, ne derecede doğru olursa olsunlar yasaklanmak, engellenmek suretiyle sansür uygulanır. Bu kişi ve yapıları onların istemediği şekilde gösteren kavram, ifade, ibare ve sloganlar da benzer olarak engellenir; kullanılması yasaklanarak o kişi ve yapıların itibarı korunmaya çalışılır. Burada öncelikle kaybeden gerçeklerdir. Bu yolla hakikat tahrip edilmeye, ortadan kaldırılmaya, onun yerine alternatif bir gerçek inşa edilmeye çalışılır. Sansür veya engelleme özellikle gerçek dışı haberleri bilerek, tasarlayarak ve isteyerek yaymak veya kısaca dezenformasyon söz konusu olduğunda kabul edilebilir. Ayrıca, aynı sonuca varan ama sehven yapılan yayın ve haberler de, kısaca mezenformasyon (misinformation) da, makul ve meşru olarak engellenebilir ve her iki halde de yapanlar hakkında soruşturma açılabilir. Bunda bir sorun bulunmamaktadır. Ancak, ne dezenformasyon ve ne de mezenformasyon niteliği taşımayan haberlerde bu tür engellemelerin yapılması liberal demokrasi ile uyumlu değildir. Böyle durumlarda sansür uygulamaları iktidarın işine gelen haberlerin onun işine geldiği şekilde yayılması, muhalefetin ise bu konularda sesinin kısılması anlamını taşır ki, liberal demokrasinin yozlaşması artık söz konusudur. Gerçekler üzerinden itirazını dillendiremeyen muhalefetin varlığı böylece sarsılarak demokrasinin bir ayağı zafiyete uğrar.
Çağımızda değişen iletişim teknolojisi, özellikle elektrik ve elektronik alanlarındaki müthiş teknolojik yenilenme sonucunda çok daha sorunlu uygulamalar liberal demokrasiyi tehdit eden bir hal almaktadır. Çok büyük çapta bilgi, veri, enformasyon ışık hızında dünyayı dolaşabilmektedir. Bu çapta bir iletişimin artık izlenebilmesi bir kenara depolanabilmesi bile olanaksız bir hal almıştır[1]. Bu durumda dolaşan bilgi, veri ve enformasyonun içeriği ve gerçeklerle olan bağı çok sorunlu bir hal almış bulunuyor.
Sosyal medya, aslında insanlığın başından beri mevcut olan dedikoduyu küresel bir boyuta taşımıştır. Dedikodu insan toplumları için önemli bir olgudur. Bu yolla insanlığın çok küçük topluluklar halinde yaşadığı zamanlardan itibaren bazı elzem bilgilerin kulaktan kulağa yayılması sağlanabilmiş, insan topluluklarının varlıklarını sürdürmeleri kolaylaştıran güven, sosyal ilişki ve dayanışma sağlanabilmiştir (Robbins M. L., Karan A., (2020): 185–195). Ancak, bu süreç sosyal medya kaynaklarından küresel olarak tüm dünyaya yayıldığında toplumsal, yüz yüze ilişkilerden ibaret olmaktan çıkmış ve bilgi ve enformasyonun içeriğinin gerçekle olan bağı her zaman sürdürülememiştir. Yapılmamış bilimsel araştırmalar, yayınlanmamış makale ve kitaplar, bilimsel temeli olmayan iddia ve savlar kolayca ortaya konulup yayılabilmekle kalmamış, aynı zamanda geniş izleyici ve destekçi kitleleri türemiştir. Örneğin, 2020 – 2023 arasında yaşadığımız COVID-19 pandemisi sırasında türlü bilgilerin bilimsel içerikten bağımsız olarak, komplo kuramları yardımıyla tüm dünyaya yayıldığına tanık olduk. Bu yüzden kaç kişinin gereken bilimsel yardımları alamadıkları için vefat ettiğini bilemiyoruz. Sosyal medyada yayınlanan bir çok bilgi ve haberin kaynağının sorunlu, yanlı olduğu, bunların gerçek olmadığı görülmektedir. Ana akım medya ve basında haberlerin gerçekliğinin saptanması suretiyle yayınlanması etik ilkesi sosyal medyada uygulanamadığından, sapla saman birbirine karışmakta, bu durumda da seçmenin üzerinde müthiş bir enformasyon, dezenformasyon, mezenformasyon birikimi söz konusu olmaktadır. Bu sürece ayrıca müdahil olan ulus-devletlerin psikolojik savaş uzmanları aracılığıyla seçmenlerin düşünce, bilgi, fikir ve tercihleri değiştirilebilmektedir[2]. Bu durumda seçmenlerin oy verme davranışları, bazıları hasım da olan devletlerin ajanları tarafından etkilenerek, o devletlerin istedikleri siyasal kişilik ve partilerin seçimlerde daha fazla oy almaları sağlanırken, liberal demokrasi aşınmakta ve yozlaşmaktadır.
Serbest haber alma, sansürsüz iletişim, herhangi bir düzenlemeye tabi olmadan gerçekleştirmeye çalışıldığında ortaya yeni sorunlar çıkabilmektedir. Ağustos 2024 sonunda Brezilya Yüce Mahkemesi Elon Musk’ın “X” medyasının (eski Tweeter) yasaklanmasına karar almıştır. Brezilya Yüce Mahkemesi’ne göre Brezilya’daki Başkanlık seçimlerinde ve sonrasında yaşanan aşırı sağcı iktidarı ele geçirmeye yönelik kalkışma için etik düzenlemeleri olmayan X sosyal medyası dezenformasyon amaçlı olarak kullanılmıştır (https://www.bbc.com/news/articles/c5y3rnl5qv3o). Serbest haber yayma söz konusu olduğunda, suç olarak tanımlanabilecek pek çok eylem de bu kanallar kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Şantaj, tehdit, aşağılama, iftira, küfür, kişilik haklarına asılsız isnat ve saldırı, bir ırkı, cinsi, ulusu, dini veya mezhebi hedef alan küçük düşürücü ifade ve isnatlar yapılabilmektedir. Sosyal medyanın küresel ağlar biçiminde ve serbest iletişim kanalları olarak gelişmesi haber, veri ve enformasyon akışı kadar da mezenformasyon ve ırkçılık, cinsiyetçilik, dincilik, mezhepcilik üzerinden dezenformasyon yayılmasına da neden olmuşa benzemektedir. Bu dönemde komplo kuramlarının yaygınlaşmasında da artış yaşanmışa benziyor. Üstelik devletlerarası iktidar mücadeleleri iç siyaseti ve liberal demokrasiyi de hedef alarak onları çalışmakta zorlanan bir hale getirmektedirler.
Bu ortamda birçok konunun tartışılması da zorlaşmakta, eskiden serbest forumlar da, başta üniversite kampüsleri olmak üzere bu gelişmelerden nasiplerine düşeni almaktadırlar. Konuşmacıların kültürel kimlikler, değerler ve mem’ler hakkında yaptıkları açıklamalar incinme, kırgınlık, kızgınlık ve öfkeli tepkilere, şiddete yol açabilmektedir. Birçok liberal demokraside üniversite kampüslerinde birilerinin incinmesini sağlayacak içerikte toplantı, konferans, seminer düzenlemek zorlaşmakta, hatta olanaksızlaşmaktadır[3]. 21. yüzyılda adeta bir yeni hak olarak “incinmeme hakkı” (the right not to be offended) gibi bir talebin doğmakta olduğunu görüyoruz (Ash, Timothy G. (2016): 89 – 95).
Bu koşullarda çekincesiz, korkusuz bir biçimde fikir, düşünce ve önerilerini medya ve basını da kullanarak açıklamak suretiyle ifade, düşünce açıklama özgürlüğü ve hakkını kullanmak giderek zorlaşmaktadır. Bu durumda çeşitli tonlarda demokrasi ve otokrasi karışımı olan melez (hybrid) siyasal rejimlerin doğmakta ve 21. yüzyılın adeta bir melez rejimler çağına doğru yol almakta olduğuna tanıklık ediyoruz.
SONUÇ: DAHA AZ LİBERAL DEMOKRASİ, DAHA ÇOK MELEZ REJİMLER
Liberal demokrasinin seviye kaybetmesi, aşınması ve otokratik bir içeriğe doğru sürüklenmesi için ifade özgürlüğünün suistimal edilmesi yeterliymiş gibi duruyor. Toplumda dolaşan haber, bilgi ve verilerin gerçekle olan bağını aşındırmak hatta kopartmak, hakikati itibarsızlaştırarak seçmenin gerçeklere bakarak düşünmesi ve karar almasını olanaksız kılmak mümkün hale geliyor. Böyle bir ortamda halkın kendi çıkarını doğru olarak algılaması ve ona dayanarak karar alması da olanaksız bir hale gelmektedir. Sapla samanın karıştığı bir haber, bilgi ve veri dolaşımı ortamında hangi konuda doğru, geçerli ve gerçek bilgiye dayalı olarak halk / seçmen karar alıp tercih belirtebilir? O zaman, liberal demokrasiler bu durumda nasıl erdemli bir rejim olarak uygulanabilecektir?
Bu koşullarda çekincesiz, korkusuz bir biçimde fikir, düşünce ve önerilerini medya ve basını da kullanarak açıklamak suretiyle ifade, düşünce açıklama özgürlüğü ve hakkını kullanmak giderek zorlaşmaktadır. Böylece liberal demokrasi aşınmakta ve seviye kaybetmektedir. Buna dezenformasyon ve mezenformasyon yaygınlaşmasını da ekleyecek olursak, ifade özgürlüğü alanının bir hayli daralmakta olduğu, liberal demokrasinin yozlaşmadan varlığını sürdürmesinin güçleştiğini görüyoruz. Bu durumda çeşitli tonlarda demokrasi ve otokrasi karışımı olan melez (hybrid) siyasal rejimlerin doğmakta ve 21. yüzyılın adeta bir melez rejimler çağına doğru yol almakta olduğuna tanıklık ediyoruz.
Liberal demokrasinin az sayıda ülkede varlığını sürdürecek istisna bir uygulama olmasına doğru yol aldığımız görülüyor. Bu gelişmelerin insanların erdemli, vakarlarıyla yaşama sahip oldukları bir toplumda yaşama ideallerini de zorlayacağını, barışın daha güçlü olarak yerleşeceği bir uluslararası sistemin de daha zora gireceği bir duruma işaret edip etmeyeceğini de önümüzdeki yıllardaki gelişmeler gösterecekmiş gibi duruyor.
---
Kaynakça
Ash, Timothy G. (2016) Free Speech: Ten Principles for a Connected World (London: Atlantic Books).
Dahl, Robert (1971) Polyarchy: Participation and Opposition (New Haven, Conn.: Yale University Press).
Levin, Dov H. (2019) “Partisan electoral interventions by the great powers: Introducing the PEIG Dataset,” Conflict Management and Peace Science, Vol. 36, no. 1: 88–106
Robbins M. L., Karan A., (2020) “Who gossips and how in everyday life?” Social Psychological and Personality Science. Vol. 11: 185 – 195.
[1] Cisco Systems’e göre dünya 9 Eylül, 2016 günü dünyadaki tüm kullanıcıların internet kullanım hacmi 1 zettabyte’ı geçti. (https://blogs.cisco.com/sp/the-zettabyte-era-officially-begins-how-much-is-that). (1ZB= 10007bytes = 1021bytes = 1000000000000000000000bytes = 1000exabytes = 1millionpetabytes = 1billionterabytes = 1trilliongigabytes.) 40 yılda bu noktaya ulaştık. 2016’dan dört yıl sonra, tahminlere göre 2020 gibi tüm internet 64 Zettabyte hacime, 2022’de de 175 zettabyte’a ulaştı. Bu hacim tüm dünyada depolayabileceğimiz verilerden daha fazlasına ulaştığımız anlamını taşıyor.
[2] Levin, Dov H. (2019) : 88–106 malkalesinde 1 Ocak 1946 – 31 Aralık 2000 arasında ABD ve SSCB / Rusya’nın toplamda 117 kez çeşitli ülkelerin seçimlerine müdahale ederek seçim sonuçlarını kendi istedikleri yöne çevirmeye çalıştıklarını saptamış bulunmaktadır (2019: 94).
[3][3][3][3] Bir konuşmada kullanılan kavramlar, mem’ler, simgeler kolaylıkla bir kesimi veya kişiyi aşağılamak için kullanılabilmektedir. Bu yolla mesaj vermek isteyenlere karşı çıkıldığüında incinmenin tamamen öznel birr uh hali olduğu ifade ediebilmekte, adeta incinen sorunluymuş gibi bir hava yaratılabilmektedir. Onun için kültürel konulardaki ifade şekilleri ve onların kullanılışı başlı başına bir soruna dönüşmekte, bir çok durumda karşılıklı kırgınlık, kızgınlık ve şiddet üretebilmektedir. Internet üzerinden yapılan açıklamlarda bud aha kolayca milyonlarca kişiye yayılabilmekte, sadece topluluklar arasında değil uluslararasında da sorunlara neden olabilmektedir (Ash, 2016: 89 – 90).
Dezenformasyon ve mezenformasyon+hakikatin çarpıtılması, aslında biz buna herkesi, her ideolojinin kendi doğrularını yaratması ve bu doğruları kabul ettirmeye çalışması... İşte bunların önüne geçmek için bilgi okuryazarlığı, bilim okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı, işte ne bileyim sağlık okuryazarlığı, dijital okuryazarlık gibi eğitimlerin verilmesi ve halkın kendi kendini yönetebilmesi için önce kendi kendini koruması, manipülasyonlara, komplolara ve tabi ki hern söylenene inanmaması, kanmaması gerekir. Okuldan bağımsız sosyal ve kişisel anlamda gelişmeyen toplumlarda doğrular hakikatleri yutar!
Hicran
26-09-2024 23:37