Bugünkü yazıyı ağırlıklı olarak MASAK’ın internet sitesine bırakacağım; bold ve/ya da italik yazılmış bölümler MASAK sitesinden, bold ve italik olmayan bölümler ise bendenizin.
Masak, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı bir birim, açılımı da “Mali suçları araştırma kurulu”.
Hemen aşağıya önce MASAK’in sitesinden vizyon ve misyon başlıklarını aktarıyorum, siz okurlardan istirhamım bu vizyon ve misyonun dikkatli okunması.
Vizyon: Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele ederek etkin bir ekonomi ve güvenli bir toplum oluşmasına katkıda bulunan öncü bir kurum olmaktır.
Misyon: Aklama ve terörün finansmanı suçlarının önlenmesi ve tespitine yönelik olarak; politika oluşturulması ve düzenleme yapılmasına katkıda bulunmak, hızlı ve güvenilir bir şekilde bilgi toplamak ve analiz etmek, araştırma ve inceleme yapmak, elde edilen bilgi ve sonuçları ilgili makamlara iletmektir.
Vizyonu ve misyonu yukarıda aktarılan MASAK 25 Aralık 2024 günü sitesinde bir basın duyurusu açıkladı, işin başka bir ilginç yanı da aynı basın bildirisinin, marifetmiş gibi, Hazine ve Maliye Bakanlığının sitesine de hemen konmuş olması.
25 Aralık 2024 tarihli MASAK basın bildirisini, daha on gün önce, aşağıda aynen sizlere aktarıyorum:
Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının kayıt dışı ekonomiyle, suç gelirlerinin aklanmasıyla ve terörizmin finansmanıyla mücadeleye yönelik çalışmaları titizlik ve hassasiyetle sürdürülmektedir. Ekonomik faaliyetlerde nakit kullanımının azalması bu açıdan arzulanan bir durum iken, Başkanlığımızca 1 Ocak 2025’ten itibaren bankalara nakit yatırılması veya bankalardan nakit çekimi sırasında dayanak belge istenmesi yönünde bir uygulama başlatılması söz konusu değildir.
Şimdi size, yukarıdaki alıntıyı okuduktan sonra, basit bir, iki soru:
1-Bu basın bildirisi ile MASAK’ın misyon ve vizyonu (hemen yukarıda) uyuşmakta mıdır?
2-Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
3-Bu bankalara yatırılan ya da çekilen belirli bir miktarın üzerindeki paraların dayanak belgesi istenmemesi ile kayıtdışı ekonomiyle mücadele beraber gidebilir mi?
4-Dünyada, ama çağdaş dünyada, vergi cennetleri dışında, bizdeki kadar rahat dayanak belge istenmeden bankaya her türlü paranın yattığı ve çekildiği bir başka ülke var mıdır?; bu vergi cennetleri konusuna aşağıda döneceğim.
5-MASAK yetkililerine ve dahi Mehmet Şimşek’e çok net sormak lazım, bu basın bildirisinin yayınlanmasının amacı nedir?
Bu basın bildirisinin anlamsızlığını göstermek için MASAK sitesinden aşağıya başka alıntılar aktarıyorum, lütfen okuyun ve MASAK’ın basın bildirisinin komikliğini bir kez daha değerlendirin lütfen.
Suç gelirlerinin aklanması:
Suç gelirinin aklanması genelde üç aşamadan oluşan bir süreç içinde gerçekleştirilmektedir.
Bu aşamalar kirli bir çamaşırın makinede yıkanmasına benzetilerek açıklanmaya çalışılmıştır:
Birinci aşamada çamaşır makineye atılmakta– [Yerleştirme (Placement)]
İkinci aşamada çamaşır makinede yıkanmakta – [Ayrıştırma (Layering)]
Üçüncü aşamada ise temizlenmiş halde makineden çıkarılmaktadır [Bütünleştirme (Integration)].
Aklamanın genel amacı; yasal olmayan faaliyetlerden elde edilen gelirlerin yasal olarak elde edilmiş gibi mali sisteme sokulmasıdır.
Suç gelirine kaynaklık eden en önemli suçun uyuşturucu ticareti, ve bu suçtan elde edilen gelirlerin çok büyük bir bölümünün nakit kullanımının düşük olduğu ve alınan önlemler nedeniyle büyük miktarlı nakit işlemlerin dikkat çektiği ülkelerde oluştuğu dikkate alındığında, bu gelirlerin nakit sisteme sokulması, aklayıcılar açısından daha büyük önem kazanmaktadır. Çünkü nakit halindeki gelir, günlük kullanımlar için harcanabilecek çok küçük bir kısmı hariç kullanılmaya uygun değildir. Dolayısıyla nakit halindeki bu gelirin kullanılabilir hale getirilmesi yani aklanması gerekir.
Yukarıdaki bold ve italik cümleyi sitesine koyan da, 25 Aralık tarihli basın bildirisini yine aynı siteye koyan aynı kurum, MASAK.
Çok tuhaf bulmuyor musunuz?
GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLAR (MASAK)
Başkanlığın görev ve yetkileri 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 231 inci maddesinde düzenlenmiş olup buna göre MASAK aşağıdaki temel hizmetleri yürütmektedir:
*Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla plan, program, politika, strateji hazırlama ve geliştirme süreçlerine katkıda bulunmak, kurum ve kuruluşlararasında ulusal düzeyde risk değerlendirme çalışmaları da dâhil olmak üzere koordinasyonu sağlamak,
*Faaliyet alanıyla ilgili mevzuat çalışmaları yapmak,
*Suç gelirlerinin aklanmasının, terörizmin finansmanının ve ekonomik güvenliğe yönelikrisklerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi kapsamında gelişmeleri izlemek, önlemlergeliştirmek, analiz, araştırma ve inceleme yapmak,
*Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve bunları kaydetmek, istihbarat üretmek, gerekli görüldüğünde üretilen istihbarat ve analiz sonuçları hakkında ilgili birimleri bilgilendirmek.
***
Masak sitesinde bunları yazmış ama nedense 2006 tarihli Kurumlar Vergisi Kanunundaki amir hükme rağmen vergi cennetlerine giden paradan yüzde otuz kesinti yapılamıyor çünkü Cumhurbaşkanlığı bu vergi cennetlerinin isimlerini bir türlü Resmî Gazetede yayınlamıyor.
Neden?
Bu “neden?” sorusunu ağırlıklı olarak Mehmet Şimşek’e soruyorum aslında.
Bu yazının başlığına dönelim ve karapara konusunda “mış gibi yapmak” ifadesini bir kez daha düşünelim isterseniz.
Yorum Yazın