Zaman geçirmeden bugüne dek yapılmış görüşmelerin nihayete erdirilmeyip yeniden ele alınması için son kavşaktayız. DEM Parti’nin dün yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre 9 Şubat’a kadar vakit de var. CHP’nin yeni bir hamle başlatması mümkün ve gerekli!
Şimdiye dek çeşitli görüşmelerden sonra, ülkenin sahibi olduğunu düşünen iki parti, yani AKP ve CHP, diğer partilerle görüşmelerinde burunlarından kıl aldırmadıklarından şimdiye dek herhangi bir uzlaşma üretemediler. Öyle gözüküyor ki yerel seçimlere giderken, MHP’yi AKP’nin “iç sesi”, Hüda-Par’ı da bir “istihbarat projesi” olarak düşünürsek AKP yeni bir ittifak üretemedi. CHP ise, Erdoğan ve güvenlik bürokrasisinin yaymaya çalıştığı DEM parti antipatisinden kurtulamayıp bu partiyle köprüleri attı.
Yüzüncü yılını devirmiş bir cumhuriyeti paranteze almak gibi derdi olan bir iktidarın olduğu bir dönemde bu durumun normal bir durum olup olmadığını sorgulayabilirsiniz. Doğrusu durumun böyle bir sorgulamayı hak ettiği çok açık. Çünkü ortada tuhaf bir durum var. Tuhaf çünkü hani ne derler zaten önceki seçimde mağlup olmuş bir ana muhalefet partisi olarak CHP, nasıl olacak da bu maçı kazanacak? Karşılarındaki iktidar, devlet olanaklarını sonuna kadar kullanarak seçimlere gireceğine göre CHP hangi gerekçelerle mesela DEM partisiyle bir uzlaşma üretememiştir?
Aslında bu tür soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Ama bildiğimiz ya da açık olarak görünen bir durum varsa o da bu gidişle iktidarın bu kez yerel seçimleri de kazanacağı. Yani muhalefetin 2019 seçimleri gibi iktidarı hüsrana uğratması pek mümkün görünmüyor.
Oysa CHP’nin elinde dün itibariyle önemli bir koz var. Bu koz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hatay konuşmasında ortaya çıktı. Erdoğan dedi ki; “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez!”. Yani Erdoğan diyor ki asıl olan merkez, yani hükümettir, yerel halkın sözü ve iradesi o kadar önemli değildir. Yani Erdoğan, o bir zamanlar çok karşı olduğu vesayet rejiminden övgü ile söz etmektedir.
Dünyada küreselleşmeyle başlayan ve yerel olanın önemine vurgu yapan siyasi tavır “solun” sahip çıkması gereken bir tavır olduğuna göre (ki CHP de kendini solda konumlandıran bir parti) CHP’ye düşen, başta DEM parti olmak üzere diğer bütün muhalif partilerle yeni bir uzlaşma arayışına girmek değil midir?
CHP’YE DÜŞEN YENİ BİR UZLAŞMA ARAYIŞI
Şimdi CHP açısından bu konuşma tam da yerel olanın iradesine sahip çıkıp, yereldeki her kesimden insan ve partiyle uzlaşmaya gitmesi için önemli bir vesile olabilir. Dünyada küreselleşmeyle başlayan ve yerel olanın önemine vurgu yapan siyasi tavır “solun” sahip çıkması gereken bir tavır olduğuna göre (ki CHP de kendini solda konumlandıran bir parti) CHP’ye düşen, başta DEM parti olmak üzere diğer bütün muhalif partilerle yeni bir uzlaşma arayışına girmek değil midir?Çünkü DEM parti tam da böyle bir perspektifin partisidir. Onun ifade ettiği Kürt sorunu ve etrafındaki taleplerin içinde belki de en önemlisi “yerel yönetimler” talebidir ve aslında bu talep CHP de dahil bütün sol ve demokrat siyasi partilerin de savunması gereken bir taleptir. Çünkü küreselleşen bir dünyada insanlar kendi taleplerinin doğrudan dikkate alındığı bir yönetim arzu eder hale gelmişleridir. O nedenle de yerelin katılımını sağlayan yeni bir demokrasi arayışı içindedirler. Bu nedenle de iktidarın DEM üzerinde yaratmaya çalıştığı algıya prim vermeden gerçek bir özgürlük ve demokrasi cephesi kurmak AKP iktidarının avantajlı durumunu zora sokmakla eşdeğer bir adım olacaktır.
Bu yapılabilir mi? Bence zaman geçirmeden bugüne dek yapılmış görüşmelerin nihayete erdirilmeyip yeniden ele alınması için son kavşaktayız. DEM partinin dün yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre 9 Şubat’a kadar vakit de var. CHP’nin başı çekerek “Bu ülkenin sorunlarını Ankara’dan çözmenin son bulmasını, yereldeki gelişme süreçlerinin yerel insanlarımız tarafından alınan ve alınacak olan kararlarla yönetilmesinin zamanının çoktan geldiğini ve hatta geçmekte olduğunu söyleyerek yeni bir hamle başlatması mümkün ve gerekli! Böyle bir hamlenin DEM tarafından karşılık bulma olasılığı da çok yüksektir. Çünkü böyle bir talep yalnızca Kürt siyasi hareketinin talebi olmaktan öte, aynı zamanda Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda da ifadesini bulan yani CHP’nin de benimsemiş olduğu bir taleptir…
Cumhuriyeti paranteze almak isteyenleri paranteze almanın tek yolu bence budur.
Yorum Yazın