Abbas’ın döndükten sonra CHP lideri Özgür Özel ile telefon görüşmesi yapması ve görüşmede verdiği mesajlar Ankara konuşmasından daha önemli. Mahmud Abbas Özel’e CHP’nin tarihini ve Filistin davasına süren desteğini çok iyi bildiklerini, bu destekleri ve yardımları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirtti. Daha önemlisi Abbas, Özel’in Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığına vurgu yaptı ve “siz dünyaya açılan bir pencere gibisiniz” diyerek CHP liderinin çabalarını övdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini dev aynasında görüyor. İçeride belli bir kitleye de öyle göründüğü kesin. Ancak dışarısı için durum hiç de öyle değil.
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın ziyaretinde bu durum bir kez daha ortaya çıktı.
Abbas’ın Türkiye ziyareti kerhen oldu. Zira Erdoğan elalemin önünde “çağırdık, gelmiyorsun” dedi, Abbas gelmek zorunda kaldı. Abbas’a bu tehditkar çağrı ilhamını Netanyahu’nun ABD ziyareti ve Kongre konuşmasından almıştı.
Netanyahu’nun karşılığı Abbas değil her şeyden önce. Netanyahu Abbas ile savaşta değil ki. İsrail – Filistin ile savaşta.
Daha da ötesi Abbas yaklaşık 1 yıldır kıran kırana devam eden sıcak savaşta Hamas’ın Filistin davasını temsil etmediği görüşünü açıkça dile getirmiş bir isim.
Filistin halkı Abbas’ı bir lider ya da liderlerden biri olarak görmüyor. Bugünlerde saha pratiği Hamas ve diğer örgütleri öne çıkartmış durumda.
Yani Abbas Ankara’ya geldi ancak Filistin davası adına değil Filistin Devletinin bir tarafının bürokrasisinin başındaki kişi olarak geldi. Üstelik Erdoğan ve/veya Türkiye ile ilişkileri de çok sıcak değil. Abbas’ın Hamas eleştirisinin muhataplarından biri de Erdoğan çünkü.
Konjonktürün dayatması ile Abbas gelmek zorunda kaldı o kadar.
Mahmud Abbas’ın TBMM’de yaptığı konuşmanın önemli bölümünü “Erdoğan’ın Filistin davasına olan katkısına” değil de Netanyahu’nun ne kadar kötü bir adam olduğuna ayırması konuşmanın da kerhen yapıldığını gösteriyor.
ABBAS’IN KERHEN KONUŞMASI
Abbas’ın bu kriz sonrasında Filistin siyasetinde tutunması çok da kolay değil. Zaten kendisine karşı zaman zaman gösteriler de yapılıyor, ancak sıcak savaş hali sonunu geciktiriyor.
Mahmud Abbas’ın TBMM’de yaptığı konuşmanın önemli bölümünü “Erdoğan’ın Filistin davasına olan katkısına” değil de Netanyahu’nun ne kadar kötü bir adam olduğuna ayırması konuşmanın da kerhen yapıldığını gösteriyor.
Konuşmada yaptığı tek önemli açıklama Gazze’ye gitme kararını duyurmasıydı. Dünya basını da sadece buradan gördü konuşmayı. Konuşma Filistin resmi haber ajansı WAFA’da bile sıradan bir haber olarak görüldü.
Kısaca olan Filistin davasına ciddi bir katkısının olmadığı düşünülen, yapılan katkının ise sadece Müslüman Kardeşler tandanslı Hamas’a olduğu bariz şekilde ortada olan Erdoğan liderliğindeki AKP ile Filistin davasında çok önemsenmeyen El Fetih lideri Mahmud Abbas’ın buluşması, fotoğraf vermesiydi o kadar.
Mahmud Abbas Gazze’ye gidip gitmeyeceği, giderse nasıl karşılanacağı zaman içinde görülecek.
Abbas’ın döndükten sonra CHP lideri Özgür Özel ile telefon görüşmesi yapması ve görüşmede verdiği mesajlar Ankara konuşmasından daha önemli.
Mahmud Abbas ise Özel’e CHP’nin tarihini ve Filistin davasına süren desteğini çok iyi bildiklerini, bu destekleri ve yardımları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirtti.
Daha önemlisi Abbas, Özel’in Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığına vurgu yaptı ve “siz dünyaya açılan bir pencere gibisiniz” diyerek CHP liderinin çabalarını övdü. Özel de genel başkan seçildikten sonra, dünyadaki 119 lidere bağımsız Filistin Devleti’ni tanımalarını isteyen bir mektup gönderdiğini ve tüm yurtdışı ziyaretlerinde Gazze’deki katliamlara dikkat çektiğini anımsattı, Gazze’ye gitme kararını da desteklediklerini ifade etti.
Diğer yandan en azından Filistin’in bir tarafı ile bu türden temasları başlatmış olması CHP’nin dış politikada da adım atmaya başladığının göstergesi. Malum, dünya artık eskisi gibi değil. Bölgesel ittifaklar da çok belirleyici olabiliyor. Abbas’ın Ankara ziyareti, döndükten sonra Özel’e verdiği mesajlar ve CHP’nin tutumu Erdoğan’ın dış politikada da ne kadar zayıfladığının göstergelerinden biri oldu.
ERDOĞAN’IN DIŞ POLİTİKADA DA ZAYIFLADIĞININ GÖSTERGESİ
En önemlisi ise Özel’i Filistin’e davet etti ve “sizleri ikinci ülkeniz Filistin’e davet ediyorum. Seçtiğiniz herhangi bir tarihte gelebilirsiniz, Filistinli kardeşlerinizin durumunu yakından takip edebilirsiniz. Bu davet açık bir davettir” dedi.
Bu konuşma Abbas’ın Erdoğan ile buluşmasından ya da Meclis’te yaptığı konuşmadan çok daha sıcak ve samimi.
Mahmud Abbas Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert eleştirileri sonrası Ankara’yı ziyaret etmişti.
Abbas’ın Ankara gezisini kerhen yaptığı rahatlıkla görülebilir.
Diğer yandan en azından Filistin’in bir tarafı ile bu türden temasları başlatmış olması CHP’nin dış politikada da adım atmaya başladığının göstergesi. Malum, dünya artık eskisi gibi değil. Bölgesel ittifaklar da çok belirleyici olabiliyor.
Abbas’ın Ankara ziyareti, döndükten sonra Özel’e verdiği mesajlar ve CHP’nin tutumu Erdoğan’ın dış politikada da ne kadar zayıfladığının göstergelerinden biri oldu.
Yorum Yazın