Neredeyse tüm dünyada pandemi sonrası ekonomik yıkımlar ve orta sınıfın gittikçe yok olmasıyla beraber iş dünyasının iyice bulanan sularında önce uzaktan çalışma ve sonrasında hibrit model çalışma beyaz yakalıların hayatına girince iş dünyasının kandırmacaları herkes için netleşmeye başladı. Sistemin takkesi düştü, kel göründü…İşin aslı iş dünyasının kandırmacalarını kimse bilmiyor değildi; sistemin doğası gereği beyaz yakalılar dünyasında bazı yöneticiler çalışanlarını bir damla suyu kalmayacak şekilde limon gibi sıkmalı, bol bol tüketmeli ve en verimli şekilde sömürmeliydi. Ne var ki pandemi sürecinde dengeler değişti. Beyaz yakalılar, işlerin bal gibi uzaktan da halledilebildiğini, her gün ofise gitmek gerekmediğini çok net gördüler; tüm dünya ve yeni nesil de bu gerçeği gördü. Yeni nesil zaten bu sisteme çok ait hissetmezken pandemi hali hazırda çevrimiçi geçen dünyalarına kaymak sürdü. Ancak bahsettiğim net farkındalığa, sorumluluk duygusu yıpratıcı düzeyde gelişmiş eski kuşaklar çok da kolay ulaşmadı, bedeller ödendi. Bazı yöneticilerin “Eyvah, herkes evinde”, “Kontrol etmemiz lazım, yoksa çalışmıyorlar mı?”, gibi kompleksli otorite endişeleri ile önce evde çalışanlara 7/24 gerekli gereksiz işler yüklenmeye başlandı.
Gün oldu devran döndü; pandemi sona erdiğinde önce neredeyse hepsi birer sosyal medya fenomeni olmak isteyen yeni nesil çalışanlar ofisi reddetti; bir yandan her gün ofis olmayınca maliyetin düştüğü şuuruyla (çalışanları düşündüklerinden değil) iş verenler de yavaştan hibrit modele yanaşmaya başladı.
PANDEMİNİN SONU VE HİBRİT MODELE GEÇİŞ
Beyaz yakalılar pandeminin ilk günlerinde gece gündüz çalışıyordu. Bir süre şirketler için çalışanının evden çalışması demek adeta nefes almamak, yemek yememek, duşa girmemek, hatta tuvalete bile gitmemek ve her dakika telefonunun, bilgisayarının başında olması demekti. Sonra bahsettiğim ilk yüklenmeler çığırından çıkınca yavaş yavaş yeni düzen oturmaya başladı. Gün oldu devran döndü; pandemi sona erdiğinde önce neredeyse hepsi birer sosyal medya fenomeni olmak isteyen yeni nesil çalışanlar ofisi reddetti; bir yandan her gün ofis olmayınca maliyetin düştüğü şuuruyla (çalışanları düşündüklerinden değil) iş verenler de yavaştan hibrit modele yanaşmaya başladı. Tüm bunlara rağmen bir noktadan sonra içlerindeki otorite kompleksli canavarlar “Acaba evden yeterince sömüremez miyiz? “Evde işi kaytarmak kolay olabilir mi?” gibi şüphelerle patronların aklını çeldi. Nitekim kimi iş yerleri ve patronlar önce iki gün sonra üç gün derken yeniden her gün ofise çağırmaya başladılar.Ancak bu arada çalışanlara hep güzel ifadelerle aktardıkları her yorumun, her değerlendirmenin aslında başka bir cümle ya da niyet gizlediği iyice ortaya çıkmaya başladı. Peki kandırmacalar neler söylüyordu?Aslında sisteme göre herkes aynı derecede itaatkarsa, haksızlıklara ses çıkarmıyorsa yöneticilere göre çok tatlış en ideal ekiptir. Özetle beyaz yakalıların dünyasında ekip ruhunu bir arada tutmak için ofisin gerekliliği hikayesi göz önünde zevk alarak sömürmek için mükemmel bahanedir.
Yorum Yazın