Katılımcı Bütçe, vergilerin kaynağında yer alan yurttaşın, aktif yurttaş olarak vergilerin nereye ve nasıl harcanacağı konusundaki söz hakkıdır. Şüphesiz bu hakkın kullanılabilmesi için mahallede yaşayan komşuların bütçeyle ilgili bilgilere erişim hakkını ama klasik ama dijital yöntemlerle kullanabiliyor olması gerekir.
Belediyeler açısından bir sonraki, yani 2026 yılının bütçe hazırlık dönemi yaklaşıyor.
5393 sayılı Belediye Kanununun 38. Maddesine göre Belediye Başkanlarının, her yıl Haziran ayının sonuna kadar stratejik plan ve performans programına uyumlu olarak gider bütçelerini hazırlamak üzere birimlere çağrı yapacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine aynı yasanın 62. Maddesine göre Belediye başkanı tarafından hazırlanan bütçe tasarısı eylül ayının birinci gününden önce encümene sunulur ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir. Encümen, bütçeyi inceleyerek görüşüyle birlikte kasım ayının birinci gününden önce belediye meclisine sunar.
Yani her yıl Nisan/Mayıs- Ağustos arası yaklaşık 5 ay bütçenin hazırlanma dönemi.
Yasa ve yönetmeliğin öngörüsü doğrultusunda belediye harcama birimlerinin, stratejik plan ve performans programına uyumlu olarak bütçe tekliflerini hazırlayarak, temmuz ayı sonuna kadar Mali Hizmetler/ Strateji Birimine koordinasyon açısından göndermeleri gerekmektedir. Belediye Başkanın çağrısıyla başlayan süreç harcama birimlerinin inisiyatifiyle devam eder. Burada stratejik planın yapılması ve uygulamaya alınmasındaki düşüncelerimizi, tıpkı bütçe hazırlığındaki bürokrasi egemenliği ve zaafları başka bir yazı konusu ( Bu yazının devamında bu konuya değineceğiz ). Başkanların ilk seçildikleri 6 ay içerisinde 5 yıllık stratejik planlar yapıldı ve rafa kalktı. Kapağını çevirip bakan olursa ne ala, yoksa tozlanmadadır pekala. Şimdi bütçeye devam edebiliriz.
Peki belediye bütçesi nasıl hazırlanıyor ?
Her yıl harcama birimleri, yani ilgili müdürlükler, yani bürokrasi yönetimi tarafından:
a) Bir önceki yıla bakılıyor (bir önceki yılın kesin hesaba genellikle bakılmıyor),
b) Enflasyon göz önüne alınıyor,
c) Yönetim veya bürokratlarca öne çıkması uygun görünen hizmetlerde artış yapılıyor,
d) Beş yıl için hazırlanan stratejik planın kapağı kaldırılarak içine şöyle bir bakılıp kavramlar bütçe hazırlığına ilave ediliyor.
Burada sormamız gereken temel soru bütçe kimin için hazırlanıyor, belediyelerinhizmet götüreceği mahalleler ve mahalle sakinlerine, bütçenin temeli olan ihtiyaçlar ve nasıl giderileceği, harcamaların nasıl ve hangi öncelikle harcanacağı soruluyor mu? Kentin ve mahallelerin ihtiyaç analizi nasıl yapılıyor veya yapılıyor mu?
Belediye Bütçeleri genelde halkın katılımı olmadan bürokratlar tarafından hazırlanıyor ve halk için hazırlanan bütçede halkın kendisi olmadan uygulamaya alınıyor. Gerçek bu.
Oysa ki, yerelde demokrasinin gerçekleşme araçlarından biri olarak, aktif vatandaşın, mahallede yaşayan komşuların katılımının sağlanması ve doğrudan demokrasinin gerçekleşme süreç adımlarından ve en etkili yöntemlerinden biri olarak katılımcı bütçe belediye başkanlarının önünde bir fırsat olarak durmaktadır. Aşağıda ana hatlarını çizeceğimiz bu süreç seçimden seçime oy kullanan vatandaşın her yıl, her ay, her gün kendi adına, yaşam hakkı adına kent politikalarının içinde ve belirleyicisi olabilmesinin toplumsal tabanını oluşturmaktadır.
Süreci adım adım izleyebilmek için öncelikle bütçe hakkı kavramından bahsetmemiz gerekiyor.
Katılımcı Bütçenin, gerek başkanlar gerekse bürokratlar tarafından, ama ille de mahallede yaşayan komşularca sorulması gereken basit ve temel bir soru zinciri var:
1- Belediyede hazırlanan bütçenin kaynağında kim var, vergileri kim ödüyor?
2- Vergi ödeyen komşularımız, vergilerin nereye gittiğini, nasıl harcandığını biliyor mu?
3- Bütçe, komşularımızın ihtiyaç ve önceliklerine, kentin, yerelin, mahallenin ihtiyaçlarına göre biçimleniyor mu?
4- Vergi gelirlerinden oluşan bütçe, komşularımızın ihtiyaç ve önceliklerine göre harcanıyor mu?
5- Daha da önemlisi yapılan harcamalar web veya başka araçlarla izleniyor mu, denetleniyor mu, hesabı veriliyor mu?
6- Her yıl Mayıs ayında belediye meclisine gelen kesin hesap incelenip kent yaşayanları ile paylaşılıyor mu?
Katılımcı Bütçe, yaşam hakkının her gün yeniden ele alınmasıyla, temsilcilerle yapıldığı söylenen kent politikalarının, aktif vatandaş tarafından doğrudan yapılmasının araçlarından biri olarak söz, karar ve yetkinin mahallede ve kentte olmasını sağlayacaktır.
Katılımcı Bütçe, yukarıdaki sorular ışığında bakıldığında, vergilerin kaynağında yer alan yurttaşın, aktif yurttaş olarak vergilerin nereye ve nasıl harcanacağı konusundaki söz hakkıdır. Şüphesiz bu hakkın kullanılabilmesi için mahallede yaşayan komşuların bütçeyle ilgili bilgilere erişim hakkını ama klasik ama dijital yöntemlerle kullanabiliyor olması gerekir. Bu ise bütçe taslaklarının, harcama raporlarının ve mali tabloların şeffaf bir şekilde kamuya sunulmasını ve okunup incelenebilir olmasını gerektirir. Burada da bütçe okur-yazarlığı devreye giriyor. Bilgiye erişim, yurttaşların bilinçli kararlar alabilmesi ve bütçe süreçlerini etkin bir şekilde denetleyebilmesi için kritiktir.
Bütçe Hakkının kullanılabilmesi için ilk adım saydamlıksa, ikinci adımda katılım kanallarının açık olması, sonuncu ve üçüncü adımda hesap verilebilirliğin sağlanması da bütçe hakkının katılımcı bütçeye evrilmesinin olmazsa olmaz şartlarıdır.
Nasıl hazırlanıyor bütçeler? Bürokratlar aylar öncesinden hazırlıklara başlayarak, kentsel ihtiyaçları ve götürülmesi zorunlu hizmetleri gözetip, bir önceki yılın faaliyet ve harcamalarına nazaran makul bir artış hedefiyle (bazen enflasyonu da dikkate alarak) yeni yıl bütçesini oluşturmaya çalışıyor.
Yetkili bürokrat bu çalışmayı nerede yapıyor? Masasında.
Kime soruyor?
Bir önceki yılın verilerine, kendisine ve “uzman”lara.
İhtiyaç kimin?
Kentin.
Kente soruluyor mu?
Hayır.
İşte katılımcı bütçe bu “hayır”a hayır demenin mahalle ve kent düzeyinde örgütlenmesidir. “Kent kimin?” sorusuna kent hakkı adına verilen yanıtlarda, belediye bütçesinin katılımcı sıfatını kazanması demek, kent yaşamının mahalle dilinde yeniden kurulması demektir.
Katılımcı Bütçe, stratejik plana göre hazırlanması gereken yıllık performans planını temel alarak belediye bütçesinin projeksiyonu yapılırken, yatırım ve hizmetlerin belirli bir bölümünün yurttaşa ama mahallede, ama forumlarla ama dijital araçlarla sorulması ve önceliklerinin anlaşılması, bütçe projeksiyonunun bu istek ve öneriler doğrultusunda gelirlerle orantılı olarak yapılmasını içerir.
1988 yılında ilk kez Porto Alegre’de uygulanan Katılımcı Bütçenin, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerden tutalım da gelişmiş kapitalist ülkelere kadar bugün dünyanın dört bir yanında yaklaşık 12 bin yerel yönetimde uygulanıyor olması, iktisadi gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak aktif yurttaş sorumluluğunun her yerde gelişebileceğini, demokrasinin her yerde demokratikleştirilebileceğini gösteriyor bize.
Katılımcı Bütçenin tarihsel sürecinin ilk uğrağı olan Porto Alegre deneyimi öncesi bir bilgi paylaşmalıyım:
Dünyaya ve Türkiye’ye baktığımız zaman, katılım ve katılımcı bütçenin ya ekonomik kriz ya da siyasal kriz zamanlarında ortaya çıktığını görüyoruz. Bunun dünyadaki ilk örneği, 1929 krizinde New York'ta yaşanıyor. Eyalet yönetimi çok çaresiz kalıyor; işsiz kalan ve çok kötü durumda olan binlerce insan var. Pek çok kişi çaresizlikten intihar ediyor. Kent hizmetleri görülemiyor. Eyalet Meclisi’nde yapılan toplantıda diyorlar ki “Buradaki bir avuç adamın bir yıl için karar vermesi doğru değil, onun için mümkün olan herkesin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin fikrini alalım.” Dünyadaki hemen hemen ilk uygulama budur.
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo bunu “politikanın kapılarını sonuna kadar açmak ve yurttaşlarımızı kendilerini ilgilendiren bütün düşünme ve karar alma süreçlerine katılmaya davet etmek” olarak tanımlıyor. Anne Hidalgo kent yaşayanına kent hakkına sahip çıkmasını teklif ederken, yaşamsal gerçekliğini tayin hakkının yurttaşta olduğunun altını çiziyor.
Katılımcı Bütçe, yaşam hakkının her gün yeniden ele alınmasıyla, temsilcilerle yapıldığı söylenen kent politikalarının, aktif vatandaş tarafından doğrudan yapılmasının araçlarından biri olarak söz, karar ve yetkinin mahallede ve kentte olmasını sağlayacaktır. (Devam edecek)

Yorum Yazın