Muhalif seçmen ittifakın işlemediği noktada, en iyi ikinci seçeneğe, yani büyük partiye yöneliyor. Bu bağlamda yanıtı aranan soru ise CHP dışındaki muhalif partilerin nasıl ayakta kalacağıdır. Peki ya AKP kanadı? Şu an 20 yılı aşkın iktidar süresinin getirdiği mental yorgunluk geçmişteki başarıları gölgeliyor olabilir. Ama AKP seçim ve propaganda aygıtı CEHAPE zihniyeti karşısında sağı kendi liderliğinde birleştirmek noktasında hep başarılı oldu. Çok kabaca seçim sistemleri ikiye ayrılır: İlk model çoğunluk sistemidir. Bir seçim çevresinde en çok oyu alan parti vekili veya vekilliklerin tümünü alır. İngiltere ve ABD gibi ülkelerde demokratik istikrar ve iki partili siyasi mimari önemli ölçüde çoğunluk sistemine dayalı olarak iş görür. Tabii Anglo-Sakson siyasi kültürünün ağır bastığı yerlerde çoğunluk sistemi genelde dar bölgeyle birlikte uygulanır. Yani her seçim bölgesi bir vekille temsil edilir. En çok oyu alan kişi vekil seçilir. Çoğunluk sistemi seçmeni iki seçeneğe doğru zorlar. Bir seçim bölgesinde en çok oyu alan partiyi yenmek isteyen muhalifler o partinin en büyük rakibine yönelir. Üçüncü bir partinin oy oranı ne olursa olsun sistemde kalıcı bir yer edinmesi imkansız değilse bile çok zordur. ABD’de son yüzyıldır seçimleri ya Demokrat ya da Cumhuriyetçi adaylar kazanıyor. Halbuki başka partiler ve adaylar da oldu. İngiltere’de benzeri bir durum Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi arasındaki ilişki bakımından söz konusu. Başbakanlık koltuğu genelde bu iki partiden birinde. Liberal Parti gibi güçlü seçenekler bile ayakta durmakta zorlanıyor. Türkiye seçim tarihinde 1950’li yıllar İngiliz-Amerikan örneğine çok benzemekte. Demokrat Parti ve CHP birbirlerinin çoğunlukçu rejimindeki tek gerçek alternatifleri gibi siyaset yaptılar.
2018 sonrası süreçte politik alternatifler 2 ittifaka, hatta ardından da 2 partiye doğru keskinleşmekte. Özellikle muhalif seçmen bloğunda bahsi geçen bu en büyük partide birleşme eğilimi inkar edilemez bir düzeye ulaştı.
EN BÜYÜK PARTİDE BİRLEŞME EĞİLİMİ İNKAR EDİLEMEZ DÜZEYE ULAŞTI
Türk siyasetinde iki parti düzeni ve çoğunlukçu yapının tekrar yerleşmesi ise başkanlık anayasasıyla mümkün oldu. 2018 sonrası süreçte politik alternatifler 2 ittifaka, hatta ardından da 2 partiye doğru keskinleşmekte. Özellikle muhalif seçmen bloğunda bahsi geçen bu en büyük partide birleşme eğilimi inkar edilemez bir düzeye ulaştı. Erdoğan karşıtlığıyla motive olan muhalif çoğunluk önce her partinin kendince temsil gücüne sahip olduğu bir iktidar mimarisiyle yola devam etti. Millet İttifakı, ardından ise 6’lı masa muhalefetin iddialı ama sonuçları itibariyle başarısız birlikte örgütlenme modelinin ortak adıydı. Ancak büyük mayıs seçimleri yenilgisi muhalefetin işbirliği imkanlarını tüketti. Seçmen çoğunluğunun bu noktadan sonra Erdoğan rejimine karşı çıkan en büyük partinin, yani CHP’nin çatısı altında birleştiğine tanıklık ettik.Seçimlere yönelik daha mikro analizler, uzun soluklu yorumlar yavaş yavaş olgunlaşıyor. CHP’nin belediye başkan adaylarının AKP’den bile bir miktar oy aldığını biliyoruz. Ama CHP oylarının ezici bir çoğunluğu diğer muhalefet partilerinden geliyor. Mesela Yeşiller ve Sol Parti 2023 Mayısında 4 milyon 800 bin oy aldı. İyi Parti 5 milyon 275 bin seçmenin desteğine ulaştı. Memleket Partisi 500 bin, TİP 950 bin, Zafer Partisi 1 milyon 200 bin oyla dikkat çekici seviyelere ulaştı. 2024 Martına geldiğimizde ise bu partilerin önemli ölçüde eridikleri görülüyor. DEM oyları 2 milyon 600 bin, İyi Parti 1 milyon 750 bin, Zafer Partisi 800 bin, Memleket 80 bin, TİP 70 bin oyla seçimi kapattı. Ortada çok açık bir gerçek var. Muhalif seçmen ittifakın işlemediği noktada, en iyi ikinci seçeneğe, yani büyük partiye yöneliyor. Bu bağlamda yanıtı aranan soru ise CHP dışındaki muhalif partilerin nasıl ayakta kalacağıdır. CHP elitleri “AKP’yi yenmek istiyorsan oyunu boşa atma, bana ver” demekte. Yerel seçimdeki sonuçlar bu propagandanın tuttuğunu ortaya koymakta. AKP’yi iktidardan düşürmek muhalif seçmen için en büyük politik motivasyon kaynağı. Bu tek amaç karşısında CHP dışındaki partilere verilen oylar maceraya dönüşüyor.Sonuç olarak rahatlıkla diyebiliriz ki, AKP ve CHP olmak kolay. Hiçbir şey yapmasanız bile büyük parti olmanın avantajı sizi belli bir oy oranının üzerine taşıyor.
Yorum Yazın