Bir dostum, hem son aylarda Afganistan’da neler olduğunu anlattı hem de kendi çığlığını duyurmamı istedi. Gönderdiği mektubu yayınlıyorum: “Halka hiç görünmeyen ve halk tarafından hiç tanınmayan Hibbatullah, Taliban’ın “emiril müminin” dedikleri şahıs tarafından verilen yeni bir hüküm ile; tüm kadın devlet memurları, üniversite ve okul öğretmenleri, doktorlar, hemşireler vs kadın çalışanların aylık maaşı 5.000 Afghani olarak belirlendi.” 5.000 Afghani, 70 Dolar’a karşılık geliyor.
Afganistan, Taliban’ın eline bırakılınca yaşanan manzaraları unutmak sanırım hiçbir zaman mümkün olmayacak.
Canını kurtarmaya çalışan yüzbinlerce insan, havaalanına doluşmuş, son uçaklarla ülkeyi terk etme, kendisinin ve ailesinin hayatını kurtarma umudunda…
Taliban’ın çağdışı din anlayışının altında inim inim inleyeceğini bilen kadınlar değil sadece, insanca bir yaşam isteyen herkes o zulümden kaçmaya çalışıyordu.
Taliban gelmeden bazı Afganlılar için “kalem kıracağını” açıklamıştı; haklarında ferman verilenlerin başında da yabancılarla çalışanlar vardı.
Türkiye’nin büyükelçiliğinde çalışan Afganlar da listedeydi.
İçlerinde tanıdıklarım var ve canlarını zor kurtardıklarını biliyorum.
O insanların Türkiye’ye getirilmesi gerektiğine de inanıyorum, onları ölüme terk edemeyiz.
Onların suçu bir dönem Türkiye hizmetinde çalışmış olmak.
Bir dostum, hem son aylarda Afganistan’da neler olduğunu anlattı hem de kendi çığlığını duyurmamı istedi.
Bana gönderdiği mektubu aşağıda yayınlıyorum.
“Ben ABD veya Avrupa ülkeleri meraklısı değilim, kimse vatanını, kendi yurdunu keyiften terk etmez, benim seçeneğim, eşimin ailemin seçeneği hep Türkiye idi ama maalesef çalıştım firma, beni çok iyi tanıyan Türk vatandaşları, Türkiye’de çalışan tanıdıklarım, hatta akrabalarım Türkiye’ye gidebilmem için hiçbir yardım etmediler.”
‘KİMSE, YURDUNU KEYİFTEN TERK ETMEZ’
“Halka hiç görünmeyen ve halk tarafından hiç tanınmayan Hibbatullah, Taliban’ın “emiril müminin” dedikleri şahıs tarafından verilen yeni bir hüküm ile; tüm kadın devlet memurları, üniversite ve okul öğretmenleri, doktorlar, hemşireler vs kadın çalışanların aylık maaşı 5.000 Afghani olarak belirlendi. Emeklilik ise daha önce kaldırılmıştı. Taliban geldiğinden beri daha önceki hükümet döneminde emekli olanlara ve bu son üç yılda da emekli olanlar da dahil emeklilik maaşını ödemedi, mesela babam emekli öğretmen ama dört yıl oldu maaş almadı.
”5.000 Afghani, 70 Dolar’a karşılık geliyor.“
SIV, ABD hükümetinin projelerinden çalışan Afgan ve Iraklı tercümanlar için tahsis edilen bir visa programıdır, herkese ve kolay kolay da vermezler, ama şartları yerine getirirseniz kesinlikle başarırsınız.
Benim de çalıştığım Türk firması projeyi Amerikalılardan almıştı ve fonu da direk USAID tarafından veriliyordu yani ”On-Behalf of The US Government” şeklinde çalışan biri bu fırsatı değerlendirebilirdi. Ben de değerlendirmek istedim ve başvurmaya karar verdim; başvuru yapmak için de çalıştığınız firmada Genel Müdür olarak atanan şahıs tarafından birkaç evrak almanız gerekir ve bu evrakları tamamladıktan sonra diğer formlarla birlikte başvuruyu yaparsınız. İlk başta Genel Müdür rica ettiğim evrakları verdi bana ve ben de başvuruyu yaptım, bir sonraki aşama ise ki en önemli olan kısmı, ABD SIV bölümü yetkilileri evraklarda belirtilen Genel Müdür’e bir email gönderirler. Buraya kadar işler iyi gitti ama SIV bölümü tarafından Genel Müdür’e gönderilen maillere zamanında yanıt verilmemiş. SIV ile giden arkadaşlar ve tanıdığım Amerikalılara sordum. Onlar dediler ki ‘senin Genel Müdür emaillere cevap vermemiş ve bu yüzden bir karar alınamamış ve dolayısıyla sen de red cevabı almışsın.'
Ben Genel Müdür’e sormak için email yazdım ama bana hiç cevap yazmadı, aynı zamanda aynı şirkette çalıştığımız bir ofis müdürü vardı ondan Genel Müdür’e olayı sorması için rica ettim. Ona demiş ki ‘ben yapacağımı yaptım, bundan sonra hiçbir şey yapmam bir daha da bana email göndermesin bu konuyu ile sen de beni arama.'
Şimdi; bir ülke sadece benim projemde çalıştığın için ben seni ülkeme mülteci olarak kabul edeceğim ve tüm gerekli ihtiyaçlarını da karşılayacağım (ev, maaş vs.) yeter ki sen Genel Müdüründen bize bir yazı ver diyor, ama Genel Müdür verdiği yazının arkasında durmuyor ve benim 2021 yılından beri tüm çabalarımı hiçe sayıyor. Türk firmaları zaten götürmedi hiçbir tercümanını ama bakıyorum başka ülkeler götürmek istese de yardımcı olmuyorlar maalesef.”
Mektup şöyle devam ediyor.
“Ben ABD veya Avrupa ülkeleri meraklısı değilim, kimse vatanını, kendi yurdunu keyiften terk etmez, benim seçeneğim, eşimin ailemin seçeneği hep Türkiye idi ama maalesef çalıştım firma, beni çok iyi tanıyan Türk vatandaşları, Türkiye’de çalışan tanıdıklarım, hatta akrabalarım Türkiye’ye gidebilmem için hiçbir yardım etmediler. Ama benim bu ülkeden çıkmak için çaba gösterdiğimin sebebi, benim çocuklarım, çocuklarımın geleceği, babam bana anlatıyor son 40 yıldır hiçbir zaman rahat yaşamadık, istikrar görmedik, hep devrim, hep darbe, savaş… şimdi babam 70 yaşında, ben de kendimi bildim bileli bu ülkede hiç istikrar görmedim, hep savaş, ölüm, ezilmek, adaletsizlik, yağma, yıkma, bunları gördüm; geceleri sabaha kadar çatışma altında kaldığımı ve sabah sokağa çıktığımda caddede, sokakta ve evimizin hemen yanında cansız bedenler gördüm. Bu ülke 100 yıl geçse bile düzelmez, çünkü yüzde 45’i oluşturan bir kavim 270 yıldır bu ülkeyi bu hale getirdi ve hala devam ediyor.”
Türkiye için çalışan, Türkçe konuşan bu insanları Taliban’ın zulmüne terk etmek bana hiç vicdani ve ahlaki gelmiyor.
Yorum Yazın