Haziran ayına girerken Şimşek’in FATF’ye verdiği bir söz de Cumhurbaşkanlığının Resmî Gazetede vergi cennetleri listesini yayınlayacağı sözü idi, Resmî Gazetede bu liste yayınlandı da benim mi haberim yok, bu da bir ihtimaldir, bilemiyorum.
Malum, geçtiğimiz Haziran ayında FATF (Financial Action Task Force) genel kurulunda alınan kararla Türkiye FATF’nin gri listesinden çıkarıldı, Mehmet Şimşek de bu kararı sosyal medyada büyük bir müjde olarak duyurdu.
Doğrudur, bu karar Türkiye için bir müjdedir çünkü ülkemizin FATF gri listesinde olması büyük bir ayıptı, bu kara para ülkeleri listesinden çıkmış olmak çok önemlidir, hayırlıdır.
Çok önemlidir, hayırlıdır ama iki koşulla; birincisi “bu listeye neden girdik?” sorusuna dürüstçe, saydamlık içinde cevap vermek şartı ile. Şimşek göreve geldiği gün selef bakan Nebati’nin yanında iki kavram kullandı, rasyonalite ve saydamlık, yani Şimşek’ten vatandaş olarak rasyonalite ve saydamlık beklemek her vatandaşın hakkı.
Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek 2009-2015 arası Maliye Bakanlığı, 2015-2018 arasında da ekonomi koordinatörü sıfatıyla Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttü ve bu dönemlerde dört kere varlık barışı yasası çıkarıldı, Türkiye’nin gri listeye girmesinde en büyük pay bu yasalarda yani büyük ölçüde Şimşek’in üzerindedir.
TÜRKİYE’NİN GRİ LİSTEYE GİRMESİNDE BÜYÜK PAY ŞİMŞEK’İN ÜZERİNDE
Türkiye’de yürütme maalesef üstelik TBMM aracılığıyla sayısız varlık barışı yasası çıkardı, daha doğrusu her yasal musibetin başı olarak adlandırdığım torba yasaların bir yerine bu adına varlık barışı denen ama aslında kara para aklama yasalarını sokarak Türkiye’yi bir karapara cehennemine çevirdi, en sonuncusu yanılmıyorsam bir yıl süre ile Haziran 2022’de çıkarıldı.
Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek 2009-2015 arası Maliye Bakanlığı, 2015-2018 arasında da ekonomi koordinatörü sıfatıyla Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttü ve bu dönemlerde dört kere varlık barışı yasası çıkarıldı, Türkiye’nin gri listeye girmesinde en büyük pay bu yasalarda yani büyük ölçüde Mehmet Şimşek’in üzerindedir.
Bu yasalarda her türlü kara paranın yüzde bir gibi küçük oranlarda vergilendirilerek aklanması sağlandı; malum, bizde maliye binalarının üzerinde “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” ibaresi vardır ve bu varlık barışı yasalarıyla Vergi Usul Kanunu 9. Maddeye dayanarak kara para kutsallaştırıldı, bu işi de yapmış olduk böylece.
Bugünden sonra bir kez daha varlık barışı yasası çıkar mı, bilemiyorum, ülke ekonomisi yeniden kutsal kara paraya ihtiyaç duyarsa neden olmasın!.
Gelelim ikinci şarta: Türkiye Haziran ayında gri liste utancından kurtuldu ama bu süreçte verilen sözlerin ne kadarı yerine getiriliyor, yerine getirilmeyen bu sözler OECD çevrelerinde ne kadar izleniyor, bilemiyorum.
Bir vatandaş olarak ülkemin gri listeden çıkmasından çok memnunum, eski statü gerçekten çok utanç verici idi ama bu sürecin, Mehmet Şimşek’in ifadeleri ile rasyonalite ve saydamlık içinde yürütülmesi lazım.
Haziran ayına girerken Şimşek’in FATF’ye verdiği bir söz de Cumhurbaşkanlığının Resmî Gazetede vergi cennetleri listesini yayınlayacağı sözü idi, Resmî Gazetede bu liste yayınlandı da benim mi haberim yok, bu da bir ihtimaldir, bilemiyorum.
Yine malum, bu vergi cennetlerine kaynak transfer etmek yasadışı bir işlem değil ama rasyonel ve saydam (Şimşek’in kulakları çınlasın) mali sistemlerde bu işlem yapılırken bir stopaj ödeniyor, böylece bütçe de bu vergi cennetlerinde park eden paralar üzerinden bir kaynak elde etmiş oluyor ama nedense bu rasyonel ve saydam işlem bir türlü gerçekleşmiyor bizde.
Geçerken (en passant, bir satranç tabiri) dünyadaki vergi cennetleri hakkında da bir özet bilgi vermek isterim doğrusu.
Aşağıda on en büyük vergi cennetini, tuttukları offshore kaynaklarla sunuyorum:
1. Honk Kong: 2.8 trilyon ABD doları
2. İsviçre: 2.6 trilyon ABD doları
3. Singapur: 1.6 trilyon ABD doları
4. Lüksemburg: 629 milyar ABD doları
5. Jersey: 281 milyar ABD doları
6. Bahreyn: 270 milyar ABD doları
7. Cayman Adaları: 239 milyar ABD doları
8. Panama: 187 milyar ABD doları
9. Macao: 147 milyar ABD doları
10. Man Adası: 142 milyar ABD doları
Kaynak: Atlas of the offshore World, 2022
Sadece ilk on vergi cennetinin bulundurduğu offshore kaynakları toplarsanız on trilyon ABD dolarına yaklaşıyorsunuz, AB 2023 yıllık gelirinin yüzde ellisinden büyük, Türkiye milli gelirinin en azından altı katı.
Bu büyük offshore kaynağı içinde ne kadar bıyıklı yerli ve yabancı var, bunu da bilmiyoruz, bilmemiz için Sayın Erdoğan’ın Resmî Gazetede bu offshore vergi cennetleri listesini yayınlaması gerekiyor, Şimşek bu konuda ne düşünüyor, bunu da bilemiyorum ama meseleye rasyonalite ve saydamlık açısından bakarsanız bunun hemen yapılması lazım.
Acaba neden yapılmıyor, bu liste neden Resmî Gazetede hemen yayınlanmıyor?
Böyle yapılarak hem FATF’ye yalan söylenmiş oluyor hem de bütçemiz büyük kayıplara uğruyor.
Bu listenin onuncu sırasındaki Man Adası vergi cenneti ile malum bir ailenin fertleri arasındaki ilintiyi Kemal Kılıçdaroğlu kamuya duyurmuştu seneler önce, bu hikaye de unutuldu gitti.
KILIÇDAROĞLU DUYURMUŞTU, UNUTULDU GİTTİ
Maliye Bakanı Şimşek IBAN verilerek yapılan ödemelerle vergi kaybını önlemek için mücadele ediyor, haksız da sayılmaz ama bu listenin Resmî Gazetede yayınlanması ile elde edilecek kamu kaynağı acaba kaç IBAN ödemesini karşılayacaktır?
Bu listenin yayınlanmaması ile kamu çalışanlarının servislerinin iptali arasında nasıl bir ilişki var, değil mi?
Bu listenin onuncu sırasındaki Man Adası vergi cenneti ile malum bir ailenin fertleri arasındaki ilintiyi Kemal Kılıçdaroğlu kamuya duyurmuştu seneler önce, bu hikaye de unutuldu gitti.
Bu listeyle ilgili başka meselelerim de var.
Listenin dördüncü sırasındaki Lüksemburg AB üyesi bir ülke, hem de 1958 kurucu altı üyeden biri, bir AB üyesinin isminin Man adaları ile, Panama ile birlikte anılmasını acaba AB Komisyonu ya da AB Parlamentosu üyeleri nasıl karşılıyorlar, normal buluyorlar mı?
Evet, Türkiye bu kara para ve vergi cennetleri konusunda hem OECD’ye (FATF) hem de kendi vatandaşına çok tuhaf davranmış oluyor; acaba FATF avrolardan bigudiler ile pozlar veren, kapıya gelen kuryeye altın veren ama kırk yıl ile yargılanırken serbest bırakılan kara paracılar için ne düşünüyor, bunu da ben merak ediyorum, etmeyeyim değil mi, meşhur İngiliz atasözü var, “curiosity kills the cat”.
Yorum Yazın