2025 yılında parasal sıkılaşmanın 2024 yılına göre daha düşük seviyede olacağı dikkate alındığında, 2025 yılı için hedeflenen enflasyon düzeyine erişmenin zor olacağı görülmektedir. Yüksek ihtimal 2025 yılı içerisinde, hedeflerin yeniden revize edileceği görülecektir.
2025 yılında Türkiye ekonomisi için öngörüler, büyüme oranlarının yavaşlayacağı ve enflasyonun yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceği yönündedir.
Ekonomik Büyüme Beklentileri:
* Orta Vadeli Program'da (OVP) 2025 yılı için büyüme hedefi %4 olarak belirlenmiştir.
* OECD, Türkiye ekonomisinin 2025'te %2,6 büyümesini öngörmektedir.
* IMF ise %2,7'lik bir büyüme tahmini yapmaktadır.
2024 Yılı için orta vadeli programda ekonomik büyüme hedefi %4,5 olarak belirlenmişti. Ancak GSYH 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydetmiştir.
Bu durumda, 2025 yılında faiz indirimlerinin etkisiyle ekonomik büyüme oranı 2024 yılına göre daha yüksek gerçekleşme ihtimali vardır. Ancak orta vadeli planda ön görülen %4’lük büyüme hedefinin yakalanması çok zor olacaktır.
Enflasyon Beklentileri:
* Orta Vadeli Program'da (OVP) 2025 yılı için enflasyon beklentisi %17,5 olarak revize edilmiştir.
* Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yıl sonu enflasyon tahminini %21'e yükseltmiştir.
* Piyasa katılımcıları anketinde 2025 yılı enflasyon beklentisi %27,07 olarak belirlenmiştir.
2024 yılı Orta Vadeli Programda enflasyon hedefi yüzde 33 düzeyindeydi. Daha sonra, 2024 enflasyon hedefi yüzde 41,5'a revize edildi.
Ancak, 2024 yılsonu gerçekleşmenin hedeflenenden çok uzak olacağı şimdiden bilinmektedir. Bu durumda, 2025 yılında parasal sıkılaşmanın 2024 yılına göre daha düşük seviyede olacağı dikkate alındığında, 2025 yılı için hedeflenen enflasyon düzeyine erişmenin zor olacağı görülmektedir. Yüksek ihtimal 2025 yılı içerisinde, hedeflerin yeniden revize edileceği görülecektir.
Diğer Ekonomik Göstergeler:
* İşsizlik Oranı: 2025 yılında işsizlik oranının %10,4 seviyesinde kalması beklenmektedir.
* Cari Denge: İhracattaki durgunluk ve ithalat faturasında düşüş, cari dengeyi olumlu etkilemektedir.
* Asgari Ücret: 2025 için asgari ücrete yapılan %30'luk zam, çalışanlar ve muhalefet tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Bu veriler ışığında, 2025 yılında Türkiye ekonomisinin büyüme ve enflasyon açısından zorlu bir dönem geçirmesi beklenmektedir.
Kalkınma hedeflerini yakalamak, altyapı yatırımlarını artırmak ve kişi başına düşen milli geliri yükseltmek için %6-7 seviyelerinde bir ekonomik büyüme gerekli olabilir. Ancak bu tür ekonomik büyüme, yüksek enflasyon ve dengesizliklere yol açmadan gerçekleştirilmelidir.
Peki Türkiye ekonomisinin kalkınabilmesi ve refah artışı sağlayabilmesi için 2025 yılında yüzde kaç ekonomik büyümeye ihtiyacı vardır?
Türkiye ekonomisinin kalkınabilmesi için ihtiyaç duyduğu ekonomik büyüme oranı, birkaç faktöre bağlıdır. Ancak genel olarak, kalkınma sürecinde büyüme oranları üç ana kritere göre değerlendirilebilir;
1. Nüfus Artışı ve İstihdam Yaratma
Türkiye'nin nüfusu her yıl yaklaşık %1,1 oranında artıyor. Buna ek olarak, istihdam yaratmak için ekonomik büyüme oranının nüfus artış hızını aşması gerekir. Ekonomistler, işsizlik oranını düşürmek ve istihdam yaratmak için %4-5 arası bir büyümenin gerekli olduğunu belirtmektedir. Ancak, bu orana göçmenlerin de etkisi eklenmelidir.
2. Cari Açık ve Borç Dinamikleri
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir bir ekonomik büyüme oranı, cari açığı artırmadan ve dış borcu büyütmeden sağlanmalıdır. Bu oran genellikle %5-6 seviyesinde kabul edilir.
3. Refah Artışı ve Kalkınma Hedefleri
Kalkınma hedeflerini yakalamak, altyapı yatırımlarını artırmak ve kişi başına düşen milli geliri yükseltmek için %6-7 seviyelerinde bir ekonomik büyüme gerekli olabilir. Ancak bu tür ekonomik büyüme, yüksek enflasyon ve dengesizliklere yol açmadan gerçekleştirilmelidir.
Sonuç
Türkiye ekonomisinin 2025 yılında gerçek anlamda kalkınma sağlayabilmesi için:
* En az %5 büyüme işsizlik oranını azaltmak için,
* %6-7 büyüme ise refah seviyesini artırmak ve kalkınmayı hızlandırmak için gereklidir.
Ancak bu büyüme oranları, istikrarlı bir para politikası, düşük enflasyon, ihracata dayalı büyüme modeli ve yapısal reformlarla desteklenmelidir.
Yorum Yazın