37,000'den fazla kişinin görüş bildirdiği bir halk oylamasının ardından, 2024 yılı için Oxford'un yılın kelimesi "beyin çürümesi" anlamına gelen "Brain rot" oldu.
Brain rot, genellikle bir kişinin zihinsel durumunun bozulduğunu veya beyin gücünün “boşa harcandığını” hissettiği durumları tanımlamak için kullanılan gayri resmi bir ifade olarak özellikle 2024’un ortasından itibaren sıklıkla kullanılmaya başlamıştı.
Günlük kullanım yeni gibi görünse de, bu ifade 1854 yılına kadar uzanmakta. “Beyin çürümesi “nin belgelenmiş ilk kullanımı Henry David Thoreau'nun 1854 tarihli ‘Walden’ adlı eserinde yer almaktadır. Peki bugünkü bağlamda ne anlama geliyor ve kimleri etkiliyor? Bu terim, “sosyal medya ve internette bulunan düşük kaliteli, düşük değerli içeriğin yanı sıra bu tür içeriklerin tüketilmesinin birey veya toplum üzerinde yarattığı algılanan olumsuz etkiyi” ifade etmekte.
Bu terim dijital çağda, özellikle de son 12 ay içinde yeni bir önem kazandı. Başlangıçta sosyal medya platformlarında, özellikle de TikTok'ta "Z Kuşağı" ve "Alfa Kuşağı" olarak nitelendirilen yeni neslin arasında ilgi gören 'bu kelime, çevrimiçi içeriğin aşırı tüketiminin olumsuz etkilerine ilişkin toplumsal kaygıların ortasında, ana akım gazetecilikte olduğu gibi artık daha yaygın bir kullanım görüyor.
2024 yılında 'brain rot', sosyal medya ve internette bulunan düşük kaliteli, düşük değerli içeriğin yanı sıra bu tür içeriklerin tüketilmesinin bir birey veya toplum üzerinde yarattığı algılanan olumsuz etkiye atıfta bulunarak bunun hem nedenini hem de sonucunu tanımlamak için kullanılıyor. Genellikle çevrimiçi topluluklar tarafından mizahi veya kendini küçümseyici bir şekilde kullanılan bu kavram, içerik üreticisi Alexey Gerasimov'un insansı tuvaletleri içeren viral Skibidi Toilet video serisi ve eyaletteki tuhaf olaylara atıfta bulunan kullanıcı tarafından oluşturulan 'only in Ohio' "meme"leri de dahil olmak üzere belirli içerik türleriyle güçlü bir şekilde ilişkilendirilmekte. Bu içerik, saçma bir şey anlamına gelen 'skibidi' ve utanç verici ya da tuhaf bir şey anlamına gelen 'Ohio' gibi yeni bir 'beyin çürütme dili'nin ortaya çıkmasına neden oldu.
Bu içeriğin aşırı tüketiminin özellikle çocuk ve gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkilerine ilişkin daha geniş ve ciddi bir tartışma da ivme kazanıyor. Bu yılın başlarında, ABD'deki bir ruh sağlığı merkezi, 'beyin çürümesinin' nasıl fark edileceği ve önleneceği hakkında çevrimiçi tavsiyeler bile yayınladı.
Oxford Languages Başkanı Casper Grathwohl, bu yılki seçim süreci ve 2024 yılı kazananıyla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Son yirmi yılda Oxford Yılın Kelimesi'ne baktığımızda, toplumun sanal yaşamlarımızın nasıl geliştiği, internet kültürünün kim olduğumuzun ve ne hakkında konuştuğumuzun çoğuna nasıl nüfuz ettiği ile ilgili artan meşguliyetini görebilirsiniz. Geçen yılın kazanan kelimesi 'rizz', dilin çevrimiçi topluluklar içinde giderek nasıl oluştuğuna, şekillendiğine ve paylaşıldığına dair ilginç bir örnekti. 'Beyin çürümesi' sanal yaşamın algılanan tehlikelerinden birine ve boş zamanımızı nasıl kullandığımıza değiniyor. İnsanlık ve teknoloji hakkındaki kültürel sohbette haklı bir sonraki bölüm gibi hissettiriyor. Bu kadar çok seçmenin bu terimi benimsemesi ve bu yılki seçimimiz olarak onaylaması şaşırtıcı değil."
Brain rot kelimesi hızlıca yeni ve ortak deneyimlerin bir çıktısı olarak hızlıca yaygınlaşmış olabilir. Bu da dilde uzun süre kalıcı olacak bir kelime olması demek. Günümüzün hızla değişen teknolojik dünyası, böylesi terimlere olan ihtiyacı artırmış görünüyor.
Dijitalde üretim ve tüketim baskısı
Peki bu kelime neden bu kadar popüler oldu? Kişisel gözlemim pandemi sonrası dönemde, insanlar, özellikle yeni nesil, siyah ekranlarda daha fazla bağımlı hale geldi ve üretkenlik baskısı altında kendilerini daha sık tükenmiş hissetti. “Brain rot,” bu evrensel duyguyu özetleyen bir terim olarak, geniş bir kitle tarafından kolaylıkla benimsenmiş olabilir. Bu terim, sadece olumsuz bir durumu ifade etmekle kalmıyor, aynı zamanda bir tür rahatlama ve kabul etme duygusu da içeriyor. İnsanlar, “brain rot” dediklerinde aslında hem bu durumla dalga geçmekte hem de kolektif bir deneyime işaret etmekteler. Bu, terimin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuş olabilir.
Günümüzde yaşadığımız deneyimlerin bir parçası olarak “Brain rot” gibi kolay anlaşılan ve durumu net bir şekilde ifade eden terimleri bir alt kültür unsuru olarak kendi sınırlarında sıkışmadan geniş kitlesel iletişim araçlarıyla ulaştırabiliyoruz. Benzer tüketim pratikleri, akıllı telefonlar ve bilgisayarlardaki teknoloji, işletim sistemi ve uygulama yakınsamaları en geniş ortak bir zeminde olmamızı sağlıyor. Brain rot kelimesi hızlıca yeni ve ortak deneyimlerin bir çıktısı olarak hızlıca yaygınlaşmış olabilir. Bu da dilde uzun süre kalıcı olacak bir kelime olması demek. Günümüzün hızla değişen teknolojik dünyası, böylesi terimlere olan ihtiyacı artırmış görünüyor.
Daha sakin bir dijital hayat mümkün
Dijital derebeylikler ortasında yaşamak..., "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört" geleceğimiz mi olacak? ve Gözetim kapitalizmine karşı harekete geçmeliyiz yazılarımda büyük teknoloji şirketlerinin bizim ilgimizi nasıl manipüle ettiklerini ve bir çeşit gözetim kapitalizmi olarak tariflenen bir ekonomik modelde bizi pasif bir şekilde sürekli siyah ekranları kaydıran birer "kullanıcı"ya nasıl dönüştürdüklerini anlatmaya çalışmıştım. Teknolojiyi hayatımızda bilinçli, dengeli ve sağlıklı bir şekilde kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Dijital cihazları ve çevrimiçi platformları bilinçli bir şekilde yönetmek, ruhsal ve fiziksel sağlığımızı korumak için oldukça önemli. Yeni yıla girerken herkes gibi yeni yıla bazı hedefler koyuyoruz. Bu hedeflerden biri de teknolojiyle kurduğumuz ilişkide ruhsal ve fiziksel sağlığımızı daha fazla gözetmek üzerine adımlar olsun. Güzel bir yıl diliyorum.
Yorum Yazın