28

Kasım

 

“Benim için önemli olan anlamaktır. Bana göre yazmak, anlamanın peşine düşmektir, anlama sürecinin parçasıdır.”

 

Hannah Arendt

 

Yeni Arayış Açıklamak değil 'anlamak' için...

 

 

Neden Yeni Arayış?

Neden
Yeni Arayış?

 

“Bugünlük geçici duruma bakıp umutsuzluğa düşmenin gereği yok. İnsanoğlu umutsuzluktan umut yaratandır. Ya demokrasi ya hiç. Türkiye hiçe layık değildir.”

 

Yaşar Kemal

 

Menu   ≡ ╳
  • ANASAYFA
  • YAZARLAR
    • Alper Budka
    • Armağan Öztürk
    • Bülent Bilmez
    • Cenk Erdem
    • Dicle Yurdakul
    • Emrah Aslan
    • Emre Erdoğan
    • Fuat Keyman
    • Gülden Bulut
    • Gürkan Çakıroğlu
    • İslam Özkan
    • Korhan Gümüş
    • Mehmet Şafak Sarı
    • Mehmet Yaşar Altundağ
    • Murat Aksoy
    • Murat Günenç
    • Murat Menteş
    • Musa Özuğurlu
    • Nuray Mert
    • Nur Betül Aras
    • Osman Erden
    • Pelin Cengiz
    • Sadık Özben
    • Savash Porgham
    • Sezin Öney
    • Turgay Bozoğlu
    • Tuğba Muslu
    • Veysel Ok
    • Yalın Alpay
  • DOSYA
    • 100. Yılında Cumhuriyet
    • CHP’nin Gelecek Seçimi
    • Barınma: Sorunlar ve Çözümler
    • Yargı Krizi
    • Yoksulluk
  • YORUM
    • Ali Yaşar Sarıbay
    • Ayşe Yürekli
    • Çiğdem Nas
    • Erdi Öztürk
    • Fatih Öztürk
    • Hasan Bülent Kahraman
    • Nuray Mert
    • Serap Yazıcı
    • Zeynep Aksoy
  • DÜNYA
    • ABD
    • Afrika
    • Çin
    • Güney Amerika
    • Japonya
    • Ortadoğu
    • Türkiye-AB İlişkileri
  • SÖYLEŞİ
  • ÇEVİRİ
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • EDEBİYAT
    • KİTAP
    • KÜLTÜR SANAT
    • TEKNOLOJİ
    • ASTROLOJİ
    • SPOR
    • HUKUK
    • SAĞLIK
    • PSİKOLOJİ
    • KENT
    • EKOLOJİ
    • YAPAY ZEKA
  • GÜNDEM
  • YEREL GÜNDEM
  • KÜNYE
  • SOSYAL MEDYA
    • Twitter
    • Instagram
    • Linkedin
  • İLETİŞİM
☰
Yeni Arayış

HAKKIMIZDA

”Açıklamak değil anlamak için…”, sloganı ile yeni bir arayışın kapılarını aradığımız bu sitemizde birbirinden değerli kalemlerin yazılarını ve güncel yerel haberleri aktarıyor olacağız.

Ana Sayfa > SİYASET
260 görüntüleme 8dk 0 Yorum

“One Minute”dan “Eine Minute”ye

Sezin Öney
Sezin Öney

18 Kasım 2023

2024 Yerel seçimleri Cumhur İttifakı kampanyası, Almanya’dan başlatıldı. 2009’daki “Öne Minute”ten beri, dış politika iç siyasetin aracı olarak kullanılıyor. 2023’e gelindiğinde, ekonomik açıdan içeride ve vizyonsuzlukla dışarıda sıkışmış bir Türkiye tablosu var. Ama gene, iç politikada tribünleri coşturmak için bu sefer “Eine Minute”.

“Almanya ile en gergin ziyaret” demiştik; gerçekten de öyle oldu.

Ziyaret öncesi, “Almanya ve Türkiye’nin Gazze Savaşı’na çok farklı yaklaşımları olması, kendi aralarında bir krize dönüşecek boyuta gelmek zorunda mıydı?” diye sormuştuk.

Yanıtımızı aldık.

Evet zorunluydu; çünkü Mart 2024 yerel seçimleri için Cumhur İttifakı kampanyasının başlangıcı, dün Almanya’da yapıldı.

2009’da “One Minute” çıkışı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, iç politikada tam manasıyla iktidara getiren ve “Arap sokağında” popülarite kazandıran bir dönüm noktası olmuştu.

O gün, dış politika meselelerinin Türkiye’de iç politika açısından da ne kadar kullanışlı bir malzeme olduğu keşfedildi ve o “iç piyasa enstrümanı” da bir daha elden bırakılmadı…

2009’da, TL-Dolar paritesi 1.5-1.7 seviyesinde seyrediyordu.

Kamu bankalarında yıllarca üst düzey yöneticilik yapan Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu’nun, 2022’de şöyle bir sosyal medya paylaşımı vardı:

“Bugün en büyük banknot olan 200 TL 1 Ocak 2009’da piyasaya çıkmıştı. O tarihte dolar kuru 1.52 idi. Yani 200 TL. 131 dolara karşılık geliyordu. Bugün 131 dolara karşılık gelecek banknot çıkarılsa 2.500 TL olacak.”

Erdoğan’ın Almanya ziyareti günü ise, 131 dolar 3.800 TL.

2009’da enflasyon %5-6 civarındaydı ve “TÜİK rakamları mı, ENAG verileri mi” gibi ikilemler de yoktu…

Bugün geldiğimiz noktada; 2009’un ekonomik bilançosu bile yok.

Türkiye’nin ekonomisinin yaşadığı darboğazı hepimiz bilfiil görerek, deneyimleyerek yaşıyoruz. Bunun ötesinde de, bir de henüz yaşamadıklarımız var: Türkiye’nin, üzerindeki borç yükünü döndürebilmesi için gelecek bir yıl içindeki dış kaynak ihtiyacı, yaklaşık 200 ilâ 215 milyar dolar arası.

Ve Türkiye’ye, 2023’ün ilk çeyreğinde gelen en fazla doğrudan dış yatırım, yani en kalıcı yatırımı getiren üç ülke şunlar: Hollanda, Fransa ve Almanya.

Dış ilişkilerde “dövmelere doyamadığımız” üç ülkelerden bazıları da aynı zamanda bunlar…

Türkiye dış politikası, kalp krizi geçirmekte olan bir hastanın EKG çizgisi gibi; sadece “alarm veren”, bir anomaliye işaret eden zigzaglarla dolu.

2005 yılında Şansölye olan Angela Merkel ile Erdoğan’ın, iktidarlarının uzun bir dilimini beraber geçirmeleri, birbirlerinin tarzına olan alışkanlıkları, Merkel’in “idareci” diplomasi tarzı gibi sebepler bugüne değin iki ülkenin “kopmadan” gelinmesini sağladı. Elbette, karşılıklı mecburiyetler de kırılma ve kopuşları engelledi.

Almanya ile Türkiye ilişkilerinin tarihi köklülüğü, Almanya’daki yaklaşık 3,5 milyon Türkiye kökenli nüfus gibi, iki ülkeyi daha “pozitif mecburiyetler” de var. Ankara’nın Avrupa Birliği’ne karşı, “Türkiye’deki göçmen nüfusu kullanması/göçmen pazarlıkları” gibi konu başlıkları da var. Ki bunların arasına Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin, savaşan tarafların ikisiyle de ayrı diplomatik diyaloğunu ayrı “pazarlık vesilesi” olarak kullanması da eklendi.

Peki; tüm bunlar, Türkiye’yi Almanya için ne olursa olsun “vazgeçilmez” kılıyor mu?

Şimdilik “eh işte”; ama sadece şimdilik…

Yaşanan her diplomatik krizin, aheste aheste gelen bir faturası var. 2017’de “Başkanlık Referandum”u da, “dış politikanın iç siyaset için” araçsallaştırıldığı bir dönüm noktası olmuştu. O dönemde, Hollanda ve Almanya’nın Türkiye’nin iç siyaseti ilintili kampanya ve mitinglerin kendi ülkelerine uzanmasına izin vermemesi sonucu Erdoğan, her iki ülkeyi de “Nazi artığı” ve “faşist” olmakla suçlamıştı.

Sahi; o dönemlerde, bu yerli ve milli duruşu desteklemek için, Hollanda’yı protesto etmek amacıyla “portakal bıçaklayanlar” vardı. Bugün, o portakal bıçaklayanlar ne yapıyor acaba?

Portakal bıçaklayarak Hollanda’ya vermek istedikleri zararı veremeseler de; destek oldukları dış politika çizgisi, Türkiye’ye büyük zarar verdi ve vermeye de devam ediyor.

2017’de Almanya’ya; kendi dış politika perspektiflerinden bakınca yapılabilecek en ağır hakaretler yapılıp, “Şu anki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil!” dediğinden bu yana, ne oldu? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kaybetti: Schengen ülkelerinin kapısından geçemez oldular. “Sıradan vatandaşları” geçtim, ticareti sürdüren TIR şoförleri bile transit vizelerini alamaz durumda çoktandır.

2017’nin “Nazizm” suçlamaları siyaseten o kadar unutulmamış ki 24 saati bulmayan bir ziyaret için 1500 polis görevlendiriliyor.

Bu kadar mı büyük bir “güvenlik sorunu” Almanya için Türkiye’nin en üst düzey siyasetçisinin ziyareti?

Kaldı ki, Süddeutche Zeitung gibi Münih merkezli önde gelen bir gazetenin “Ey Almanya” manşetine… Bu sayfaya Türkiye’den ulaşmak mümkün olmadığı gibi, Kapıkule sınırı ötesi; “Ey…” in de, Schengen dolaşımı alamadığının bir göstergesi bu manşet.

Geriye, Türkiye’nin iç politika endeksli günlük kaygılar ve keyfiyetle şekillenen dış politikasının ağır mirası kalıyor…

Türkiye dış politikası, kalp krizi geçirmekte olan bir hastanın EKG çizgisi gibi; sadece “alarm veren”, bir anomaliye işaret eden zigzaglarla dolu.

Şimdi de, yerel seçimlere endeksli bir “One Minute” döneminin siyasi kudretini getirmeye çalışan bir tür “Eine Minute”ye tanık oluyoruz.

2009’da değiliz artık; o “eski Türkiye” bile yok.

Ve 28 Mayıs sonrası oluşturulmaya çalışılan “rasyonel politikalar”ın hazin sonunu da, 17 Kasım’daki “One Minute” nostaljisi getiriyor.

Etiketler: 2024 Yerel Seçimler, Almanya, Erdoğan, One Munite

ÖNCEKİ

Zihin sağlığı için dengeli bağlantısallık

SONRAKİ

Erdoğan’ın çıkışını nasıl okumalı?
Avatar photo
- Yayımlanan yazı sayısı: 6

Sezin Öney

Sezin Öney, siyaset bilimci, gazeteci ve sivil toplum aktivisti. Uluslararası ilişkiler, tarih, siyaset bilimi, milliyetçilik çalışmaları ve çatışma çözümü ve analizi üzerine Türkiye’nin yanısıra, ABD’de ve Avrupa’da çeşitli üniversitede eğitim almıştır. 2010’dan beri de ağırlıklı olarak, popülizm ile ilgilenen Öney, Avrupa Birliği ve Orta ve Doğu Avrupa tarihi ve politikası alanları üzerinde çalışır.

Benzer içerikler
20 Kasım 2023
Gazze yıkılırken…
22 Kasım 2023
50+1
23 Kasım 2023
“50+1” sis bombası mıydı?
9 Kasım 2023
CHP’nin yeni liderinin en kritik haftaları
Yorum yapın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

  • “Fatih Terim Terör Örgütü” diyelim mi?
    Alper Budka tarafından
  • Bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmuyor
    Murat Aksoy tarafından
  • Filistin’de Türkiye’nin yeri yok
    Musa Özuğurlu tarafından
  • Yoksulluğun gölgesinde temel haklar: Gıdaya erişim krizi
    Yavuz Saltık tarafından
  • Yoksulluk, memleketin en önemli meselesi
    Emre Erdoğan tarafından
  • Yoksulluk iktidarın neyi olur?
    Murat Aksoy tarafından
  • Değişmeye çalışan CHP’ye Hollanda, Arjantin ve 14 Mayıs’tan dersler
    Onur Alp Yılmaz tarafından
  • Derin yoksullukla mücadelenin yeni koşulları
    Önder Uçar tarafından
  • Türkiye’nin poli-yönetim krizi: Siyaset canlanıyor mu?
    Fuat Keyman tarafından
  • Barınma sorunu nasıl çözülür?
    Erdem Bağcı tarafından
  • Küresel kervana geç katıldık
    Serap Durusoy tarafından
  • Türk Sağı aydınlarına sesleniş
    Tarık Çelenk tarafından
  • OpenAI ve yapay zekâ dünyasında neler oluyor?
    Dicle Yurdakul tarafından
  • İnsanlığın demir parmaklığı: Totalitarizm
    Tuğba Muslu tarafından
  • Türkiye kimlik bunalımını aşabilir mi?
    Erdi Öztürk tarafından
  • Yeni Anayasa’ya doğru: Fransa yarı başkanlık sistemi
    Fatih Öztürk tarafından
  • Milletlerin zenginliğinden insanlığın zenginliğine
    Erdem Bağcı tarafından
  • “50+1” sis bombası mıydı?
    Sezin Öney tarafından
  • Şiddet, sömürgesizleşme ve Filistin
    İslam Özkan tarafından
  • 50+1: Tartışmanın kodlarını doğru okumak
    Murat Aksoy tarafından
Yeni Arayış
YENİ ARAYIŞ

Açıklamak değil anlamak için…

 

Yolculuğa çıkanın anlatacakları vardır…

İLETİŞİM

Bize ulaşmak için [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz.

© Copyright 2023 - Yeni Arayış, supported by KreatifSOFT