Türkiye bugün bir karpuz gibi ayrılmadı ortadan ikiye. Saltanat kaldırıldırıldığında düştü o karpuz yere, o gün bölündük ikiye. İki tip insan vardır çünkü, bilen insan ve inanan insan. İnanan ve hareket edebilmek için emir bekleyen insanlar ezildiler kırılan saltanat koltuğunun altında ve bilen insanlar çıktılar iradeleriyle uzun ince bir yola. Bugünkü hayal kırıklığımız da o […]
Cumhuriyet’in 100. yılından Türkiye Yüzyılı’na…
Cumhuriyet’in 100. yıldönümünde, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, bir başka deyimle Cumhuriyet’in kurulduğu 20. Yüzyıl’ın yerini alacak olan 21. Yüzyıl, Türkiye Yüzyılı olması tasarlanan ihtiraslı bir hedef ile ifade ediliyordu. Türkiye’ye yedi yıl boyunca ayak basmamıştım. Cumhuriyet’in 100. yıldönümünde yurda geri döndüm. Türkiye’den ayrıldığım sırada henüz 15 Temmuz olmamıştı. Aradan geçen sürede 2017’deki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu […]
Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’de “hukuk devleti”
Hukuk devleti esasına dayanan bir anayasa düzeninin yaratılmasında şeklî boyutun varlığı tek başına yeterli değildir. Bu boyuta ek olarak hukuk düzeninin bireyin varlığı, onuru ve haklarını korumayı amaçlaması gerekir. Bu amaç mevcut olmadıkça hukuk devletinden değil, ancak kanun devletinden söz edilebilir. “Hukuk devleti ilkesi, kısaca bireyin varlığını, onurunu, hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla devlet otoritesinin […]
Cumhuriyetin kendine gelmesi: Dindarlar ve Kürtler
Cumhuriyet fikrinin kendisi bir terakki nişanesi olmakla birlikte beraberinde pek çok sorunlar getirmiştir: Bunların başında da temsil meselesi vardır. Bütün bir halkı temsilen hareket nasıl olacaktır? Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet iktidarın kral olan bir baş yerine başsız kalan bir beden tarafından yönetilmesidir. O bedenin değişik isimleri vardır. Toplum veya cumhur bunlardan biridir. O bedenin politik ismi […]
Cumhuriyetin yüz yılında ordu ve demokrasi: Bazı açıklama çerçeveleri
Yatay ilişkiler yerine dikey ilişkilerin yaygın olduğu, kapsayıcı ve otoriter iktidar pratiğinin köklü geleneklere dayandığı, özerk bireyin yadırgandığı ve nihayet mücahit ve misyonerce tavırların fazla prim yaptığı bir kültürde, hiyerarşik, disiplinli yapısıyla ordu, içinde bulunduğu bütünle pek çok ortak noktalar taşımaktadır. Feroz Ahmad’ın, “Modern Türkiye’nin Oluşumu”nda belirttiği gibi, “Türkiye’nin siyasal hayatı üzerine okuyan bir kişi […]
Cumhuriyetin 100. yılında ihtiyacımız olan zihniyet
Cumhuriyet’in 100. yılında üzerimize düşen en önemli görev ortak bir hedef ve kader birliği içinde aynı ilke ve değerler etrafında birleşebilecek iradeyi bundan 100 yıl öncesinde dedelerimizin gösterdiği şekilde gösterebilmektir. Bir konferansın kahve arası, ayaküstü sohbet ediyoruz, yine memleket meselesine bağlanan sorunlar ve içimizden biri kendini tutamayıp şu kelimeleri döküyor ağzından. “Bu ülkede cahil o […]
Cumhuriyetçiliğin politik mantığı
Cumhuriyet” mefhumunun, demokrasi ve liberalizm gibi temel bazı politik değerler ve rejimlerle yer değiştirerek kullanılması hususu; toplumsal tahayyülde bulanıklık yaratılmasına sebep olmakta ve bu da cumhuriyetin politik dil ve söylemdeki kullanışını aşındırmış bulunmaktadır. Cumhuriyetimiz 100. yaşını idrak ediyor, bu yeni yaş dönümünde, toplumsal tahayyülde bir fikir olarak edindiği yeri değerlendirmek; hem geleceğinin vaat ettiği eğilimleri […]
Demokrasiyi cumhuriyetle aşmak
Antik dönemden bugüne cumhuriyetçiliğin temel iddiası, sınırlandırılmamış demokrasinin tiranlık olduğu şeklindedir. Yakın zamana kadar düşünce hayatı içinde hegemonik konumda olan Anti-Kemalist ittifak ise, bu temel gerçeği ıskalayan bir vesayet gündemine Türkiye’nin demokrasi mücadelesini mahkûm etmiştir. Yazıya, başlıktaki kelime seçimi üzerine bir izahla başlamak yararlı olabilir. Çünkü sosyal bilimler alanında ve Türk siyasi hayatı üzerine […]
Cumhuriyet ve demokrasi
Tanzimat’tan itibaren ve oldukça trajik bir tarihsel süreç içerisinde, Osmanlı’nın kozmopolit toplumunun yerine bir Müslüman ulus/millet oluşturulur. Aynı yurtta yaşayan, aynı dili konuşan, ortak bir yazgıyı paylaşan ama birinin yüzü Doğu’ya diğerininki ise Batı’ya dönük iki toplum. Birisi modernleşme ve bunu sağlayacağına inandığı Batılılaşmaya bel bağlarken, öteki kalkınmayı ve dindarlığı korumayı esas alır. Tanzimat’tan itibaren […]
Yaşasın Cumhuriyet: En çok da kadınlar için
Yaşadığımız coğrafyanın birçok yakın ülkesinde bu haklara sahip olamayan milyonlarca kadın yaşamaktadır. Onların yaşadıkları zorlukları görmek, bizlere yüzyıl önce sunulan bu imkanların kıymetini bilmemiz ve o imkanlara sahip çıkabilmemiz için oldukça mühimdir. Dünya üzerinde hiçbir yer yoktur ki kadınlar, elde ettikleri kazanımları kolaylıkla elde etmiş olsunlar. Siyasi haklarından sosyal ve ekonomik tüm haklara bin bir […]