Z kuşağının daha hızlı zenginleşmesi, sadece şans değil, psikolojik yapılarının ve dijital dünyanın sunduğu sınırsız fırsatların bir kombinasyonu. Bağımsızlık, risk alma cesareti ve yeniliklere açık olmaları, onları hızla zenginleşen ve geleceği yeniden şekillendiren bir kuşak haline getiriyor.
Z kuşağı, yani 1997-2012 arası doğan gençler, dünyaya adım attıkları andan itibaren dijital devrimin tam ortasında buldular kendilerini. Öyle ki, internetle doğdular, sosyal medyayla büyüdüler ve bu sayede dünyayı avuçlarının içinde tuttular. Ama sadece teknoloji değil, onların zenginleşme hızını artıran daha derin psikolojik nedenler var.
Öncelikle, Z kuşağı hızla değişen dünyaya ayak uydurma konusunda çok yetenekli. Psikolog Dr. Jean Twenge, iGen kitabında bu kuşağın dijital dünyada kendilerini nasıl evlerinde hissettiklerini anlatıyor. Yani, bu çocuklar Google’da bilgi aramayı, Instagram’da satış yapmayı ve YouTube’dan gelir elde etmeyi doğal bir refleks gibi görüyorlar. Ellerinde, önceki kuşakların hayal bile edemeyeceği bir güç var: Bilgiye ve fırsata anında erişebilme gücü. Bu hız, onların geleneksel iş yollarını terk edip, yaratıcı ve özgür çalışma modellerini benimsemelerini sağlıyor. Kısacası, “ofise git, saatlerce masa başında otur” kültürü bu gençlerin ilgisini çekmiyor. Onlar bir TikTok videosu çekip milyonlar kazanmayı tercih ediyorlar.
Z kuşağı, dijital ekonominin sunduğu fırsatlara balıklama atlayan bir kuşak. Columbia Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, bu gençler önceki kuşaklardan çok daha fazla risk alıyorlar.
ÖNCEKİ KUŞAKLARDAN ÇOK DAHA FAZLA RİSK ALIYORLAR
Peki, sadece teknoloji mi onları bu kadar hızlı zenginleştiriyor? Tabii ki hayır. Z kuşağını diğerlerinden ayıran bir başka özellik de psikolojik olarak güçlü bir bağımsızlık hissine sahip olmaları. Harvard Business Review’da yayımlanan bir çalışmaya göre, bu gençler otoriteye karşı mesafeli, kendi kararlarını alma konusunda cesur ve sınır tanımayan bireyler. Eski kuşaklar “sabırlı ol, sırasını bekle” derken, Z kuşağı sabırlı olmayı zaman kaybı olarak görüyor. Onlar için en önemli şey: “Kendi işimi kendim kurarım, kendi yolumu çizerim.” Serbest çalışma, sosyal medyada içerik üretme veya kripto para yatırımı gibi fırsatlar, bu kuşağın tam da istediği türden esnek ve bağımsız kazanç yolları.
Ve tabii, risk almaktan korkmuyorlar! Z kuşağı, dijital ekonominin sunduğu fırsatlara balıklama atlayan bir kuşak. Columbia Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, bu gençler önceki kuşaklardan çok daha fazla risk alıyorlar. Niye mi? Çünkü başarısızlık korkusunu fazla ciddiye almıyorlar. Bir girişim başarısız olsa bile bir sonrakine hemen geçebileceklerini biliyorlar. Kripto para, NFT’ler, e-ticaret… Bunlar onlar için yeni birer oyun alanı.
Sonuç olarak, Z kuşağının daha hızlı zenginleşmesi, sadece şans değil, psikolojik yapılarının ve dijital dünyanın sunduğu sınırsız fırsatların bir kombinasyonu. Bağımsızlık, risk alma cesareti ve yeniliklere açık olmaları, onları hızla zenginleşen ve geleceği yeniden şekillendiren bir kuşak haline getiriyor. Gözümüz onlarda olmalı, çünkü bu gençler sadece zenginleşmekle kalmıyor, oyunun kurallarını da baştan yazıyor.
Yorum Yazın