Kanun ile kurumlar vergisi mükelleflerini doğrudan ilgilendiren Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi, en çok ses getirecek değişikliklerin başında gelecektir. Gerçi, yürürlük tarihi 2025 yılı olduğu için etkisini 2025 yılının ilk geçici vergisinin beyan edileceği Mayıs/2025 döneminde hissedeceğiz ama reel sektöre kulak verdiğimizde etkisi şimdiden kendisini hissettirmeye başlamış durumda.
Son zamanlarda ülke gündemini fazlasıyla meşgul eden ve nihayetinde 7524 sayılı Kanun ile yasalaşarak hakkında çıkan söylentileri de kısmen sona erdiren birtakım vergisel değişiklikler yapılmıştır.
Öncelikle; resmi rakamlarla ülkemizde Ocak/2024 tarihi itibariyle, 1 milyon 143 bin 344 kurumlar vergisi mükellefinin faaliyet gösterdiğini göz önünde bulundurursak 7524 sayılı Kanun ile kurumlar vergisi mükelleflerini doğrudan ilgilendiren Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi, en çok ses getirecek değişikliklerin başında gelecektir. Gerçi, yürürlük tarihi 2025 yılı olduğu için etkisini 2025 yılının ilk geçici vergisinin beyan edileceği Mayıs/2025 döneminde hissedeceğiz ama reel sektöre kulak verdiğimizde etkisi şimdiden kendisini hissettirmeye başlamış durumda. Diğer yandan, enflasyon düzeltmesi de göz önünde bulundurulduğunda, kurumlar vergisi mükelleflerinin vergi planlamasına yönelik profesyonel bir mali danışmanlık hizmeti almasının, karşılaşılması muhtemel fiktif vergi yüküne dair kıymetli bir dokunuş olacağı kanısındayız.
Yazımızın konusuna dönecek olursak; yurt içi asgari kurumlar vergisi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı başlıklı 32’nci maddesi ile indirimli kurumlar vergisi başlıklı 32/A. Maddesi dikkate alınarak hesaplanan kurumlar vergisinin indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan az olamayacağı şeklinde düzenlenmiştir.
Yurt içi asgari kurumlar vergisi; kurum kazancından indirim ve istisnaları düştükten sonra kalan matraha %10’luk oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Burada gözden kaçırılmaması gereken husus, ilgili dönemde kurum olarak nihayetinde mali zararda olsak bile bu yöntem ile vergi ödeyebileceğimiz gerçeğidir.
KURUM MALİ ZARARDA OLSA BİLE VERGİ ÖDEYECEK
Söz konusu düzenlenmenin devamında ise (kamuoyundan gelen tepkiler üzerine) yurt içi asgari kurumlar vergisi hesaplanırken kurum kazancından bazı istisna ve indirimlerin düşülebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu istisna ve indirimler ise başlıklar halinde aşağıdaki gibidir.
— 5/1-a, İştirak kazançları istisnası,
— 5/1-ç, Emisyon primi kazancı istisnası,
— 5/1-d, Sahip oldukları taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında, Türkiye’de kurulu fonlar ile yatırım ortaklıklarının kazançlarına ilişkin istisna,
— 5/1-i, Risturn istisnası
— 5/1-j, Sat-kirala-geri al işlemlerinden doğan kazançlarda istisna uygulaması,
— 5/1-k, Kira sertifikası ihracı amacıyla her türlü varlık ve hakların satışından doğan kazançlarda istisna uygulaması,
— Türk uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlara ilişkin istisna,
— Serbest bölgelerde uygulanan kurumlar vergisi istisnası,
— 4691 sayılı Kanun kapsamındaki kazanç istisnası ile kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilen Ar-Ge ve tasarım indirimleri,
— 10/1-g, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu aşmayan kısmı,
— 10/1-h, Engelliler Hakkında Kanun kapsamında korumalı işyeri indirimi,
Ennihayetinde, yurt içi asgari kurumlar vergisi; kurum kazancından yukarıda sayılı indirim ve istisnaları düştükten sonra kalan matraha %10’luk oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Burada gözden kaçırılmaması gereken husus, ilgili dönemde kurum olarak nihayetinde mali zararda olsak bile bu yöntem ile vergi ödeyebileceğimiz gerçeğidir.
Bunun yanında 7524 sayılı Kanun ile kayıt dışı ekonomiyle mücadele kaspamında birtakım yeni uygulamalar da yürürlüğe sokulmuştur. Bunlar, özetle;
- Günlük Hasılat Tespiti: Ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin (kurumlar vergisi mükellefleri de dahil) ortalama günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla vergi dairesince bir ayda üçten, bir takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla vergi dairesince yoklama yapılabilecektir. Buradan elde edilen tutarların ortalaması alınarak aylık ve yıllık hasılat turarlarına ulaşılıp tespit edilen hasılat tutarıyla beyan edilen hasılat tutarları arasında %20’den fazla bir farklılık olması durumunda ilgili mükellefler maliye idaresince izaha davet edilecektir. Mükellefçe yapılan izahatin yetersiz bulunması durumunda ise ya ilgili komisyonca vergi tarhı yapılacak ya da ilgili mükellefin defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla mükellef incelemeye sevk edilecektir.
- Tevsik Mecburiyeti: Mevcut uygulamada, 7.000,00 TL üzerindeki ödeme ve tahsilatlar banka ve finans kurumları aracılığıyla yapılmak zorundadır. Tevsik zorunluluğuna uymayan mükelleflere işlem tutarının %5’i kadar özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. 2024 yılı için ilgili tutar 11.800,00 TL’nin altında ise ceza, işlem başına 11.800,00 TL olarak uygulanacaktır. Ancak, 7524 sayılı Kanun ile mali idareye verilen yetkiyle, söz konusu cezai işlemler mükellefler ile sınırlandırılmayarak herkesi cezai yaptırım kapsamına dahil etmiş bulunmaktadır. Yani, vergi mükellefiyeti bulunmayan emekli öğretmen Ahmet amca, 7.000,00 TL ve üzeri ödemesini ya da tahsilatını nakit olarak gerçekleştirir ve bu durum da maliye tarafından tespit edilirse emekli öğretmen Ahmet amca da asgari 11.800,00 TL özel usulsüzlük cezası ile cezalandırılacaktır.
7524 sayılı Kanun ile getirilen önemli düzenlemelerden biri de ticari faaliyetine ilişkin hasılatın gizlenmesi için başkasının İbanını kullananlara yönelik. Bu yöntemi uygulayanların tespit edilmesi halinde, İbanı kullanana da kullandırana da her bir işleme konu tutarın %10’u nispetinde ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası tatbik edilecektir.
- Başkasının İBAN’ını kullananlara/İBAN’ını Başkasına Kullandıranlara: 7524 sayılı Kanun ile getirilen önemli düzenlemelerden biri de ticari faaliyetine ilişkin hasılatın gizlenmesi için başkasının İbanını kullananlara yönelik. Bu yöntemi uygulayanların tespit edilmesi halinde, İbanı kullanana da kullandırana da her bir işleme konu tutarın %10’u nispetinde ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası tatbik edilecektir. Ancak, uygulanacak bu tutar 2024 yılı için her bir işlem başına 20.000,00 TL’nin altında kalırsa 20.000,00 TL özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.
- Başkasının POS Cihazını Kullananlara/POS Cihazını Başkasına Kullandıranlara: Yukarıda yer verdiğimiz İBAN’a yönelik uygulamaya benzer bir uygulama olmakla birlikte burada işlem başına hem kullananlara hem kullandıranlara işlem başına 60.000,00 TL tutarında cezai işlem uygulanacak olup %10’luk nispi uygulamaya gidilmemiştir. Söz konusu cezaların 2024 yılı için azami tutarı ise 20.000.000,00 TL’yi geçemeyecektir.
Kanun koyucu tarafından kayıtdışı ekonomiyle mücadeleye yönelik bu yazımıza konu müesseseler tahsis edilmiş olmakla birlikte söz konusu Kanunda, vergi mevzuatına yönelik başkaca değişiklikler de mevcut olup ilgili hükümler başka bir yazımızın konusunu oluşturacaktır.
Yorum Yazın