MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Kürt meselesi ve bugün

Ana SayfaGenelKürt meselesi ve bugün
Kürt meselesi ve bugün
19 Şubat, 2024, Pazartesi 23:27
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ali Bayramoğlu
Ali Bayramoğlu

Sonuç ve soru: Kürt hareketinin bu duruma, yeni koşullara yeni stratejik bir yanıtı olacak mı? İmralı’nın etrafında ses geçirmez duvarlar olsa da, “demokratik cumhuriyet” ve demokratik konfederalizm tezlerinde bir değişim, esneme, revizyon yaşanabilir mi? Yaşanırsa yeni bir siyaseti sürdürmeye Kürt hareketinin ne kadar gücü var?

KÜRT MESELESİ NEDİR, NEYDİ, NE OLACAK?

Mesut Yeğen’in, kuşatıcı tanımıyla başlayalım. “Neredeyse iki yüz senedir Kürtler (fail), meskun oldukları havalide, ‘Kürdistan’da’ (mekan), tabi oldukları merkezi otorite tarafından önerilen tabiiyet biçimlerine itiraz ediyor (mevzu). Kürtler, iki yüz senedir, bulundukları havalide kendilerine önerilenden başka bir tabiiyet biçiminin kurulması, buna dair hakkın, hukukun tanınması için çalışıyor. Osmanlı Devleti ile Kürt ‘taşrasının’ elitleri arasında iyi kötü üç yüz sene devam etmiş gevşek egemenlik/tabiiyet ilişkisinin 19. yüzyıl başında tasfiye edilmesiyle başlayan yeni bir egemenlik/tabiiyet biçimi arayışı, iki yüz senedir sürüyor. Üzerine konuşulan meselenin Kürt meselesi olarak adlandırılmasını mümkün kılan fail, mekan ve mevzudaki bu süreklilikten başka bir şey değil…” 

Evrelerin olduğu muhakkak.

Yeğen’in, yukarıdaki cümlelerin yer aldığı “Bağımsız Kürdistan’dan Demokratik Cumhuriyete, Silahlı Mücadeleden Siyasi Müzakereye: PKK” başlıklı makalesinde belirttiği üzere, Osmanlı sonrası Kürtler ve yaşadığı toprakların farklı dört ülkeye dağılması, buralarda uluslararası dengelerinde desteğiyle baskı altında yaşadıkları ilk evre, soğuk savaş sonuna kadar sürdü. 1989 Berlin duvarının yıkılışı yeni başlangıçtı, ikinci evrenin başlangıcı…

Artan global demokrasi ve insan hakları dalgası Kürtlerin önünü açmaya başladı. Türkiye’de sivil örgütlenmeler, siyasi partiler, sivil yapılar, etrafında bir talep yükselmesi yaşandı.  1991 ve 2003 Körfez savaşları sonrası Irak Kürtleri kendilerine siyasi bir yaşam alanı buldular. 2011 sonrası çıkan Suriye iç savaşı, aralarında PKK’nın da yer aldığı Kürt güçlerinin egemen olduğu Rojava adlı siyasi bir bölgeyi doğurdu.

Türkiye’nin Kürt meselesi önemli ölçüde bu evrelerle uyumludur.Cumhuriyetin sert ve baskıcı politikalarına elitlerle, aşiretlerle, geleneksel güçlerle başlayan direnç, seküler sol hareketlerle ve aydın siyasallaşmasıyla sürdü. 1970’ler ortalarında genç ve yoksul köylüleri bünyesine katmaya başlayan yeni bir direnç ve başkaldırı örgütü PKK doğdu.  Birinci evre de doğdu ve etkili oldu.

PKK birinci evrenin ürünüydü. Ancak aynı hareket, ikinci evreye de, büyük istifadelerle uyum sağladı. Bu evrede Türkiye’deki Kürt bölgelerinin toplumsal, siyasal dengeleri PKK ve eylemlerinin sonuçlarından etkilendiler. Örgütün geleneğe açtığı savaş, göç üzerinden kentlerde birikme haller, siyasi örgütlenme bu etkinin sonuçları arasında oldu. Başka bir ifadeyle, bu ikinci evrede, Kürtlerin siyasi yaşam alanı genişler, Kürt hareketinde toplumsal ve siyasal bağlar kuvvetlenirken PKK, ya bu durumun önünü çekti ya da bu durumu takip etti.

1999’da ise bağımsız Kürdistan iddiasından vazgeçildi ve demokratik cumhuriyet tezi savunulmaya başladı. Bırakın bağımsız devleti, federasyon ve otonomiye karşıydı artık örgüt.  En nihayet 2005’te yine devlet kurmayı reddeden demokratik konfederalizm fikri ortaya çıktı.

Öcalan’ın Kürt hareketine dair genel siyasi koşullara uyum sağlayarak zaman içinde değişen, tezleri bu çizgiyi ana hatlarıyla özetler. PKK’nın başlangıç hedefi, bağımsız demokratik, sosyalist, birleşik Kürdistan’dı. 1989’da Sovyetlerin çökmesinden sonra, bu tez esnemeye başladı. Sosyalist yaklaşımı yumuşattılar, 1995’le birlikte Kürdi olanı aşan daha çoğulcu söylemi savunmaya başladılar.

1999’da ise bağımsız Kürdistan iddiasından vazgeçildi ve demokratik cumhuriyet tezi savunulmaya başladı. Bırakın bağımsız devleti, federasyon ve otonomiye karşıydı artık örgüt.  En nihayet 2005’te yine devlet kurmayı reddeden demokratik konfederalizm fikri ortaya çıktı.Türlü ateşkesler, Oslo görüşmesi, Habur girişimi, çözüm süreci bu tutum ve söylem değişim sürecinde yaşandı. Kürt hareketi kadar, Türkiye’nin siyaseti de etkilendi bu atmosferden.

2011 sonrası Türkiye’nin Kürt meselesi bakımından önemli bir gelişme yaşanmaya başladı. Türkiye’nin Kürt sorununu sınırı genişlemeye başladı. PKK, özellikle Suriye’de ve Irak’ta, kendisine ait, eskiye oranla son derece güçlü yaşam alanları buldu, yayılma ve kökleşme politikalarına girişti.

BUGÜN NEREDEYİZ?

İkinci evrenin son faslından, Suriye iç savaşından bu yana uluslararası dengeler ve konjonktür eğrisinde belki büyük bir değişiklik olmadı. Bununla birlikte 2011 sonrası Türkiye’nin Kürt meselesi bakımından önemli bir gelişme yaşanmaya başladı. Türkiye’nin Kürt sorununu sınırı genişlemeye başladı. PKK, özellikle Suriye’de ve Irak’ta, kendisine ait, eskiye oranla son derece güçlü yaşam alanları buldu, yayılma ve kökleşme politikalarına girişti.

Türkiye ise 2015’ten itibaren buna adeta soğuk savaş öncesi döneme geri dönercesine, sert, askeri ve baskıcı politikalarla yanıt vermeye başladı.Kürt hareketi bu dönemde, özellikle 2018’den itibaren, Türk muhalefetiyle iş birliği yapmaya ve Türkiye’nin demokratikleşmesini öncelemeye başladı. HDP bu konuda başı çekti, Erdoğan’ın seçimlerde yenilmesine, yeni bir dönemin başlamasına, mevcut tezlerinin bu çerçevede imkan ve hayat bulmasına yatırım yaptılar.

2022 seçimlerinin hüsranla bitmesi, Erdoğan’ın bir kez daha galip gelmesi, bu yatırımı temellerinden sarsmış görünüyor. İki gelişmeyi daha eklemek gerekiyor. İktidar, Irak operasyonlarıyla yakın vadede (güvenlik çemberi oluşturmak ve yerinde imha etmek) ana stratejisini değiştirmeyeceğini gösterdi. İkincisi, HDP, 2022 seçimlerinden oy kaybederek çıktı.

HDP’nin sonrasında kurulan DEM’de kimi rüzgarların estiği açık. Altılı masa deneyimi, özellikle CHP’ye ilişkilerini hayırla anmıyor ve ittifak politikalarının örselediklerini düşündüklerini kendi siyasi alanlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Kendilerine dönük bir rehabilitasyon tutumu izliyorlar.

SONUÇ VE SORU

Kürt hareketinin bu duruma , yeni koşullara yeni stratejik bir yanıtı olacak mı? İmralı’nın etrafında ses geçirmez duvarlar olsa da, “demokratik cumhuriyet” ve demokratik konfederalizm tezlerinde bir değişim, esneme, revizyon yaşanabilir mi? Yaşanırsa yeni bir siyaseti sürdürmeye Kürt hareketinin ne kadar gücü var?Nitekim HDP’nin sonrasında kurulan DEM’de kimi rüzgarların estiği açık.

Altılı masa deneyimi, özellikle CHP’ye ilişkilerini hayırla anmıyor ve ittifak politikalarının örselediklerini düşündüklerini kendi siyasi alanlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Kendilerine dönük bir rehabilitasyon tutumu izliyorlar.

Bunların önemli sorular olduğunu düşünüyorum.Türkiye’nin de Kürtlerin de kaderinde etkili olabilirler.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Ali Bayramoğlu
    Ali Bayramoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Beşir Hoca’nın kitabı
    Zeynep Ardıç
    Zeynep Ardıç Yapay Zekâya sordum; Adalet gerçekten de ‘Mülkün Temeli’ midir?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Kazak Bozkırlarında Zamanın Tanıklığı: Kazakistan’ın sessiz gücü ve Türk Dünya’sının geleceği
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Eko-sistemimiz 2002’den daha mı özgür?
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'de EYT'nin ekonomik etkisi: Enjeksiyon mu, sızıntı mı?
    İdil Elveriş
    İdil Elveriş İktidarla ne zaman müzakere etmeli; ne zaman etmemeli?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Sırrı Süreyya Önder’in son sırrı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Çin’in yapay zeka destekli eğitim reformu - Türkiye karşılaştırması (3)
    Buğra Gökçe
    Buğra Gökçe İçeriden Dışarıya Notlar - 4 Mayıs
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Bilim insanlığı kurtarabilir mi; Covid, deprem ve Post-Truth
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sırrı Süreyya’nın bıraktığı miras ülkeye, herkese iyi gelecek
    Serap Mumcu
    Serap Mumcu Zekânın Katmanlarında Bir Yolculuk: 2025 Venedik Mimarlık Bienali Üzerine
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hakikatin karşı konulamazlığı
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı