Şimdi size “TÜFE’deki madde fiyatlarının peşinden boş yere koşuyormuşuz, bunlar zaten açıklanıyormuş” desem çok şaşırırsınız, değil mi?
“Bu da nereden çıktı” der misiniz? Muhtemelen.
Peki devam edip “Madde fiyatlarının açıklandığını TÜİK söylüyor” desem, şaşkınlığınız herhalde çok daha artar.
“Nisan 2022’den beri bu fiyatlar gizleniyor. TÜİK de kaç kere bu fiyatların niye açıklanmadığını kendince izah etti. Fiyatlar açıklansın diye davalar açıldı. Şimdi bu bilgi de neyin nesi” dersiniz.
En iyisi baştan anlatayım...
Geçtiğimizi günlerde Sözcü Gazetesinden arkadaşım Erdoğan Süzer aradı. “Haberin vardır herhalde, TÜİK seni fena halde eleştiriyor” dedi.
TÜİK durup dururken beni niye eleştirecekti ki, hiç anlam veremedim.
“Hayırdır, TÜİK beni nerede, hangi gerekçeyle eleştiriyor?”
“Enflasyonu düşük açıkladığı gerekçesiyle TÜİK’i dava eden Yargıtay Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz dava dilekçesine senin madde fiyatlarıyla ilgili yazını da eklemiş, TÜİK de mahkemeye gönderdiği savunmada bu haberle ilgili olarak seni eleştirmiş. TÜİK’in savunmasını bir oku derim.”
“Sende TÜİK’in savunması var, haber yaptın zaten, gönder de okuyayım. Dava dilekçesine ben nasıl girmişim, dilekçeyi de gönderirsen sevinirim.”
Erdoğan hem dava dilekçesini, hem TÜİK’in mahkemeye sunduğu savunmayı yolladı. Zaten Erdoğan’ın bu konudaki haberi Sözcü’de 12 Kasım’da yer almış ve geniş yankı uyandırmıştı.
“Madde fiyatları açıklanıyor”
TÜİK’in mahkemeye gönderdiği savunmayı okudum.
Benimle ilgili eleştirilerin önemi yok, o konuda birkaç cümle ederim.
Beni asıl hayretler içinde bırakan savunmadaki bir ifade oldu.
Herkesin aylardır, hatta yıllardır peşinden koştuğu madde fiyatları TÜİK tarafından meğer internet sayfasında açıklanıyormuş. “Hani nerede” dediğinizi duyar gibiyim, ben de bilmiyorum ama bu veriler yayımlanıyormuş; hem madde fiyatları, hem ağırlıklar. TÜİK öyle diyor.
“Olur mu öyle şey, zaten asıl konu madde fiyatlarının açıklanmaması değil mi, 2022’nin nisanından bu yana madde fiyatları açıklanmadığı için kopmuyor mu bütün tartışma!”
Eminim böyle diyorsunuz ama TÜİK mahkemeye gönderdiği savunmada bakın hangi görüşleri dile getiriyor:
“TÜFE kapsamında derlenen mal ve hizmetlerin aylık ortalama fiyatları ve madde ağırlıkları TÜİK internet sayfasında yayınlanmaktadır. TÜİK bu detayda veri yayınlayan az sayıda ulusal istatistik kurumundan biridir. Kullanıcıların yayınlanan ortalama fiyatlar ve madde ağırlıklarını kullanarak TÜFE’yi ufak sapmalarla hesaplamaları mümkündür. Bu doğrultuda, davacının hangi kapsamda bir fiyat verisinin eksikliğinden söz ettiği anlaşılamamıştır.”
Bu açıklamadan sonra benim yazacağım bir şey yok!
Artık yapılması gereken TÜİK’in web sayfasına girip bu madde fiyatlarının ve ağırlıkların nerede yer aldığını bulmak olacak.
Ama bulamazsınız; çünkü fiyatlar ve madde bazında ağırlıklar yok ki.
Hani açıklanıyordu?
Ayrıca ilginç olan aynı savunmada madde fiyatlarının açıklanmamasının ne kadar yerinde olduğu görüşünün de yeniden dile getirilmesi. Bakın bu konuda ne söyleniyor:
“Manipülasyonlara mahal verilmemesi adına dünyanın önde gelen ülkelerinin hiçbirinde madde düzeyinde tüm fiyatlar hesaplanmamakta ve yayınlanmamaktadır. Ortaya çıkan tartışmalar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun, AB’ye üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada’da olduğu gibi seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarını yayınlamaması kararının ne denli isabetli bir karar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.”
Bana dönük eleştiriler mi?
TÜİK’in benimle ilgili olarak isim vermeden “bir köşe yazarı” diye yaptığı eleştirilerini de okudum tabii ki.
Eleştiri konusu benim Ekonomi Gazetesindeki köşemde 8 Temmuz’da yer alan yazım.
Bu eleştirilerin üstünde durmadım bile.
O yüzden bu eleştirilere detaylı olarak yanıt vermeye gerek duymuyorum.
Hem zaten önemli olan şu.
TÜİK benim söz konusu yazım (iddianamede de yer alan yazım) için yanlış diyebiliyor mu? Hayır! Gerisi boş!
----
Bu yazı, yazarın izniyle https://www.ekonomim.com/yazar/alaattin-aktas/30 adresinden alınmıştır.
Yorum Yazın