35 yıldır taraftarı olduğum Trabzonspor açısından sezonun geneline baktığımızda, genel anlamda başarısız bir sezonun geride bırakıldığını söylemek haksızlık olmayacak. Sezona Hırvat teknik adam Nenad Bjelica ile başlayan Trabzonspor, henüz 8. haftada Adana Demirspor deplasmanında alınan mağlubiyetin ardından hocayla yolları ayırdı. Bjelica döneminde 8 maçta 4 galibiyet 4 mağlubiyet alan takım bariz şekilde başarısızdı.Futbolda baş döndürücü bir sezonu geride bıraktık. Son dakikaya kadar heyecan içinde geçen, zaman zaman kirlendiğini ve çirkinleştiğini gördüğümüz, zaman zaman Türkiye’nin genel gidişatı gibi karamsar bir sahne arzeden bir dönem daha geride kaldı. Bu yazıda 203-24 futbol sezonunu temelde Trabzonspor’un performansı üzerinden ele almak istiyorum.-38 haftalık maraton sonunda Galatasaray 102 puana ulaştı ve 99 puanla ikinci sırada yer alan Fenerbahçe’nin önünde 24. şampiyonluğunu elde etti. 100 puan bandına ulaşan her iki takımı da tebrik ediyorum, rekabetin seviyesini iyice yükselttiler ve bir daha kolay kolay ulaşılamayacağını düşündüğüm 100 puan bandına çıkabilmeyi başardılar. % 87’lik galibiyet yüzdesine ulaşan Galatasaray, maç başına 2.68 puan ortalamasıyla yine ulaşılması güç bir rekor kırmayı başardı. -Ancak hem Galatasaray hem de Fenerbahçe’nin, kurdukları pahalı kadrolar ve sahip oldukları kariyerli isimlerle Avrupa’da katıldıkları turnuvalarda daha başarılı olmalarını bir taraftar olarak arzu ederdim. Zira Türkiye’de şampiyon olmanın, ekonomik getirisi itibariyle Avrupa kupalarında başarı elde etmeyle mukayese edildiğinde kayda değer bir başarı olmadığı ortada. Dolayısıyla kulüplerin ekonomik sürdürülebilirlik açısından da Avrupa’da grup aşamaları ve ötesindeki eleme turlarında ilkbahar aylarını görmelerinin mutlak bir zorunluluk olduğunun altını çizmekte fayda var.-Futbolcu olarak da çok başarılı bir kariyere imza atan Okan Buruk, Başakşehir’le 2019-20 sezonunda yaşadığı şampiyonluğun ardından Galatasaray’ı üst üste son iki sezonda da şampiyon yapabilmeyi başardı. Kuşkusuz kurulan pahalı kadronun bunda rolü büyükse de Buruk’un antrenörlük becerisi ve kadroyu uyum içinde oynatabilme yeteneği gözardıedilmemeli. Umuyorum yakın zamanda, Avrupa’da büyük başarılar yakalayan eski futbolcu-yeni genç antrenör kuşağının (Guardiola, Arteta, Xabi Alonso, Gerrard, Xavi, Thiago Motta, Inzaghi vd) önemli bir halkası olarak Avrupa arenasında da büyük bir takımda kendini gösterebilme şansı bulur. ***-35 yıldır taraftarı olduğum Trabzonspor açısından sezonun geneline baktığımızda, genel anlamda başarısız bir sezonun geride bırakıldığını söylemek haksızlık olmayacak. Sezona Hırvat teknik adam Nenad Bjelica ile başlayan Trabzonspor, henüz 8. haftada Adana Demirspor deplasmanında alınan mağlubiyetin ardından hocayla yolları ayırdı. Bjelicadöneminde 8 maçta 4 galibiyet 4 mağlubiyet alan takım bariz şekilde başarısızdı, zirvenin çok uzağına düşmüştü ve 12 puanla 7. sıradaydı. Bjelica’nın ardından 9. haftada takımın başına getirilen Abdullah Avcı döneminde ise 37 resmi maçta 23 galibiyet, 4 beraberlik, 10 mağlubiyet alındı ve takım sezonu 67 puanla, tarihi bir sezon yaşayan Galatasaray ve Fenerbahçe’nin gerisinde 3. sırada bitirdi.
Unutmamak gerekir ki Trabzonspor sadece iki sezon önce, 2021-22’de bu ligi 81 puanla ve bitime üç hafta kala rakipsiz olduğunu ilan ederek şampiyon tamamlamıştı. Birkaç yıllık periyoda bakınca, şampiyon olunan sezonun hemen ertesinde altıncı sıraya düşülmesi, bir sonraki sezonda ligin üçüncü bitirilmesini başarı olarak sunmak elbette mümkün değil.
İKİ SEZON ÖNCE, BİTİME ÜÇ HAFTA KALA RAKİPSİZ OLDUĞUNU İLAN EDEREK ŞAMPİYON OLMUŞTU
Bjelica döneminde maç başına puan ortalaması 1.50 olurken, Abdullah Avcı ile birlikte takım 1.97 puan ortalamasına kavuştu ki bu performans sayesinde lig üçüncü sırada tamamlanabildi.-Yani Trabzonspor, alışılmadık performanslara imza atan ve başka bir seviyede oynayan bu iki takımı bir tarafa koyunca, geriye kalan 18 takım arasında birinci olabilmeyi başardı. Bir önceki sezon elde edilen 57 puan ve altıncı sırada kalınarak Avrupa kupalarına gidilememesini düşününce, bunun kısmi bir başarı olduğunu söyleyebilmek de mümkün. Ancak unutmamak gerekir ki Trabzonspor sadece iki sezon önce, 2021-22’de bu ligi 81 puanla ve bitime üç hafta kala rakipsiz olduğunu ilan ederek şampiyon tamamlamıştı. Birkaç yıllık periyoda bakınca, şampiyon olunan sezonun hemen ertesinde altıncı sıraya düşülmesi, bir sonraki sezonda ligin üçüncü bitirilmesini başarı olarak sunmak elbette mümkün değil.-Bununla birlikte takımın üzerindeki ağır borç yükünü ve İstanbul takımlarıyla aradaki ekonomik makasın hızla açıldığını göz önünde bulundurunca, ligi ilk üç içerisinde bitirmenin başarısızlık sayılmayacağını savunanlara da hak veriyorum. Trabzonspor için önceliklerin; ligi ilk iki sırada bitirebilmek, Avrupa’da her sezon gruplara kalarak eleme turlarını görebilecek bir performansa imza atmak ve Türkiye Kupası’nda final oynamak olması, mevcut ekonomik şartlarda en makul ve gerçekçi hedefler olarak önümüzde duruyor. Bunu yaparken altyapıdan oyuncu yetiştirip Avrupa’nın büyük kulüplerine yüksek bonservis bedelleriyle ihraç edebilmek, yeni sponsorlarla mevcut ağır borçları mümkün olduğunca azaltmak ve Trabzonspor markasını şampiyonluk için yarışan seviyeden aşağıya düşürmemek diğer hedefler olmalı. Aksi takdirde günlük kısır tartışmaların ve taraftar/şehir baskısının altında yapılacak aceleci ve büyük maliyetli transferlerle ligin ilk haftalarında havlu atılan sezonların tekrarlanması, kulübü geri döndürülemez bir girdaba sokabilir ki bundan mevcut yönetimin mümkün oldukça uzak duruğunu memnuniyetle gözlemliyorum.Geride bıraktığımız sezonda Abdullah Avcı’nın takımın başına yeniden getirilmesinin “zararın neresinden dönülse kârdır” anlayışının yansıması olduğunu söylemeye gerek yok. İyi bir planlamayla önümüzdeki sezon ligde ilk iki için yarışabilecek bir kadro kurulmasının yanında, pozitif ve hücum futboluyla Avrupa kupalarında gruplara kalıp gruptan çıkabilmek büyük başarı olacak.
Yorum Yazın