Yeni dönem: yerelde CHP, merkezde AKP iktidar. AKP’nin yarattığı yoksulluğa CHP belediyelerinin yardımları merhem olacakSeçim gecesi görev yorgunluğu ve sonuçların yarattığı mutluluk sarhoşluğunu atlattıktan sonra rakamları önüme alıp analiz yaptım. Yıllardır seçim geceleri benim için önce heyecan, sonra yenilgi demek olmuştu. Yıllarca çıktığım televizyon programlarında sadece gazeteci değil bir sosyolog olarak ne yazık ki aynı sonuçları yorumluyorduk: Muhalefet partileri Marmara, Ege, Akdeniz kıyılarında, Trakya’da tutunabiliyordu. Kuzey Anadolu hareketli kişiliğine rağmen muhafazakar insanların yaşadığı bölgeydi. Orta Anadolu’da dindar muhafazakarlık parti tutuculuğuna varıyordu. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da ise muhafazakarlığa bir de Kürt milliyetçiliği ekleniyor, bu tablodan milliyetçi muhafazakar cepheler doğuyordu. Sosyal demokrat olduğunu iddia etmekle birlikte aslında popüler bir orta sınıf partisi olan CHP, SHP, DSP gibi partiler ise İzmir ve Ege kalesi dışında İstanbul’un bazı ilçeleri ve Ankara’da tutunabiliyordu. Bu da yüzde 25’lik bir cam tavan oluşturuyordu.
AK Parti’nin iktidara gelir gelmez fark ettiği bir gerçek vardı; partilerinin tabanı eğitimsiz, dindar ve yoksul bir halk kitlesiydi. Eğitimi değersizleştirdiler, dindar ve kindar bir gençlik yaratmak için çalıştılar. Sonuç, kendi küçük müteahhit ve madencilerden, beşli çeteden oluşan zenginleri giderek servetlerine servet katarken orta sınıf yok oldu, halk yoksullukta birleşti.
EĞİTİM ŞART
Ayrıca AK Parti’nin iktidara gelir gelmez fark ettiği bir gerçek vardı; partilerinin tabanı eğitimsiz, dindar ve yoksul bir halk kitlesiydi. Eğitimi değersizleştirdiler, dindar ve kindar bir gençlik yaratmak için çalıştılar, İmam Hatip okullarını çoğaltarak öğrencileri istemeseler de bunlara mahkum ettiler. Her ile ilçeye üniversite adı altında değil yüksek öğretim, lise öğretimi bile veremeyecek eğitim kurumları açarak o il ve ilçelerdeki esnafın ve ev sahiplerinin ekmeğine taşıma öğrenciler sayesinde yağ sürdüler. Sonuç, kendi küçük yüklenici ve madencilerden, beşli çeteden oluşan zenginleri giderek servetlerine servet katarken orta sınıf yok oldu, halk yoksullukta birleşti, sosyal devlet yerine yardım adı altında bana oy verirsen sana hizmet ve sadaka veririm zihniyeti hakim oldu. Bu düzen 25 yıldır sürüyor!Yeni CHP
Gençler ve meslek sahipleri çareyi yurt dışına gitmekte buldular. Kalan muhaliflere uygulanan baskı ve cezalar, medyanın susturulması, yanlış ve yanlı siyasetler yüzünden giderek bozulan ekonomi hayatı cehenneme çevirdi, muhalefet ise son genel seçime büyük bir ittifakla girdiği halde beklediği sonucu alamadı. İşte tam da bu sonucun muhalif seçmende yarattığı çaresizlik ve umutsuzluk duygusu tavan yapmış, yaklaşan yerel seçimlerde oy kullanmama, sandığı boykot etme, ya da boş verme niyeti varken Ana Muhalefet Partisi’nde yönetim değişti. Kılıçdaroğlu ve ekibi gitti, İmamoğlu destekli Özgür Özel başa geçti. Yerel seçime hırsla asıldılar. Çok isabetli olmamakla birlikte adaylar arasında gençlere ve kadınlara yer açtılar. Özellikle İmamoğlu, Yavaş ve diğerleri seçim kampanyalarında birlik, beraberlik ve sevgiye yer açtılar, herkesi kucakladılar. Diğerleri ayrıştırıcı dil ve iftira kampanyaları yürütürken CHP adayları sevgi kelebeği oldular. Bir de tabii yaptıkları yapacaklarının teminatıydı, geçen 5 yılda gerçekten de halka dokunan çok iş yapmışlardı!CHP’li belediyelerin sosyal yardımlara devam edip üstelik bunları iane gibi göstermediğini yaşayınca algı değişti. Ekonomik sıkıntı ve özellikle emeklilerin ve dar gelirlilerin artık yoksulluk sınırının da altında yaşamak zorunda kalması parti fanatizmini kırdı.
MÜTHİŞ BİR BAŞARI
Seçmenin hak bilip bu hizmeti görmesini beklemek fazla mı iyi niyetli olmaktı? Ülkemizde özellikle muhafazakâr ve dindar seçmen siyasi parti değil, futbol takımı tutar gibi fanatiktir. Partisi yanlış yapsa da görmezlikten gelir, sever, tutar ve vazgeçmez. Çoğu, devlet yardımlarından ve işe alma gibi liyakat dışı işlemlerden yararlandığı ve bunları devlet değil partinin yaptığını düşündüğü için bu olanaklar elinden gidecek diye de vazgeçmez! Ama CHP’li belediyelerin sosyal yardımlara devam edip üstelik bunları iane gibi göstermediğini yaşayınca algı değişti. Ekonomik sıkıntı ve özellikle emeklilerin ve dar gelirlilerin artık yoksulluk sınırının da altında yaşamak zorunda kalması parti fanatizmini kırdı.Seçim sonuçları şunu gösteriyor: Türkiye, artık tıpkı ABD gibi iki partili bir siyasal modele oturmuştur. Bu partilerin dışında iki siyasi eğilim vardır, biri dini, diğeri milliyetçiliği öne çıkararak siyaset yapan partiler: Bu seçim sonuçlarına göre onlar DEM ve Yeniden Refah Partisi.İki ana akım partiden AKP, sağ muhafazakâr ve neoliberal politikayı yeğleyerek bir yere kadar ülkeyi yönetti ve ömrünü tamamlıyor. Geriye doğası talan edilmiş, ekonomisi batırılmış, borçları tavan yapmış ama israfın da en ballısını yapan, küçük bir grubun har vurup harman savurduğu bir siyasi grup kalıyor.
Yorum Yazın