Küresel düzeyde yetenek açığını yıllar bazında incelediğimizde; 2014 yılında %36’larda olan küresel yetenek açığı seviyesinin 2019 yılında %54’e yükseldiğini, 2022 yılında ise %75’e çıktığını ve 2024 yılı itibariyle de halen %75’lik oranını koruduğunu ifade edebiliriz.
“Başarı, her gün tekrarlanan küçük çabaların toplamıdır.”
Robert Collier
Schneider Electric tarafından organize edilen Innovation Summit 2024, bu sene 7-8 Ekim tarihlerinde Zorlu PSM’de 2500 kişinin rekor katılımı ile gerçekleşti. Birçok konuşmacının ve alanında uzman eğitmen ve profesyonelin yer aldığı programda ana tema “sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm” olarak belirlenmiş ve etraflıca ana oturumlar ve paralel oturumlarla çeşitlilik sağlanmış. İlk gün daha çok sürdürülebilirlik perspektifinden inovasyon ve etki yaratmak, ekonomi-politiği doğru okumak, bugünü şekillendiren mega trendler gibi konular ön plana çıkarken, ikinci gün inovasyon temelli dönüşüm ve sürdürülebilirliğin devamlılığı gibi konular ele alındı. Türkiye’de bu sene yeniden yayın hayatına başlayan CNBC-e ve alanın önemli dergilerinden Harvard Business Review Türkiye’nin desteği ile gerçekleşen zirvede, oturumların birinde en çok dikkatimi çeken konu elbette yetenek açığının küresel düzeyde oldukça artması oldu.
“Nedir bu yetenek açığı?” diye sorabilirsiniz haliyle. En kısa tanımıyla yetenek açığı, işletmelerin ihtiyaç duydukları beceriler ile bu becerilere sahip nitelikli çalışanların yeterli sayıda olmadığı durumda ortaya çıkıyor.
YETENEK AÇIĞI
Küresel düzeyde yetenek açığını yıllar bazında incelediğimizde; 2014 yılında %36’larda olan küresel yetenek açığı seviyesinin 2019 yılında %54’e yükseldiğini, 2022 yılında ise %75’e çıktığını ve 2024 yılı itibariyle de halen %75’lik oranını koruduğunu ifade edebiliriz. Ülkelere dağılım açısından incelediğimizde ise küresel yetenek açığı ortalamasının bir hayli üstünde bir oran olan %85 ile Japonya’nın başı çektiğini, onu %82’lik oran ile Almanya, İsrail ve Yunanistan’ın izlediğini söyleyebiliriz. Yaklaşık %80’lik yetenek açığına sahip ülkeler sırasıyla İrlanda, Portekiz, Hindistan, İngiltere, Fransa, Kanada, Brezilya olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye ise bu listede %76’lık oranla, küresel yetenek açığı ortalaması olan %75’e yakın bir noktada duruyor.
“Nedir bu yetenek açığı?” diye sorabilirsiniz haliyle. En kısa tanımıyla yetenek açığı, işletmelerin ihtiyaç duydukları beceriler ile bu becerilere sahip nitelikli çalışanların yeterli sayıda olmadığı durumda ortaya çıkıyor. Bu eksiklik, uzmanlaşmış yeteneklere ihtiyaç duyulduğunda daha fazla görülüyor.
Küresel yetenek açığı tüm sektörleri ve doğal olarak küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkilemekte; ekonomik büyümenin yavaşlaması, işletmelerin operasyonlarını gerçekleştirememesi ve hatta kapanması, otomasyona olan bağımlılığın artması gibi sonuçlar doğurmaktadır. Korn Ferry Int. tarafından hazırlanan bir rapor, küresel yetenek açığının 2030 yılına kadar 85 milyondan fazla kişiye ulaşacağını ve işletmelere trilyonlarca dolara mal olabileceğini öngörmektedir.
Yetenek açığını çözebilmek için, Covid_19 gibi küresel salgınlar, sektörel değişiklikler, eğitim programlarının işletmeler tarafından öncelik olarak ele alınmaması ve sonucunda etkin şekilde uygulanmaması gibi sebepler elbette göz önüne alınmalı ancak bireylerin de inovasyon açısından yenilikleri çok iyi takip etmek, yapay zekâ başta olmak üzere teknolojik gelişmelerin gerektirdiği teknik becerileri öğrenmek gibi konularda sürekli ilerleme sağlaması zorunlu hale gelmektedir.
Başarı, aynı kalite gibi devamlılık ister, süregelen bir gayret ister. Yetenek açığı gibi küresel çapta sadece beyaz yakalı çalışanlarda değil; mavi yakalı çalışanlarda dahi kendini gösteren bu sorun, insanlığın baş döndürücü hızla ilerleyen gelişmelere karşı kendini nasıl konumlandırdığı, ne ölçüde ve hangi hızda bu gelişmelere adaptasyon sağladığı, iş dünyası tarafından talep edilebilir nitelik ve becerileri günbegün kendine nasıl katabildiği ve bu becerileri hangi düzey ve etkinlikte kullandığı bir noktaya doğru eviriliyor. Özellikle genç arkadaşlarımızı gelecekte daha da yoğun bir rekabet içerisinde olan bir iş dünyası bekliyor. Enseyi karartmadan ama her gün küçük de olsa ilerleyerek gelişim sağlamak şart.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın