CHP, 2019 Yerel Seçimleri sonrasında büyük şehirlerde elde ettiği galibiyet sonrası “Halkçı Belediyecilik’’ şiarıyla inşa etmeye başladığı yeni politikalarını, 2023 Genel Seçimleri sonrasında Türkiye siyasi tarihinin demokrasi örneklerinden birisini teşkil edecek bir değişimle eklemlendirip artık seçmen nazarında bir umut vaat edemeyen Cumhur İttifakı karşısında -oyunu üç buçuk milyon civarında artırarak- galibiyeti göğüslemiştir.
Türkiye siyaseti, tarihi boyunca sürekli bir değişim ve dönüşüm süreci içinde olmuştur. Bu değişim sürecinin en önemli kilometre taşlarından biri, 31 Mart 2024 seçimleri ile yaşanmıştır. Bu seçimler, Türkiye'nin siyasi haritasını yeniden şekillendirme potansiyeline sahip önemli bir dönemeç olmuştur. Seçim sonuçlarıyla birlikte Türkiye siyasetinde bir dizi değişiklik ve yeni dinamikler ortaya çıkmıştır.
Öncelikle 31 Mart 2024 seçimlerinde gözlemlenen en önemli değişim, Türkiye haritasının CHP önderliğindeki “kırmızı” renge boyanarak siyasi partiler arasındaki denge ve ilişkilerde yaşanan değişiklikler olmuştur. 31 Mart 2024 seçimlerinde geleneksel siyasi aktörlerin yanı sıra, Yeniden Refah Partisi gibi yeni ve dinamik siyasi güçlerin ortaya çıkmasıyla siyasi sahne renklenmiştir. Bu durum, Türkiye'nin siyasi arenasında çeşitliliğin artmasına ve vatandaşların farklı tercihlerine daha fazla saygı gösterilmesine yol açmıştır.
Türkiye siyasi tarihinin en ilgi çekici seçimlerinden biri olarak kayda geçen 31 Mart 2024 seçimleri, tartışmasız bir tabloyla CHP’nin zaferi ile sonuçlanmıştır. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener’e göre; 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne katılım oranının yüzde 78,11 olurken Türkiye geneli belediye başkanlığında CHP 35, AK Parti 24, DEM Parti 10, MHP 8, Yeniden Refah Partisi 2, BBP 1 ve İYİ Parti 1 belediye başkanlığı kazanmıştır.
Seçim sonuçlarına baktığımızda, CHP'nin birçok büyük şehirde ve kırsal alanlarda önemli başarılar elde ettiği görülmektedir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde CHP'nin zaferi dikkat çekici olurken kırsal bölgelerde de CHP'nin oy oranlarında ciddi bir artış yaşandığı gözlemlenmiştir.
CHP, HEM BÜYÜK ŞEHİRLERDE HEM DE KIRSALDA BAŞARI ELDE ETTİ
Seçim sonuçlarına baktığımızda, CHP'nin birçok büyük şehirde ve kırsal alanlarda önemli başarılar elde ettiği görülmektedir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde CHP'nin zaferi dikkat çekici olurken kırsal bölgelerde de CHP'nin oy oranlarında ciddi bir artış yaşandığı gözlemlenmiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi stratejik şehirlerde yeniden kazanılan belediyeler, CHP'nin siyasi etkisini güçlendirmiştir. Bu başarıda, parti yönetiminin etkili stratejileri, aday seçimindeki titizlik ve seçim kampanyasındaki başarı etkili olmuştur.
CHP, ittifaksız olarak katıldığı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, 1977 seçimlerinden sonra ilk defa seçimlerde birinci parti olarak tarihi bir başarı elde etmiştir. 5 Haziran 1977'de yapılan genel seçimlerde Bülent Ecevit liderliğindeki CHP yüzde 41,38 oy oranına ulaşarak sandıktan birinci parti olarak çıkmıştır. Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi ise yüzde 36,89 oy oranı ile ikinci parti olmuştur.CHP, 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde ise Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ, İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Manisa, Denizli, Adıyaman, Afyonkarahisar, Amasya, Bartın, Giresun, Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Ardahan, Artvin, Bolu, Bilecik, Burdur, Çanakkale, Edirne, Kırşehir, Sinop, Yalova gibi illerin belediyelerini kazanarak 47 yıl sonra ilk defa Türkiye'de birinci partisi olmuş 17 milyonu aşan oy potansiyeli ile yüzde 38 oy oranına ulaşmıştır.
CHP'nin genel seçimlerde 13 milyon 800 bin oyu bulunuyorken yerel seçimlerde 17 milyon 391 bin oy almıştır. Aradaki fark 3 buçuk milyona yakındır. Bu oy artışının büyük kısmını stratejik oylar oluşturmaktadır. Örneğin; verilere bakıldığında TİP'in büyük kentlerdeki seçmeni 955 bin oy oranındayken yerel seçimlerde 70 bin civarında görünmektedir. DEM'in genel seçimlerde 4 milyon 803 bin oyu bulunuyorken yerel seçimlerdeki oyu 2 milyon 625 bin civarındadır.
Seçimlerin ardından yapılan yorumlar çerçevesinde CHP’nin elde ettiği başarıyı, sadece AKP’ye tepki oyu olarak değerlendirmek sığ bir yaklaşımdan öteye geçmeyecektir.
SADECE AKP’YE TEPKİ OYU İLE AÇIKLAMAK SIĞ BİR YAKLAŞIMDIR
Seçimlerin ardından yapılan yorumlar çerçevesinde CHP’nin elde ettiği başarıyı, sadece AKP’ye tepki oyu olarak değerlendirmek sığ bir yaklaşımdan öteye geçmeyecektir. Şüphesiz ki ekonomik tabloyla emeklinin düşürüldüğü durum son derece önemli bir dinamiği temsil etmektedir ancak üç büyük şehirdeki CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının açık ara galibiyetleri, ekonomik sıkıntıların çok fazla hissedilmediği iddia edilen kırsallarda özellikle Batı Anadolu’nun merkez ve kırsallarının neredeyse tamamının CHP’li belediyelerce kuşanması, Cumhuriyet tarihi boyunca CHP tarafından hiç yönetilmemiş şehirlerin CHP’ye geçmesi, illerde Konya ve Adıyaman, ilçelerde Keçiören ve Üsküdar gibi AKP’nin kalesi olan bölgelerde CHP’nin gösterdiği başarı, bu durumun tepkinin yanında seçmen davranışlarında gözlemlenen reflekslerin CHP lehine değişkenlik kazandığını göstermektedir.
CHP, 2019 Yerel Seçimleri sonrasında büyük şehirlerde elde ettiği galibiyet sonrası “Halkçı Belediyecilik’’ şiarıyla inşa etmeye başladığı yeni politikalarını, 2023 Genel Seçimleri sonrasında Türkiye siyasi tarihinin demokrasi örneklerinden birisini teşkil edecek bir değişimle eklemlendirip artık seçmen nazarında bir umut vaat edemeyen Cumhur İttifakı karşısında -oyunu üç buçuk milyon civarında artırarak- galibiyeti göğüslemiştir.
Türkiye siyasal hayatı boyunca yapılan seçimler göstermektedir ki seçmen tepki gösterdiği reaksiyonlarda muhalefet partilerine birçok defa hak tanımış farklı alternatifleri denemek istemiştir. CHP’nin elde ettiği oy potansiyelinin tümünü ‘emanet oy’ olarak değerlendirmek bu noktada seçmen iradesinin hakkı olan değişken geçişliliği görmezden gelmek demektir.
31 Mart 2024 yerel seçimlerindeki haritayı değiştiren dinamiğin; salt seçmenin AKP’ye karşı gösterdiği tepki olduğu doğru, ancak eksik bir yorum olacaktır. Zira CHP, seçmenin AKP’ye karşı gösterdiği bu tepkiyi stratejik olarak doğru kullanmıştır. Keza CHP’li büyükşehir belediye başkan adaylarının mal varlıklarını açıklaması ve iktidar adaylarını da açıklamak zorunda bırakması ve neticesinde gösterilen tepkilerin yönetilmesi, iktidar adayının gaflarına karşı geliştirilen ataklar seçimin en doğru stratejilerinden birisi olmuştur.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde başlatılan kent lokantaları ve sosyal yardımlar, şehirde yaşayanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için kapsamlı bir yaklaşım sunmuştur.Bu lokantalar, düşük gelirli aileler, sokakta yaşayanlar, göçmenler ve diğer dezavantajlı gruplar için bir dayanak noktası oluşturur.
KENT LOKANTALARI VE SOSYAL YARDIMLAR
31 Mart 2024 seçimlerinin en önemli dinamiğini ise; CHP’nin siyaset arenasına kazandırdığı Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi seçimler karşısında rakip adaydan ziyade Cumhurbaşkanı ve kabine gibi merkezi iktidara karşı seçim kazanabilen üstelik bu başarıyı rekor oy potansiyelleriyle ortaya koyabilen ‘star siyasetçilerin’, 5 yıl boyunca rant siyasetine son vererek halkçı ve sosyal yardım odaklı yürüttükleri politikaların, seçmen nazarında gördüğü kıymet olmuştur.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde başlatılan kent lokantaları ve sosyal yardımlar, şehirde yaşayanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için kapsamlı bir yaklaşım sunmuştur. Bu lokantalar, düşük gelirli aileler, sokakta yaşayanlar, göçmenler ve diğer dezavantajlı gruplar için bir dayanak noktası oluşturur. Kent lokantaları, İstanbul için sadece bir yemek kaynağı değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir ifadesi haline gelmiştir.
CHP belediyelerinin sosyal yardımları, sadece maddi destek sağlamaları, aynı zamanda insan onurunu ve hakları gözetmeden bir yaklaşım da içermektedir. Bu yardımlar, sadece ekonomik zorluklarla mücadele edenler için değil, aynı zamanda eğitim, sağlık, kültür ve diğer alanlarda da ihtiyaç sahiplerine yönelik geniş bir yelpaze sunmaktadır. Özellikle gençlere yönelik eğitim bursları, engellilere destek hizmetleri, yaşlılara yönelik bakım ve sosyal etkinlikler gibi programlar, CHP belediyelerinin toplumunun her kesimine dokunduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, CHP belediyelerinin sosyal yardımları topluma sadece kriz durumlarında değil, sürekli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulmaktadır. Bu belediyeler, toplumsal adaletin ve eşitliğin sağlanması için uzun vadede geliştirerek, toplumun refah politikasını artırmaya yönelik çalışmalara odaklanmıştır. Gelir tablosundaki adaletsizliklerle karşı çıkan CHP belediyeleri, toplumun her kesiminde görülen yoksullukla sonuna kadar mücadele politikalarını genişletmeyi hedeflemektedir.
CHP’nin halkçı belediyelerinin sosyal yardımları, sadece bir siyasi partinin politikası olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olarak da görülmelidir. Bu yardımlar, merkezi yönetimler ve yerel yönetimlerin temel görevlerinden biri olan sosyal refahın sürdürülmesini hedefleyerek hizmet vermektedir. Zira sosyal adalet yapısı siyasetten öte, bir toplumun sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesinin temelidir.
Sonuç olarak, CHP belediyelerinin sosyal yardımları, toplumsal dayanışmanın güçlü bir ifadesidir ve Türkiye adına daha adil, daha özgürlükçü, daha güvenilir ilerlemeye katkıda bulunmaktadır. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri göstermektedir ki bu yardımlar, insan odaklı sosyal politikaların ne kadar etkili ve önemli olabileceğini göstermekte ve diğer yerel yönetimler için bir örnek teşkil etmektedir.
Yorum Yazın