


Ezcümle, şüphesiz siyasette cinsiyet eşitliğinin sağlanması için halen çok eksiğiz! Günümüzde Avrupa’nın toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde en alt sınırını biz oluşturuyoruz. Yaşadığımız bu zorlu coğrafyada kadınların kaderi “eşitsizlik” olmasın…


Gümrük duvarları yükselirken, Türkiye gibi üretim gücü olan ülkeler için alternatif pazarlar daha da önem kazanıyor. Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki ticaret ağlarının genişletilmesi, Türkiye’nin krizi fırsata çevirmesi için önündeki ilk yol.


Trump’ın tüm dünyaya saldığı yeni vergiler, Trumponomics 2.0 politikalarının uygulamaya geçirilmiş hali olarak tanımlanabilir. Bu politikalar temelde, Cumhuriyetçilerin korumacı ticaret yanlısı ve altyapı yatırımları odaklı ekonomi politikalarının yanı sıra göçmen karşıtı, popülist ve otoriter karakteristik özellikler içeriyor.


Özetle CHP, alternatif bir “Türkiye Hayali, Vizyonu” ortaya koymalı ve bunu da yerelden yani mahalle örgütlenmesinden başlayarak yukarıya doğru tüm topluma anlatabilecek, toplumu ikna edebilecek bir kadro belirlemelidir. Bugün belirlenecek PM bu açıdan önemlidir.


Sonuç olarak, 6 Nisan 2025 Kurultayı, CHP’nin sadece bir iç meseleye dair değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesi ekseninde alacağı pozisyonu belirleyen tarihsel bir eşik olarak kayda geçecektir.


Bu arada Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) şirketlere kayyım olarak atanmasına ilişkin düzenleme torba yasaya eklenerek kanunlaştı. Düzenleme kapsamında TMSF, suç gelirini aklayan veya terör ile iltisaklı şirketlere 5 yıl süreyle kayyım olarak atayabilecek.


Avusturya’nın kalbinde, Alp Dağları’nın gölgesinde kurulmuş olan Salzburg, yalnızca Mozart’ın doğduğu şehir olmakla kalmaz; aynı zamanda tarih, sanat ve mimarinin iç içe geçtiği büyüleyici bir kültür hazinesidir.


Bugün muhalefeti “ülkeyi şikayet etmekle” suçlayanların bir kısmı, geçmişte aynı kurumlarda, aynı kürsülerden Türkiye’deki hak ihlallerini anlatan isimlerdi. Mesele burada kimin konuştuğu değil; hangi değerleri savunduğudur. Ve bugün o değerler, tehdit altındadır.


Bu nedenle bu alan adeta “dananın kuyruğunun koptuğu yer”dir. Genellikle bunu tahmin ediyorum ki, “sınıf perspektifi” olan muhalefet yapmaya çalışırdı. Ama olmadı, bu defa da bu deneyimi unutan iktidar bu süreci tetikledi. Abdurrahman Dilipak “kaçtığını zannettiği şeye doğru hızla koşmak” olarak adlandırıyor bu çelişkili durumu.


Şahan verdiği ifade de, Kent Uzlaşı’nın CHP’nin değil DEM Parti’nin siyasi söylemi -ki bu doğru- ifade edip, İmamoğlu’nun ve kendilerinin bu süreçte siyasi olarak “İstanbul İttifakı” kavramı üzerinden farklı partiden isimlerle görüştüğünü ifade ediyor.


Peki ama aslında Ajda'nın tarzına uygun olan ve içinde disco ritimleri yer alan ''Bir Dünya Ver Bana'' şarkısı neden elenmiştir yarışmadan?


Suriye’deki trajedi, Batı’nın körlüğü, Birleşmiş Milletler’in sessizliği ve Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi süreci devam ederken, Cenevre’de tarihe bir not daha düşüldü: Kadınların sessiz çığlığı, geleceğin fırtınasını haber veriyor olabilir.


Hızlı kilo vermek uğruna katı diyetler yapmak hem annenin hem de bebeğin sağlığı için zararlı olabilir. Bunun yerine, protein, lif ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir beslenme planı oluşturmak gerekir. Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve sağlıklı protein kaynakları tüketerek hem enerjinizi koruyabilir hem de kilo verebilirsiniz.


“Anadolu ihtilali” tanımı, romantik bir başlık gibi görünüyor. Fakat hakiki bir ihtilal, geçmişin sadece rövanşını almakla değil, geleceğe dair daha iyi bir sistem kurmakla mümkündür.


Ana muhalefet partisi, 2024 seçimleri sonrası başlayan siyaset yapma tarzından, tekil konular ekseninde yaptığı mitinglerden arzulanan kitleselliği, başarıyı elde edemedi. Ancak 19 Mart sonrası bambaşka bir tablo oluştu. Kitlelerin, toplumun sürece aktif katılım yöntemi, toplumun geniş kesimlerinin asgari müştereklerde buluşmasını ve iktidarın sopasının kırılmasını kolaylaştırdı.


Uzun yıllardır her siyasi yelpazeden, halinden memnun gözüken mevcut siyasi seçkinlerin sürekli üretmeye çalıştığı ve bir kısır döngüye girmiş olan siyasi kültürün ve başta Hükümet Sistemi Değişikliği olmak üzere kurumsal olarak otoriterleşmeye yol açan her türlü değişiklik ve dönüşümün bugün Türkiye’yi daha da otoriterleşen bir rejime bürünmekle tekrar demokrasiye doğru evrilme arasında bir noktaya getirdiği açıktır.


Türkiye otokratik olmaya çalışan ama enerji kaynakları olmadığı için bunu başaramayacağı aşikar bir politik rejimde kuru faizi enflasyonu serbest kambiyo rejiminde istikrara kavuşturmaya çalışan bir ülkeye benziyor.


Sistematik ırkçı yönetimle bağdaştırılan İsrail rejimi, 7 Ekim 2023’ten beri süregelen Filistin halkına yönelik saldırılarının ve yukarıda belirtilen son örneğin de gösterdiği üzere apartheid sisteminin kanıtlarını tüm dünya ile paylaşmaktadır. İsrail’deki Filistinlilere, İsrail işgali altında yaşayan Filistinlilere 1948’de resmileşen, 1967’de de ise kurumsallaşan sistematik ırk ayrımcılığına dayalı bir rejim yaşatmaktadır.


Ezcümle, şüphesiz siyasette cinsiyet eşitliğinin sağlanması için halen çok eksiğiz! Günümüzde Avrupa’nın toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde en alt sınırını biz oluşturuyoruz. Yaşadığımız bu zorlu coğrafyada kadınların kaderi “eşitsizlik” olmasın…


Gümrük duvarları yükselirken, Türkiye gibi üretim gücü olan ülkeler için alternatif pazarlar daha da önem kazanıyor. Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki ticaret ağlarının genişletilmesi, Türkiye’nin krizi fırsata çevirmesi için önündeki ilk yol.


SİYASET
EKONOMİ
DIŞ POLİTİKA
HUKUK
KÜLTÜR SANAT
ÇEVİRİ
Editörün Seçtikleri
