Son yapılan PPK toplantısında sabit bırakılan faiz oranı %50. Türk parası cinsinden borç aldıkları için taksimetre 50’den açılıyor ve kilometre başına yük hızlı artıyor. Ticari ve bireysel kredi faizi aylık %5’i yıllık %60’ı buluyor ve geçiyor. Erdoğan iktidarda olduğu süre boyunca faizin hep düşük olacağına dair verdiği sözü ne hatırlıyor ne de hatırlatıyor.Türkiye’nin yaşadığı iktisadi krizin en ağır faturasını finansman ihtiyacı olanlar ödüyor. Faiz oranları ülkede finansmana ulaşmanın maliyetini çok ileri noktalara taşıdı. Para pahalı ve el yakıyor.Son yapılan PPK toplantısında sabit bırakılan faiz oranı %50. Türk parası cinsinden borç aldıkları için taksimetre 50’den açılıyor ve kilometre başına yük hızlı artıyor.Ticari ve bireysel kredi faizi aylık %5’i yıllık %60’ı buluyor ve geçiyor.Erdoğan iktidarda olduğu süre boyunca faizin hep düşük olacağına dair verdiği sözü ne hatırlıyor ne de hatırlatıyor. Ekonomi yönetimi ise bütün bu olana seyirci ve biraz da bu hacimden parsa koparma peşinde.Türkiye’de kredi maliyeti faizden ibaret değil. Kredi kullandığınız takdirde devlet de parayı sanki o veriyor gibi ödenen faiz üzerinden sizden kesinti yapıyor. İster ticari kredi olsun ister taksitli tüketici kredisi ya da ek hesap veya kredi kartı. Hiçbiri fark etmiyor. Devletimiz her bir TL faiz üzerinden kendi payını talep ediyor.Ticari kredi faizi üzerinden alınan vergi %5, bireysel kredi üzerinden alınan vergi ve fon ise %30 düzeyinde.
Ticari kredide yıllık %3 bireysel kredide %18 devlet ilave yük bindiriyor. Bu vergi ve fonlar yeni değil. Yıllardır vardı ancak faizler bu denli artmışken bu oranları korumak veya bireysel kredilerde olduğu gibi artırmak aslında devletin krizi fırsata çevirmesi anlamına geliyor.
DEVLET KRİZİ FIRSATA ÇEVİRİYOR
Yani şirketler ödediği faizin %5’i kadar devlete de vergi ödüyor. %60 olan yıllık maliyet bununla 63’e çıkıyor. Diğer tarafta aynı orandan kredi kullanan vatandaş ise %60’ın %30’u kadar vergi ve fon ödemek zorunda. Bu da %18 yapıyor. Vatandaşın üzerindeki yük toplamda %78’e çıkıyor.Ticari kredide yıllık %3 bireysel kredide %18 devlet ilave yük bindiriyor. Bu vergi ve fonlar yeni değil. Yıllardır vardı ancak faizler bu denli artmışken bu oranları korumak veya bireysel kredilerde olduğu gibi artırmak aslında devletin krizi fırsata çevirmesi anlamına geliyor.Eğer faiz oranları %20 olsaydı ticari krediye 1 puan bireysel krediye ise 6 puan ilave yük gelmiş olacaktı. Ekonomiyi irrasyonel politikalarla boğacaksınız, faiz sonuç enflasyon netice diyeceksiniz, para biriminiz yeri öpecek ondan sonra bir sabah uyanıp şu türküyü çığıracaksınız: "Serhoştum aydım, ben bu işten caydım"Sizin türkülerinizi değiştirme tercihiniz size aittir. Biz karışmayız. Ama türkünüzün 180 desibelle kulağımızın zarını patlatmaya hakkı bulunmuyor.Ortalama bir Avrupa ülkesinde kullanılan krediden devlet %18 oranında yıllık vergi alıyor deseniz size deli muamelesi yaparlar. Bireysel kredi için ödenen %18’lik vergi ve fonun Türkiye’nin özendiği ülkelerde bir benzerini bulmanız olasılık dışıdır. Ticari kredi için alınan %3 lük vergi ise aslında normal bir ülkede ortalama borçlanma maliyetine yakındır.Halka reva görülen ve yüksek enflasyonun dolaysız bir sonucu olan yüksek faizden hicap etmeyen iktidar bir de suyundan, kılından ve de derisinden kendine bütçe denkliyor. Türkiye’de faiz belki yüksek ama faizden devletin kestiği vergi ve fonlar fahiş noktaya gelmiş durumda.
Yorum Yazın