Okulların temizlenmesi konusunda, yerel yönetimlerin çabalarının merkezi otorite tarafından engellenmesi, karşısında temizliğe devam etmek bir sivil itaatsizlik eylemi olur. Ve çocuklarımız için bu yapılamaya değerdir.
Okullar açılmasıyla birlikle eğitim, üzerine en çok konuştuğumuz konulardan birisi oldu. Eğitimde esas mesele müfredat ve eğitimin sisteminin kendisi olduğu halde bunları değil başka sorunları konuşuyoruz.
Ve eğitimle ilgili konuştuğumuz tüm sorunlar ülkenin yaşadığı ağır ekonomik krizle ilgili. Artan okul giderleri, servis fiyatları, kitap ve kırtasiye fiyatları vs.
Bu rutin sorunların dışında bu yıl gündeme gelen bir başka sorun var k, o daha vahim; okulların yaşadığı temizlik sorunu.
Bütün bir tartışmalara beni çok eskiye 1984 yılında Kabataş’ta liseye başladığım yıllara ve sonrasına götürdü. Her yılın başında bulduğumuz cam kırıkları ile tahta sıralarımızı üzerine yazılan yazıları kazıyarak yeni hale getirmek. Bizim için okuldaki temizlik sorunu sadece buydu.
Ama şimdi durum çok daha ciddi.
Belediyenin bu sorunu gidermesi, söylendiği kadar kolay değilmiş. Çünkü yerel yönetimim o sorunun çözülmesi ile ilgili olarak İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin almak başta olmak üzere pek çok prosedürel zorluğu yerine getirmesi gerekiyormuş.
ÖNCE İZİN AL SONRA YAP
Geçtiğimiz günlerde İstanbul BB Başkanı Ekrem İmamoğlu ziyaret ettiği okulların birinde üç kız öğrenci gelerek, okulda bulunan lavabo ve tuvaletlerin temizlenmesini, çünkü kullanılmaz halde olduğunu söylediler. İmamoğlu, çevresindekilere sorunun giderilmesi konusunda talimat verdi.
Ama sonradan öğrendik ki, belediyenin bu sorunu gidermesi, söylendiği kadar kolay değilmiş. Çünkü yerel yönetimim o sorunun çözülmesi ile ilgili olarak İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin almak başta olmak üzere pek çok prosedürel zorluğu yerine getirmesi gerekiyormuş.
Sonrasında bu sorunun yani okulların temizlik konusunun neredeyse tüm Türkiye’de yaşandığını öğrendik. Nedeni de tasarruf tedbirleri kapsamında alınan tedbirlerden kaynaklı eleman yokluğuymuş.
Geçtiğimiz yıllarda okul aile birlikleri, okul müdürlüklerinin velilerden temizlik malzemeleri alınması konusunda ayni ve maddi yardım istendiğini biliyor ve yaşıyorduk ama bu yıl yaşanan sorun çok daha büyük ve vahim.
Bu sorunu ağırlaştıran ise, yerel belediyeler ilçelerindeki okulların temizliği konusunda özel birimler, şeflikler kurdukları, bu birimler üzerinden okullara katkı sunarken karşılaştıkları sorunları öğrenmemiz oldu.
Mesela dün Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş, temizlik yaptıkları okulda, yetkililerin müdahalesiyle 3 katlı okulun 1 katının temizlenemediğini açıkladı.
Bunu öğrendikten sonra konuştuğum kimi belediyelerden yetkililer, kendilerine talepte bulunan okulların bazılarının bu talepleri geri çektiklerini söylediler. Muhtemelen okul yönetimlerine gelen baskı bu taleplerin çekilmesine yol açtı.
Merkezi hükümet pekala yerel yönetimlerle birer protokol yaparak, okulların özellikle fiziki açıdan ihtiyaçlarını giderilmesi konusunda yerel yönetimlere belli konularda inisiyatif verebilir.
ENGEL ÇIKARMAYIN SORUMLULUK VERİN
Görünen o ki, merkezi hükümet CHP başta olmak üzere muhalefet belediyelerinin okullara hizmet vermesini istemiyor. Bütün motivasyonunun CHP’li belediyelerin iş yapamaması üzerine kurmuş iktidar, bu hizmetin ulaşmasını doğal olarak engelliyor.
Bu yaklaşım, kendi siyasi geleneğin dışında tüm partileri, yerel yönetimleri “öteki” görüldüğünün itirafıdır.
Oysa burada sorun alanı, üzerinde siyaset yapılmayacak kadar önemlidir. Çünkü burada sorunun nesneleri çocuklarımız yani geleceğimizdir.
Merkezi hükümet pekala yerel yönetimlerle birer protokol yaparak, okulların özellikle fiziki açıdan ihtiyaçlarını giderilmesi konusunda yerel yönetimlere belli konularda inisiyatif verebilir. Ama karşı karşıya olduğumuz durumun bunun olmadığı yönünde. Belki muhalefet bu konuda bir politika geliştirebilir.
Sonuçta sivil itaatsizlik, siyasal bir eylemdir. Bunun sonucu da, itaatsizlik eylemiyle karşı çıkılan yasanın sonuçlarının baştan kabul edilmesidir. Çünkü eylem kamusal olduğu ölçüde katılanları kamusallaştırır ve siyasallaştırır.
BELEDİYELER NE YAPABİLİR?
Açıkçası böyle bir sorun varken, merkezi hükümet yerel yönetimlerin önünü açan değil kapayan bir rol üstleniyorsa muhalefet belediyelerinin yapması gereken belki de bir tür sivil itaatsizlik eylemi olabilir.
Henry David Thoreau’nun ifadesiyle; “Yönetim siyasetinin ya da yasaların değişmesini isteyen, aleni, şiddetsiz, vicdani, fakat aynı zamanda siyasi olan, yasa dışı bir eylem.”
Bu şekilde yerel yönetimlerin okulları, yasal bir kabul ve bu kabulü değiştirmeye yönelik şiddet içermeyen, yasayı ihlal eden bir eylemdir. Böyle bir eylem, toplumsal olarak meşru olanın yasal olmadığını söyler ve bunun için kamuoyu oluşturmayı ve farkındalık yaratmayı hedefler.
Bu yönüyle sivil itaatsizlik, i) yasaya aykırı, ii) şiddet içermeyen, iii) toplumsal duyarlılık yaratacak biçimde kamuya açık, Sonuçları hesaplanabilir ve iv) katılanların da bu eylemin hukuki ve siyasal sonuçlarına katlanmasına dayanır.
Okulların merkezi idareye rağmen temizlenmesi yasadışıdır ama yasa dışılığı, yasal olanı reddeden değil, meşru kabul edilenin yasal olmasını sağlama eylemidir.
Sivil itaatsizlik eylemi, sistemi toptan reddeden değil, sadece sorun olarak kabul edilene yönelik bir itirazdır. Sivil itaatsizlik eylemi, düzeltilmesi istenen doğrultuda, yasaklayıcı bir ya da birden fazla kurala karşı gelmek ya da, hukuken yapılması gereken bir kurala uymamak şeklinde gerçekleşebilir.
Bu haliyle şiddet içermediği için ikinci kurala da uygundur. Sonuçta sivil itaatsizlik, nasıl yapılırsa yapılsın, barışçıldır. Eylemin yapısı gereği, doğabilecek olumsuz ortamda temel ölçüt, üçüncü kişilerin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmemesidir.
Okulların yerel yönetimler tarafından temizlenmesi bu sorunlar ilgili “Duyarlılık yaratma, kamuya açıklık, hesaplanabilirlik” unsurunu da yerine getirmektedir.
Sonuçta bu eylem herkesin bildiği bir sorunun giderilmesi için açıkça yapılması, bu konuda kamusal bir bilinirlik ve bunun sonucunda somut toplumsal destek sağlanması açısından da önemlidir.
Bu tür bir eylemi en önemli kılacak unsur ise bunu yapanların hukuki ve siyasal sonuçlara katlanması olacaktır.
Sonuçta sivil itaatsizlik, siyasal bir eylemdir. Bunun sonucu da, itaatsizlik eylemiyle karşı çıkılan yasanın sonuçlarının baştan kabul edilmesidir. Çünkü eylem kamusal olduğu ölçüde katılanları kamusallaştırır ve siyasallaştırır.
Ve bu tür bir eylemi anlamlı kılacak en önemli unsur da, siyaseti hapsedildiği alanlardan, toplantı odalarından çıkarıp kamusal alana taşıması olacaktır
Okulların temizlenmesi konusunda, yerel yönetimlerin tek başına haklı olmak değil aynı zamanda bu haklılığı siyaseten etkili biçimde ifade etmeleri önemlidir.
Ve sivil itaatsizlik bu açıdan önemlidir. Ve çocuklarımız için bu yapılamaya değerdir
Yorum Yazın