Dodik’in aldığı ceza, Bosna-Hersek’teki kırılgan siyasi yapıyı daha da hassas bir hale getirdi. Bosnalı Sırpların Sırbistan’a bağlanma arzusu, Dayton Anlaşması’nın geleceğini yeniden sorgulatan bir noktaya geldi. Önümüzdeki süreçte, Bosna’da siyasi krizlerin daha da derinleşmesi, Republika Srpska’nın daha bağımsız adımlar atması ve Sırbistan’ın bölgeye yönelik politikasının sertleşmesi muhtemel görünüyor.
Balkanlar’da Yeni Bir Kriz mi Yaklaşıyor?
Eski Yugoslavya’nın 1990’lı yıllarda kanlı bir süreçle dağılmasının ardından Balkanlar’da istikrar, hassas dengeler üzerine inşa edildi. Ancak bölgedeki siyasi gerginlikler ve etnik fay hatları her an kırılmaya hazır bir yapı sergilemeye devam ediyor. Son olarak Bosna-Hersek’teki Sırp varlığının (Republika Srpska) Başkanı Milorad Dodik’in yargılanması ve mahkûm edilmesi, yeni bir krizin fitilini ateşlemiş gibi görünüyor.
Dodik’in Mahkûmiyeti ve Siyasi Yasak
Bosna-Hersek’teki en önemli siyasi figürlerden biri olan Milorad Dodik, Uluslararası Topluluğun Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt tarafından yayımlanan yasaları tanımayarak büyük bir meydan okuma sergiledi. Republika Srpska’nın resmi gazetesi aracılığıyla bu yasaları geçersiz ilan eden Dodik ve Bosna-Sırp Resmî Gazetesi Başkanı Miloš Lukić, Saraybosna’daki mahkemeye çıkarıldı.
Mahkeme, Dodik’i suçlu bularak kendisine bir yıl hapis cezası ve altı yıl boyunca siyasi yasak verdi. Savcılık aslında Dodik için altı yıl hapis ve on yıl siyasi yasak istemişti, ancak mahkeme daha hafif bir ceza verdi. Dahası, Dodik 36.000 KM (yaklaşık 17.000 Euro) ödeyerek hapis cezasını çekmeden kurtulabilecek. Ancak bu kararın, Bosna’daki kırılgan siyasi yapıyı daha da zora sokacağı açık.
Balkanlar’da Yeni Bir Ayrılık Dalgası mı?
Bosnalı Sırp lider Dodik’in aldığı ceza, yalnızca bir hukuki süreçten ibaret değil. Bu karar, Balkanlar’da etnik bölünme sürecini hızlandırabilecek bir gelişme olarak görülüyor. Dodik, mahkeme kararını tanımadığını açıkladı ve destekçilerine “radikal önlemler” alacağını duyurdu.
Russia Today’e verdiği bir röportajda, Bosna-Hersek Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılmak için bir yasa tasarısı hazırladıklarını ve Bosna’nın merkezi polis ve yargı sisteminin Republika Srpska’da faaliyet göstermesini engelleyeceklerini belirtti. Bu açıklamalar, Bosna-Hersek’in parçalanması sürecinde yeni bir aşamaya geçildiğinin işareti olarak yorumlanıyor.
Sırbistan’ın Tutumu ve Vučić’in Hamlesi
Dodik’e verilen cezanın ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić, acil güvenlik toplantısı düzenleme kararı aldı. Vučić, her ne kadar Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğünü savunan bir söylem benimsemiş gibi görünse de, Sırp milliyetçileri üzerinde büyük bir etkiye sahip olan Dodik’e verdiği destekle biliniyor.
Vučić’in çağrısıyla toplanan Sırbistan Ulusal Güvenlik Konseyi, bölgede olası gelişmelere karşı Sırbistan’ın nasıl bir pozisyon alması gerektiğini tartıştı. Eğer Sırbistan, Republika Srpska’ya daha doğrudan bir destek vermeye başlarsa, bu bölgedeki tansiyonu hızla artırabilir.
Dodik’in tutumu, Dayton Anlaşması’nın artık işlevsiz hale geldiği yönündeki görüşleri güçlendiriyor. Bosna-Hersek’teki Sırpların bağımsızlık talebi, ülkenin bütünlüğünü tehdit ederken, bu durum Batı ve Rusya’nın da devreye girmesiyle uluslararası bir krize dönüşebilir.
Dayton Anlaşması ve Bosna’nın Geleceği
Bosna-Hersek’in siyasi yapısı, 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Antlaşması ile şekillendi. Ancak bu anlaşma, kalıcı bir çözüm sunmaktan çok donmuş bir çatışma ortamı yarattı. Ülke, Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar arasında bölünmüş bir yönetim sistemiyle idare ediliyor ve bu model sürekli olarak kriz üretiyor.
Dodik’in tutumu, Dayton Anlaşması’nın artık işlevsiz hale geldiği yönündeki görüşleri güçlendiriyor. Bosna-Hersek’teki Sırpların bağımsızlık talebi, ülkenin bütünlüğünü tehdit ederken, bu durum Batı ve Rusya’nın da devreye girmesiyle uluslararası bir krize dönüşebilir.
Rusya ve Batı’nın Rolü
Balkanlar’daki her siyasi kriz, büyük güçlerin müdahalesini beraberinde getiriyor.
• Rusya, Bosnalı Sırplara verdiği desteği açıkça dile getiriyor. Moskova, Batı yanlısı bir Bosna yerine, Sırpların kendi kaderini belirleyebileceği bir düzeni savunuyor. Bu nedenle, Dodik’in pozisyonu Kremlin tarafından güçlü bir şekilde desteklenebilir.
• Avrupa Birliği ve ABD ise Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğünü koruma yönünde bir politika izliyor. Dodik’in ayrılıkçı hamlelerine karşı yaptırımlar gündeme gelebilir.
Balkanlar’da Yeni Bir Çatışma Olası mı?
Tarihsel olarak bakıldığında, Balkanlar’daki etnik gerilimlerin bir savaşla sonuçlanması hiç de şaşırtıcı değil. Ancak günümüzde, askeri bir çatışma ihtimali düşük görünüyor. Bunun yerine, Bosna-Hersek içinde yeni bir iç siyasi kriz, ekonomik yaptırımlar ve uluslararası baskılar daha olası senaryolar olarak öne çıkıyor.
Ancak eğer Dodik ve destekçileri Republika Srpska’nın bağımsızlığı yönünde daha somut adımlar atarsa, bu durum yalnızca Bosna içinde değil, tüm Balkanlar’da ciddi sonuçlar doğurabilir. Kosova meselesi hâlâ sıcaklığını korurken, Bosna’da yaşanacak bir ayrışma Sırbistan, Hırvatistan ve diğer bölge ülkelerini de içine çekecek bir krize dönüşebilir.
Sonuç: Bosna-Hersek İçin Kritik Dönem Başlıyor
Dodik’in aldığı ceza, Bosna-Hersek’teki kırılgan siyasi yapıyı daha da hassas bir hale getirdi. Bosnalı Sırpların Sırbistan’a bağlanma arzusu, Dayton Anlaşması’nın geleceğini yeniden sorgulatan bir noktaya geldi.
Önümüzdeki süreçte, Bosna’da siyasi krizlerin daha da derinleşmesi, Republika Srpska’nın daha bağımsız adımlar atması ve Sırbistan’ın bölgeye yönelik politikasının sertleşmesi muhtemel görünüyor. Bu nedenle, Balkanlar’da yeni bir istikrarsızlık dalgası kapıda olabilir.
Bosna’da ipler gerilirken, gözler şimdi hem yerel aktörlerde hem de uluslararası güçlerin nasıl bir tavır alacağına çevrilmiş durumda.

Yorum Yazın