Şişli ve Ataşehir Belediyelerinin birlikte düzenlediği konferansta konuk olan Daron Acemoğlu, içinde olduğumuz dönemi anlatacak kelimenin belirsizlik olduğunu ifade ederek; bunu aşmada kentlere, yerel yönetimlere öncülük rolü düştüğünü söyledi.
Dün Haliç Kongre Merkezi’nde Şişli Belediyesi ile Ataşehir Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği “Ekonominin Kalbinden Finansın Merkezine: Şişli’den Ataşehir’e Konferansı” yapıldı.
Konferansın açılış konuşmalarını Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel yaptı. Konferansın özel bir konuğu ise önceki gün gün Nobel Ödülü'nü İsveç’te alan Prof. Dr. Daron Acemoğlu oldu. Açılışta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da konuşma yaptı.
Resul Emrah Şahan, Şişli’nin İstanbul’un merkezindeki önemli ilçelerinden birisi olduğunu ifade ederek; “Şişli'nin ekonomik potansiyeli; 35 binden fazla işletmeye ev sahipliği yapmasıyla ölçülebilir. Şişli'nin ekonomik potansiyeli; 5000'e yakın firma ve büyük ekonomik hacmiyle, Perpa Ticaret Merkezi ile ölçülebilir. Şişli'nin ekonomik potansiyeli; İstanbul'un girişimcilik ekosisteminde ev sahipliği yaptığı ve ekonomimize değer katan 50'den fazla aktörüyle değerlendirilebilir. Ancak, Şişli'de sermaye ve kent planlama ilişkisinin sonucu şudur: 25 mahallesinin 20'sinin yoksullukla mücadele ettiği, plazaların arasında gecekonduların sıkıştığı bir Şişli. İşte tam da bu nedenle sermaye ile kentsel planlama ilişkisini sosyal devlet ve sosyal belediyecilik ilkelerimiz perspektifinde ele almanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Konferansın diğer ortağı Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel ise son 20 yıllık süreçte hızla büyüyen ve gelişen Ataşehir’in, finans merkezi olarak İstanbul ekosistemi içerisindeki konumu ve etkileri üzerine konuştu. Adıgüzel; “Bugün burada, İstanbul’un iki önemli ilçesi olan Şişli ve Ataşehir’in gündemlerini, finans ve ekonomi bağlamında detaylı bir şekilde ele almak için toplandık. İstanbul’un küresel bir finans merkezi olma hedefi doğrultusunda bu iki ilçenin, hem tarihsel bağlamdaki dönüşüm süreçlerini hem de gelecekteki potansiyellerini değerlendirmek, bizler için önemli bir fırsat. Şişli’nin ticaret merkezli yapısı ve Ataşehir’in finans merkezi kimliği, İstanbul’un ekonomik ve mekânsal gelişiminde kritik rolleri olduğunu gösteriyor. şeklinde konuştu.
Ekrem İmamoğlu ise konuşmasında İstanbul’un Türkiye ve dünya ölçeğindeki ekonomik büyüklüğünü rakamlarla ifade ederek; “Yüzyıllar boyu dünyanın önde gelen ticaret, eğitim ve inovasyon merkezlerinden birisi olmayı başaran İstanbul, son yıllarda oluşan fırsatları kaçırmamak adına, hızlı bir yapısal dönüşüm yaşamakta ve çok yönlü uluslararası ağları, İstanbul'umuzu belki de göbeğine, merkezine oturtacak şekilde, modern bir kent ekonomisini bu şehirde var etme konusunda güçlü adımları atmaktadır. Bilgi temelini ve yüksek katma değer üreten sektörlerdeki kümelenmelerde dahi, onlar da dahil olmak üzere, birçok yenilikçi sektör sayesinde kent ekonomisi, girişimciler ve yatırımcılar için oldukça cazip olan bir altyapıya sahip bir çeşitliliğe sahip. İstanbul, yüksek katma değer üreten yenilikçi ve yaratıcı ekonomisiyle, Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı konumundadır, olmak zorundadır. Olduğu ortamdan ve konumdan da henüz elbette ki tatmin olmuş değiliz, memnun değiliz. Daha üst seviyeleri yakalamak zorundayız.” dedi.
Belediye başkanlarının konuşması gerçekten de İstanbul ve ilçelerinin potansiyellerini ortaya koyması açısından önemliydi.
Bütün bu belirsizlik alanlarını aşmada şeffaklık, yolsuzlukların önlenmesi ve insanı dinleminin önemli olacağını ifade eden Acemoğlu, bu konuda yerel yöneyimlere özel bir sorumluluk düştüğünü söyledi. Acemoğlu bu sorumluluğu da, sorun yaşayanlar başta olmak üzere insanları dinlemek, çevre, temizlik, eğitim alanlarında topluma destek olması ile alabileceğini söyledi.
KENTLER DEMOKRAYİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN FIRSAT OLABİLİR
Konferansta “Kent Ekonomilerinin Yeni Dinamikleri” başlıklı özel oturumunda Daron Acemoğlu, gazeteci Deniz Bayramoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Acemoğlu konuşmasına dünyanın içinde olduğu dönemi ve geleceği en iyi özetleyecek kelimenin “belirsizlik” olduğunu söyledi.
Acemoğlu’nun daha önceki yazı ve konuşmalarında bu belirsizliği; demokratik kurumların zayıflığı, teknolojik eşitsizlik, küresel liderlik eksikliği, ekonomik yapısal problemler, popülist ve otoriter yönetimler gibi başlıklarda tanımladığını biliyoruz.
Bütün bu belirsizlik alanlarını aşmada şeffaklık, yolsuzlukların önlenmesi ve insanı dinleminin önemli olacağını ifade eden Acemoğlu, bu konuda yerel yöneyimlere özel bir sorumluluk düştüğünü söyledi. Acemoğlu bu sorumluluğu da, sorun yaşayanlar başta olmak üzere insanları dinlemek, çevre, temizlik, eğitim alanlarında topluma destek olması ile alabileceğini söyledi.
Bu durumun kentlere demokrasinin yeniden güçlenmesi için fırsat sunduğunu ve kentlerin de eğitim, teknoloji ve kurumların yeniden inşa edilmesinde de öncü rol üstlenebileceğini sözlerine ekledi. Acemoğlu bu süreçte İstanbulun öncü rol üstlenme imkanına sahip olduğunu sözlerine ekledi.
Demokrasinin krizde olduğunu ifade eden Acemoğlu, bunun nedenini de, demokrasinin vaat ettikleri halka verememesi olduğunu ifade etti ve yaşanan krizinin, demokrasinin en iyi rejim olduğu gerçeğini ortadana kaldırmadığını ekledi.
Belirsizlik ortamının risk kadar fırsat yarattığını da ifade eden Acemoğlu, kentlerin, yerel yönetimlerin bu süreçte liderlik yaparak yaşanan belirsizliğin sunduğu fırsatlarından yararlamasının mümkün olabileceğini söyledi. Bunun yolunun ise hemşerileri dinlemekten, onlar eğitim, teknoloji çevre konularında destek vermesi dahil farklı desteklerden geçtiğini söyledi.
Evet Acemoğlu’nun yerel yönetimler için sunduğu liderlik perspektif kuşkusuz önemli. Merkezi iktidar da bunun farkında olsa gerek ki, yerel yönetimleri işlevsiz kılmak için her şeyi yapıyor.
Yorum Yazın