“AB’nin hedef olarak belirlenmesi önemlidir ancak demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı ve yolsuzluklar konusunda AB’nin ev ödevi vermesine gerek yok. Bizler gerekli adımları atarak, son dönemlerde vizyon eksikliği çeken AB’ye örnek olmalıyız”Geçtiğimiz hafta sonu Arnavutluk’un başkenti Tiran’da ‘Batı Balkanlar ve Jeopolitik Zorluklar’ başlıklı foruma katıldım. Ev sahibi Arnavutluk Özgürlük Partisi Genel Başkanı ve önceki Cumhurbaşkanı Ilir Meta’nın davetlileri arasında Hırvatistan önceki Cumhurbaşkanı ‘Balkanların Babası’ lakaplı Stjepan Mesic, Karadağ önceki Cumhurbaşkanı Milo Dukanovic, Kosova’nın kurucu Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ve Türkiye’den eski Başbakanlarımızdan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu gibi deneyimli siyasiler vardı.Orta Doğu ve Karadeniz’de süren savaşların sıcaklığı iliklerimize kadar işlerken, Ilir Meta Tiran’dan özellikle Avrupa Birliği’ne sağduyu dolu serin mesajlar iletilen bir foruma imza attı. Bölgemizde otoriter rejimlerin artış gösterdiği sürece ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı popülist partilere dikkat çeken Ilir Meta, AB’nin Balkanlarda daha somut adımlar atmasını beklediklerinin altını çizdi. Açılış konuşmasında "Bölgemizin geleceği ne ve nasıl olacak?” sorusunu soran Ilir Meta çok net bir şekilde “Bizim vizyona, cesarete ve en önemlisi de demokrasiye ihtiyacımız var" dedi.Ukrayna-Rusya savaşının yeni bir dünya savaşını tetikleyebileceğini ve bunun Balkanlara sıçramasının kolay olacağını dile getiren tecrübeli siyasetçi Kosova kurucu Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ise yeniden 1990’lı yılları yaşamak istemediklerini ifade etti. “Dünya çok kutuplu olmaya başladı. Bazı AB ülkeleri Kosova’nın AB üyeliğini onaylamakta direniyorlar. AB, Balkanlarda kalıcı çözümler üretmez veya ikircikli tavrını sürdürmeye devam ederse bölgeye arzu edilmeyen başka güçler yerleşecektir” sözleriyle çok önemli bir konunun altını çizdi. Bu konuşma bence dikkate alınması gereken bir siyasi fotoğraf gibiydi. Asya kıtasında bulunan Gürcistan’ın bile üye olmak istediği AB’nin, sınırları içindeki/dibindeki ülkeleri oyalaması öteden beri normal değil. Örneğin; 30 yıl önce adaylığı kabul edilen Türkiye’nin tam üyelik müzakere süreci de 2005 yılında başladı. Tam üyelik başvuru tarihi mi? 1987!.. Demek istediğim, Türkiye ve diğer ülkeler açısından bu bir oyalama süreci değilse karar verilmeli; olumlu ya da olumsuz…
Tecrübeli siyasetçi Kosova kurucu Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, "Dünya çok kutuplu olmaya başladı. Bazı AB ülkeleri Kosova’nın AB üyeliğini onaylamakta direniyorlar. AB, Balkanlarda kalıcı çözümler üretmez veya ikircikli tavrını sürdürmeye devam ederse bölgeye arzu edilmeyen başka güçler yerleşecektir" sözleriyle çok önemli bir konunun altını çizdi.
Yorum Yazın