AB üyesi ülkeler, nihayet "göç" konusunda ortak bir tutum belgesi ortaya koyabildiler. Genel itibariyle AB'ye üye ülkelerin göç üzerinde ortak eylem planını ifade etmesi yönüyle tarihi niteliği olan bu anlaşma ile AB'ye gelen sığınmacıların sayısının azaltılmasının yanı sıra iltica başvuru sürecinin hızlandırılması ve iltica başvurularının AB'nin dış sınırlarında yapılmasının sağlanması amaçlanıyor.Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, yıllardır devam eden görüşmeleri bir sonuca bağlayarak nihayet "göç" konusunda ortak bir tutum belgesi ortaya koyabildiler. Genel itibariyle AB'ye üye ülkelerin göç üzerinde ortak eylem planını ifade etmesi yönüyle tarihi niteliği olan bu anlaşma ile AB'ye gelen sığınmacıların sayısının azaltılmasının yanı sıra iltica başvuru sürecinin hızlandırılması ve iltica başvurularının AB'nin dış sınırlarında yapılmasının sağlanması amaçlanıyor. Mültecilerin, sığınma başvurusu öncesinde üçüncü ülkelerde oluşturulacak kamplarda bekletilmeleri meselenin özünü oluşturuyor. AB istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, geçen yıl AB içerisinde toplam 1,14 milyon iltica başvurusunda bulunulmuş. Bu sayının, son 4 yıldır düzenli bir şekilde artış gösterdiği ifade ediliyor. 2022 yılından beri savaştan kaçan yaklaşık 4 milyon Ukraynalının da AB'ye geldiğini unutmamak gerekiyor. Böylesine yoğun bir mülteci akını olunca salt buradan beslenen aşırı sağcıların da iyiden iyiye palazlanmaya başladığı bir süreç bu aynı zamanda. Kanımca, yeni göç paktının fikri temellerinin atıldığı zemin, bu aşırı sağın güçlenmesi meselesi. AB genelinde gelecek ay yapılması planlanan Avrupa Parlamentosu seçimleri için nativist ve göçmen karşıtı partilere verilen desteğin azaltılması amaçlanıyor ancak mültecilere yönelik alınan yeni tedbirlerin geleneksel merkez siyaset partilerinin umduğu gibi aşırı sağın yükselişini durdurup durdurmayacağı oldukça şüpheli. Tam da bu noktada, Avrupa'nın halihazırda milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptığını ve sınırlardan her gün binlerce kaçak giriş yapıldığını göz ardı etmemek gerekiyor. Aşırı sağcılar için nefreti ve kaygıyı köpürtebilecekleri bol miktarda politik malzeme zaten birikmiş durumda. Ayrıca aşırı sağın, elinde argüman olarak sadece "mülteciler" varmış gibi davranmak eksik bir bakış açısının ürünü. Bozuk ekonomiler, artan işsizlik ve gençlerin geleceğe yönelik taşıdığı umutsuzluklar vs... Neofaşistlerin acımasızca yağmalamaya devam edebilecekleri daha onlarca sorunlu alan var anlayacağınız.
İtalyan gazeteci Giorgia Lenardi, yeni anlaşmayı, "Bu anlaşma ile AB göçü yönetmek yerine halının altına süpürmeyi tercih ediyor. Anlaşma, Avrupa'nın göç konusundaki yasal çerçevesinin yeniden düzenlenmesine yönelik muazzam bir fırsat olabilirdi ancak bu fırsat kaçırılmakla kalmayıp, birliğin dış sınırlarında devam eden ihlâllerin meşrulaştırılmasına ve üye devletlerin insan haklarını daha da ihlâl etmesine zemin hazırlandı" şeklinde eleştirdi.
Yorum Yazın