


Taşlarıyla konuşan, duvarlarıyla fısıldayan, mezar taşlarıyla dua eden İstanbul sadece bir şehir değil, her köşesi farklı tarihlerden izler taşıyan, yüzyılların birikmiş hafızasını barındıran bir miras mekanı. Bugün Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Mahir Polat, bu sesleri dinleyip duyan bir bürokrat olmanın çok ötesinde, gönüllü bir hafıza işçisi olduğunun altını çizmek gerek.


Unutmayalım, CHP milleti bir arada tutmuyor bugün, millet CHP’yi bir arada tutuyor. Dolayısıyla CHP, o tepkinin telaffuz edilmiş veya edilmemiş özü olan demokrasiyi sadece bir eylem/performans olarak değil, bir ideoloji ve yöntem olarak benimsemelidir.


İktidar büyük olasılıkla dış desteğinin verdiği özgüvenle davranarak, muhalefetin halkta biriken tepkilerin etkisiyle bu denli kitleselleşeceğini hesaplayamadı. Özellikle İstanbul’da Saraçhane’de başlayarak, giderek büyüyen kitle gösterilerine katılanların sayıları, dün Maltepe’de iki milyon kişiye aştı.


İtiraf edelim ki, bu alanda da 5-6 Kasım 2023’te gerçekleşen olağan kurultayda seçilen PM, sayısı 1-2 elin parmağını geçmeyenleri bir kenara bırakırsak geçmiş dönem performansı ne yazık ki yeterli değildir.


İmamoğlu’nun tutuklanması, toplumda ciddi bir kırılma yarattı. Gençlerde umutsuzluk, şehirli seçmende öfke, yatırımcıda tereddüt var. Bir ülke, geleceğine bu duygularla ilerleyemez. Gerginliği daha da artırmak, yangına benzinle gitmektir.


Megalitler, erken dönemin sembolizmini ve insanlık tarihindeki evrimsel sürecin ilk büyük anıtsal yapıları olarak büyüleyici bir miras bırakmıştır.


Saraçhane’den yükselen bu hareket, yalnızca bir protesto değil aynı zamanda bir değişim çağrısıdır. Bu değişim, gençlerin kendi hikayelerini yazmaya başladıkları yeni bir devrin habercisidir.


Bundan sonra neler olur? 9 günlük bayram tatili piyasalara ister istemez durulma getirir, piyasa aldırmazlığı devreye girer ve durulmaya katkı yapar. Ne var ki bu durulma, ortaya çıkan büyük güven kaybının ve karşılaşılan büyük maliyetin giderilmesini sağlayamaz.


Ülkemizde cereyan eden olaylara karşı yabancı basın yaygın tepki gösteriyor. Bu tutumun dış ülkelerdeki kamuoylarını etkilemesi önlenemez. Kaldı ki, basın dışında başta siyasi partiler olmak üzere birçok gönüllü kuruluş hükümetimizin tutumunu onaylamadığını dile getirmiş bulunuyor.


Bu okul kitaplarının yazdıklarıyla sınırlı kalındığında, bu kitapları hazırlayanların a) Ya Batı’da olandan pek birşey anlamadıkları veya b) Öğrencilerin Batı’da olanları anlamalarının istenmediği anlamı çıkıyor.


TÜSİAD’ı, MÜSİAD’ı, yandaş sermayesi, beşli çetesi, kırk haramiler misali ülkeyi soyma, kaynakları ranta çevirip yok etme, yurttaşın ekmeğinden, emeğinden, alın terinden çalma peşindeler.


Belki başka hiçbir gıda maddesine gösterilmeyen saygı ona gösteriliyor. Yere düşen ekmeğin öpülerek yüksek bir yere konması, ekmeğe basılmasının çok büyük günah ve ayıp karşılanması, yemin etmek için bile ekmeğin kullanılması gibi birçok olayda bu saygıyı ve kutsallığı görebiliyoruz.


Seslendirme dünyası içerisinde ayrı bir yeri vardır Alev Sezer'in. Bunda belki erken yaşta aramızdan ayrılmasının yanında seslendirmede kendine has ve asla taklit edilemeyecek bir yorum katmasının da payı vardır.


Ramazan Bayramı, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, geleneksel lezzetleri tattığımız özel bir dönemdir. Ancak, sağlığımızı korumak adına aşırıya kaçmamak, dengeli beslenmek ve hareket etmeye özen göstermek oldukça önemlidir. Küçük dokunuşlarla bayramı hem keyifli hem de sağlıklı geçirmek mümkün.


Bu bayramlaşma için gün boyu gelecek İstanbulluların belki uzun kuyruklar oluşturarak ellerindeki (İmamoğlu’nun sevdiği bilinen) çiçekleri veya yazılmış bayram tebrik kartlarını belli bir yere bırakmaları, Ekrem İmamoğlu ve yoldaşları için güzel bir moral kaynağı ve bayram hediyesi olacaktır.


Taşlarıyla konuşan, duvarlarıyla fısıldayan, mezar taşlarıyla dua eden İstanbul sadece bir şehir değil, her köşesi farklı tarihlerden izler taşıyan, yüzyılların birikmiş hafızasını barındıran bir miras mekanı. Bugün Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Mahir Polat, bu sesleri dinleyip duyan bir bürokrat olmanın çok ötesinde, gönüllü bir hafıza işçisi olduğunun altını çizmek gerek.


SİYASET
EKONOMİ
DIŞ POLİTİKA
HUKUK
KÜLTÜR SANAT
ÇEVİRİ
Editörün Seçtikleri
