© Yeni Arayış

Yeniden Refah Partisi’nin münferit siyaseti

YRP, yerel seçimler stratejisinde Erdoğan sonrası dönemde elde etmek istediği iktidar hedefi için muhalefetini kurgularken, mevcut muhalefetten farklı olarak herhangi bir ittifak modelinden bağımsız ve muhalefetin giremediği sahalarda kendisine ayrı bir alan açmaya çalışmaktadır. YRP bu münferit siyaset anlayışını “ahlak” ilkesi üzerine inşa ettiğini iddia ederken düzen eleştirisini; geleneksel Millî Görüş Hareketi çerçevesinde geliştirmektedir.

Uzun zamandır çeşitli aktörlerin mücadele alanına dönüşen Türkiye'nin siyasi sahnesi, son yıllarda özellikle toplumsal ve ekonomik dengelerde yaşanan değişimlerle birlikte, yeni siyasi oluşumların doğuşuna zemin hazırlamıştır. Bu oluşumların arasında dikkat çeken ve son zamanlarda önemli bir ivme kazanan partilerden birisi de Yeniden Refah Partisi (YRP) olmuştur. YRP, Türkiye'nin siyasi tarihinde kökleri oldukça derinlere uzanan bir geleneğin mirasçısı vasfına sahipken parti, Millî Görüş Hareketi’nin izinden giden ve İslami değerleri, siyasetin merkezine alan bir çizgide konumlanmaktadır.

YRP’nin kurulmasının ardından Türkiye siyasi gündemine oturması Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile yürütülen 2023 seçimlerindeki ittifak görüşmeleri esnasında yaşanmıştır. AKP ile YRP arasında Mayıs 2023 genel seçimleri öncesinde başlayan müzakereler, uzun süren görüşmeler neticesinde YRP’nin Cumhur İttifakı’nı desteklemesiyle sonuçlanırken genel seçimlerdeki iş birliğinin Mart 2024 yerel seçimlere yansıyıp yansımayacağı tartışmaları yeni bir gündem yaratmıştır.

YRP’nin büyükşehirlerde kendi adaylarıyla seçime katılacağını ilan ederek Cumhur İttifakı’ndan kopma süreci Türkiye’de yeni bir günden yaratırken YRP kurmayları, parti tabanının Cumhur İttifakı’na dahil olmak istemediğini belirtip bu zemin ayrılığının nedenlerini ilkesel ve ahlaksal bir çerçeveyle sunmuştur.

Ahlak ve maneviyat ilkesinin her alanda zuhur ettiği bir siyasi düzen iddiasıyla siyasal İslam ideolojisinin en önemli temsilcisini oluşturan ve 1970’li yıllarda Necmettin Erbakan tarafından geliştirilen Millî Görüş Hareketi, 12 Eylül askeri darbesinin ardından Refah Partisi (RP) çatısı altında örgütlenirken askeri darbe ile sol’un önünün kesilmesi üzerine sokak siyasetinde doğan boşlukları çeşitli tarikat ve cemaat nüfuzlarıyla doldurmaya yönelmiştir.

1994 yerel seçimlerinde ciddi bir başarı yakalayan RP, muhafazakâr bir söylemle Türkiye’nin en güçlü siyasi partilerinden biri haline gelirken Millî Görüş prensibini siyasal sistemle bütünleştirmeye çalışmıştır. Çeşitli cemaat ve tarikatlardan destek gören RP, konsolide ettiği muhafazakâr seçmen ve dar gelirli tabanla merkez ile paralel şekilde gelişen çevre sermayesiyle birlikte bir iktidar inşa etmiştir. 28 Şubat sonrası ivme kaybeden Millî Görüş Hareketi, “yenilikçi” ve “gelenekçi” çatışmasının ardından Saadet Partisi (SP) çatısı altında devam etmeye çalışsa da yenilikçilerin Millî Görüş Hareketi’nden kopuşu sonrasında AKP’yi kurmalarıyla eski gücünden uzaklaşmıştır.

YRP’nin 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na destek olmasının temelinde “Erdoğan’a kaybettiren olma” sıfatından kaçınarak “Erdoğan sonrası dönemde” konsolide edilmek istenen seçmen tabanını kaybetmemek yer almaktadır.

YRP VE ERDOĞAN SONRASI

Millî Görüş Hareketi’ne yeni bir ivme kazandırarak Necmeddin Erbakan’ın vasiyetine sahip çıkmak isteyen Fatih Erbakan, parti kurmadan önce Erbakan Vakfı bünyesinde yapılan bir sunumda, “Erdoğan’dan sonra Türkiye’yi yönetecek isim” olarak tanıtılırken Erdoğan sonrası dönemde bir boşluk haznesiyle karşı karşıya kalacağı düşünülen Millî Görüş Hareketi tabanlı muhafazakâr ve milliyetçi kesimi ve merkez sağı konsolide edebilmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla YRP’nin 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na destek olmasının temelinde “Erdoğan’a kaybettiren olma” sıfatından kaçınarak “Erdoğan sonrası dönemde” konsolide edilmek istenen seçmen tabanını kaybetmemek yer almaktadır. Kendisini “vasi” olarak gördüğü taban üzerinde yükselerek Erdoğan sonrası dönemin sağ cenahtaki en büyük partisi olmayı hedefleyen YRP, bu nedenle doğal seçmenin tepkisini almak istememiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtemel son seçimi olan 2023 seçimlerinde Millî Görüş Hareketi içinden çıkan son lidere rakip olmamıştır. Dolayısıyla YRP, kitleler arasında dindar ve muhafazakâr kesimlerin temsil edildiği bir düzlemde taban üzerinde etkisi olduğu düşünülen alternatif olabilme konumunu korumaya çalışmıştır.

YRP’nin 2024 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’ndan koparak özellikle büyükşehirlerde ayrı adaylar göstermesi 2023 seçimlerindeki tavrından ayrı bir tutum olmaktan öte kendi iç siyasetindeki bir sürekliliğin devamı niteliğindedir.

YRP’NİN YEREL SEÇİM TAKTİĞİ

YRP’nin 2024 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’ndan koparak özellikle büyükşehirlerde ayrı adaylar göstermesi ise 2023 seçimlerindeki tavrından ayrı bir tutum olmaktan öte kendi iç siyasetindeki bir sürekliliğin devamı niteliğindedir. Zira YRP, Erdoğan sonrası dönemde konsolide etmek istediği seçmeni kaybetmemek adına 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na destek olurken 2024 yerel seçimlerini; kendi geleneklerinin iktidarını inşa eden “yerel siyasetten yükseliş’’ dinamiği şeklinde değerlendirmektedir.

YRP büyükşehirlerde elindeki en güçlü isimleri aday gösterirken İstanbul Büyükşehir’e Millî Görüş Hareketi’nin kurucusu Necmettin Erbakan’ın kızı, Yeniden Refah Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın ablası Elif Erbakan’ın eşi olan ve partinin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz’ü aday göstermiştir. YRP’nin Ankara Büyükşehir adayı ise AKP’de uzun yıllar milletvekilliği ve Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulunan aynı zamanda Yeniden Refah’ın Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü görevlerini sürdüren Suat Kılıç olmuştur.

YRP, yerel seçimlerde hedeflediği başarıyla Erdoğan sonrası dönemde elde etmek istediği iktidarının temellerini atmaya çalışırken bu gayeyi geleneksel bir çizgiyle ‘adil düzen’ ve sistem eleştirisi üzerinden inşa etmeye çalışmaktadır. Keza aynı siyasi çizgiyi 1990’lar Türkiye atmosferinde takip eden Millî Görüş Hareketi, RP’nin kentli yoksul ve muhafazakâr seçmen üzerinde oluşturduğu motivasyonu, bu defa YRP ile bilhassa AKP’den kopuş yaşayan ya da yaşamak üzere olan bir alternatif arayışındaki seçmen ve de kararsızlar özelinde oluşturmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla YRP’nin seçmen kazanımı hedefinde, mevcut ekonomik tablodan en çok etkilenen büyükşehir yoksulları yer alırken bu hedef üzerinde parti ve tabanda olduğu kadar AKP seçmeni üzerinde de hatırı sayılır bir etkiye sahip olan adaylar göstermesi, beklenmedik bir sürpriz teşkil etmemektedir.

YRP, yerel seçimler stratejisinde salt oy bölme siyasetinden öte Erdoğan sonrası dönemde elde etmek istediği iktidar hedefi için muhalefetini kurgularken, mevcut muhalefetten farklı olarak herhangi bir ittifak modelinden bağımsız ve muhalefetin giremediği sahalarda kendisine ayrı bir alan açmaya çalışmaktadır. YRP bu münferit siyaset anlayışını “ahlak” ilkesi üzerine inşa ettiğini iddia ederken düzen eleştirisini; geleneksel Millî Görüş Hareketi çerçevesinde muhafazakâr inanç temelleri ve milli manevi değerler kapsamında geliştirmektedir. Dolayısıyla hedef seçmen kitlenin geleneksele olan bağlığını sıklaştırırken gittikçe kötüye doğru giden enflasyonist ekonomik tablo bilançosunu toplumsal yozlaşma ve sosyal çürüme eleştirisiyle birlikte sunmaktadır.

AKP’nin mevcut siyasal düzlemdeki yeni korkusu olma özelliğini taşıyacak potansiyele sahip olan YRP, münferit siyasetindeki potansiyelin varlığını kanıtlamak ve hedef kitlenin ‘’gelecek konsolidasyonu’’ için 2024 yerel seçimlerinde ilk ciddi atağını göstermek zorundadır. Dolayısıyla YRP tarafından yerel seçimlerde ortaya konacak olan iddia, iktidar ve muhalefet adına, Türkiye’nin gelecek siyasetini yakından ilgilendiren bir mahiyet oluşturmaktadır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER