© Yeni Arayış

Yasak merakı arttırır

Yasaklar, insanlar üzerinde ters psikolojik bir etki yaratabilir. Bir şey yasaklandığında, o şeye olan ilgi artabilir. Eğer otorite özellikle haksızca veya açıklanamaz şekillerde aşırı baskıcı bir halde var oluyorsa direnç mekanizması da bir o kadar fazla tetiklenebilir. 

Diyelim ki bir kitap almak istiyorsunuz. Baktığınız kitapların bir tanesinde konu olarak "Bu acı dolu aşk romanı sizi derin duygulara sürükleyecek." yazıyor. Diğer bir kitapta ise "İnsanlarda hissettirdiği yoğun acı duygular sebebiyle elinizdeki bu aşk hikayesinin basımı uzun yıllar boyunca yasaklandı. Şimdi ise yeniden okuyucuyla buluşuyor." yazıyor. Eliniz hangi kitaba giderdi?

Sanıyorum birçok kişiye ikinci kitap daha cazip gelecektir. 

Yasaklananın insan üzerindeki etkilerinden birisi budur. Yasaklar, insanlar üzerinde ters psikolojik bir etki yaratabilir. Bir şey yasaklandığında, o şeye olan ilgi artabilir. 

Bazen yasak karşısında doğal bir boyun eğme tepkisi göstersek de, bazen de ona direnç gösterme davranışımız ortaya çıkar. Eğer otorite özellikle haksızca veya açıklanamaz şekillerde aşırı baskıcı bir halde var oluyorsa direnç mekanizması da bir o kadar fazla tetiklenebilir. 

Kaliforniya sahili boyunca kıyı erozyonunu inceleyen bir fotoğrafçı, bir helikopterden kıyı şeridinin binlerce fotoğrafını çekmiş ve bu görüntüleri çevrimiçi bir veri tabanına yerleştirmişti. Bu görüntülerin içerisinde Barbra Streisand’ın evi de bulunuyordu. Streisand, evinin fotoğrafını paylaştığı için fotoğrafçı Kenneth Adelman ve Pictopia.com’a dava açmış, fakat dava başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Streisand bu davayı açana kadar evinin fotoğrafının da içinde bulunduğu kareyi yalnızca 6 kişi indirmişken, bu olay gündeme geldikten sonra yüz binlerce kişi tarafından indirilmiştir. 

YASAKLANANIN CAZİBESİ

Yasaklananın cazibesi konusu Amerikalı şarkıcı ve aktris Barbra Streisand’la ilgili bir olayla bir kez daha tasdiklenmiştir. 2002’de Kaliforniya sahili boyunca kıyı erozyonunu inceleyen bir fotoğrafçı, bir helikopterden kıyı şeridinin binlerce fotoğrafını çekmiş ve bu görüntüleri çevrimiçi bir veri tabanına yerleştirmişti. Bu görüntülerin içerisinde Barbra Streisand’ın evi de bulunuyordu. Streisand, evinin fotoğrafını paylaştığı ve mahremiyetini ihlal ettiği için fotoğrafçı Kenneth Adelman ve Pictopia.com’a 50 milyon dolarlık dava açmış, fakat dava başarısızlıkla sonuçlanmış ve mahkeme, bu uzaktan hava çekimlerinin Streisand hakkında özel bir şeyi açığa çıkarmadığı sonucuna varmıştır. Ancak işin ilginç tarafı bu davanın sonrasında gerçekleşmiştir. Streisand bu davayı açana kadar evinin fotoğrafının da içinde bulunduğu kareyi yalnızca 6 kişi indirmişken, bu olay gündeme geldikten sonra yüz binlerce kişi tarafından indirilmiştir.

Bir Çin deyimi olan "yù gài mí zhāng", yani "Saklamaya çalışmak onu daha belirgin hale getirir. Bir örtbas sadece işleri daha da kötüleştirir." bu durumu özetler niteliktedir. 

BİR ÇİN DEYİMİ

Streisand etkisi psikolojik tepkisellik kuramının işleyişine bir örnektir; bu kurama göre insanlar onlardan bazı bilgilerin saklandığını öğrendikleri zaman, bu bilgilere erişmek ve yaymak için önemli ölçüde motive olurlar. 

Bir Çin deyimi olan "yù gài mí zhāng", yani "Saklamaya çalışmak onu daha belirgin hale getirir. Bir örtbas sadece işleri daha da kötüleştirir." bu durumu özetler niteliktedir.

Bir şeyin yasaklanması, saklanması, baskılanması, insanlarda kendi kararlarını verme ve özgür iradeye sahip olmakla ilgili duyguları ve arzuları tetikleyebilir. Çünkü yasaklar, insanın bu özerkliğini kaybettiğine dair bir tehdit gibi hissettirebilir ve insanlar kontrol kaybına karşı kontrolü yeniden hissetmek yönünde reaksiyonlar gösterebilirler.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER