Vergide reform zamanı!
EKONOMİVergide reform zamanı!
BAZEN İSTEMESEK DE BAZI ŞEYLERİ YAPARIZ
10 yıl önce yapısal temelleri bozulmaya başlayan devlet bütçesi seçim öncesinde uygulanan popülist politikalarla birlikte sürdürülemez bir seviyede açık vermeye başladı. KKM yükünün Merkez Bankasına devredilerek bütçe dışına çıkartılmasına rağmen 2023 yılında bütçe açığı GSYH oranı yüzde 5,2 açık verdi. Dahası borç sürdürülebilirliği açısından hayati önemi olan faiz dışı bütçe dengesi yüzde 2,7 oranında açık verdi. Bu veriler son 20 yılın en zayıf bütçesine işaret ediyor. 2023 yılını seçim ve deprem diye geçiştirmiş olsak da 2024 yılında da karşımıza farklı bir tablo çıkmadı. Nitekim bu yıl için bütçe açığı GSYH oranı yüzde 6,4 gibi tarihi yüksek bir oran olarak programlanmış bulunuyor. Bu veriler bize çok güvendiğimiz kamu maliyesi alanında alarm zillerinin çaldığını söylüyor. Aslında alarm zilleri o kadar yüksek çalıyor ki hükümet de artık buna kayıtsız kalamıyor. Nitekim geçtiğimiz ay derde deva olmasa da pansuman niteliğinde olan bir “tasarruf ve verimlilik” paketi açıklandı. Ancak bütçe açığının 2,7 trilyon TL olmasının öngörüldüğü koşullarda 150 milyar TL’yi aşmayacağı tahmin edilen bir tedbirler paketi elbette yetersiz kaldı. Bu durumda her ne kadar daha geçen ay Hazine ve Maliye Bakanı 2023 yılında vergi düzenlemesi yaptık, 2024 yılında bir düzenleme yapmayacağız demiş olsa da vergi düzenlemeleri raflardan indi. Zaten başka bir seçenek de yoktu. Vergi ödemenin bir vatandaşlık görevi değil de bir tür haraç vermek gibi değerlendirildiği, kayıt dışılığın her alanda “normal” görüldüğü ülkemizde vergi alanında şimdiye kadar ertelenmiş olan adımların cesaretle atılması gerekiyor.HAZIR BİRİLERİ REFORM DEMİŞKEN …
Yağmurdan önce gök gürültüsü ve şimşek çaktığı gibi vergi düzenlemelerinden önce de gürültüsü geliyor. İlk gürültüler de gayrimenkul vergisi ile başlamıştı. Arkasından yurtdışı çıkış harçlarında yüzde 2000 seviyesinde artış olacağı, moto kuryelerin vergilendirileceği, “hatta” bahşişlerden bile(!) vergi alınacağı yazılıp çizilmeye başlandı. Öte yandan küresel asgari kurumlar vergisi, kamu-özel-işbirliği projelerinin kurumlar vergisinin 5 puan artırılması, varlık fiyatları üzerinden spekülasyon yapanların harcamalar üzerinden takip edilerek vergilendirilmesi, gayrimenkul fonlarına ve ortaklıklarına tanınmış olan istisnaların kaldırılması gibi aslında dolaylı vergilerin payını, dolayısıyla vatandaşın da yükünü, bir nebze azaltabilecek düzenlemeler üzerinde çok durulmuyor. Vergi ödemenin bir vatandaşlık görevi değil de bir tür haraç vermek gibi değerlendirildiği, kayıt dışılığın her alanda “normal” görüldüğü ülkemizde vergi alanında şimdiye kadar ertelenmiş olan adımların cesaretle atılması gerekiyor. Cumhuriyetin ilk döneminde pek çok konu gibi vergi alanında da önemli düzenlemeler yapılmıştı. 1960'lı ve 1970'li yıllar ise vergi alanındaki aksaklıkların tespiti ve iyileştirilmesi için reform hazırlıklarıyla geçmişti. 1980'lerde Katma Değer Vergisi, hayat standardı ve geçici vergi gibi sistemin bütününü etkileyen reformlar yapılmıştı. Bunu takip eden önemli iki adım 2002 yılındaki Özel Tüketim Vergisi ve 2007 yılında yeniden düzenlenen Kurumlar Vergisi oldu. Bundan sonra 2020 yılındaki Dijital Hizmet Vergisi ve 2021 yılındaki Değerli Konut Vergisine kadar vergi konusunda temel bir düzenleme olmadı. 2022 yılında asgari ücretin ve asgari ücrete kadar olan ücretlere gelir vergisi istisnası hayata geçirildi. 2000'li yıllarda yapılan bazı önemli düzenlemeler olsa da, bütün yurttaşların muzdarip olduğu dolaylı vergilerin payının azaltılması, vergi adaletinin sağlanması, değer kazancının vergilendirilmesi, kayıt dışılığın önüne geçilmesi gibi temel alanlara yönelik bir adım atılmadı. Özetle, kapsamlı bir vergi reformuna şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Bu bağlamda henüz bir kanun teklifi olarak görmediğimiz ama gürültülerini giderek daha yakından duyduğumuz vergi düzenlemelerinin kamu maliyesinde disiplini sağlamaya ve toplumun barış ve refahını artıracak şekilde hayata geçirilmesi için talepkar olmamız gerekiyor.İlginizi Çekebilir