© Yeni Arayış

Ünlü sanatçıların toplumsal hareketlerdeki rolü üzerine

Daha önce de defalarca gördüğümüz gibi, oyunculuğu, yetenekleri, sanatçı kişiliği gibi özellikleri nedeniyle ünlü olmuş ve sevilen figürler politik alanda çoğu zaman başarılı olamamış, aday olduları seçimlerde beklenildiği kadar oy almamışlardır.

Bilindiği gibi herhangi bir toplumsal olay, hareket veya dünyaya ilişkin herhangi bir bilgi veya haberin yayılması ancak kitle iletişim araçlarıyla mümkün olmaktadır. Bu yazı kapsamında, kalabalık insan topluluklarına hitap eden içerikler yayması nedeniyle ve kimi zaman geleneksel medya içeriklerini de yayma işlevi gören sosyal medyayı da kitle iletişim araçları tabiri dahlinde kullandığımı hatırlatmak isterim. Bunun nedeni günümüzde, medya türleri arasında içeriksel bakımdan sınırların hayli bulanıklaşmaya başlamasıdır.  Özel jargon ve uzmanlık gerektiren bilimsel gözlem ve deneylere dair bilgiler ise kitlesel olarak değil, konuyla ilgilenen özel gruplara hitap eden yayın organlarınca yayılır. Bu özel konular haricinde tüm diğer konular ve aktörleri kitlesel iletişim alanının bir unsuru haline gelmiştir.

Son günlerde süren bir tartışma nedeniyle bu konu üzerinde yazmayı gerekli buldum, her ne kadar bu yazının sınırlılığında ele alınamayacak kadar çok boyutlu olsa da…Son yıllarda öncelikle Arap ülkelerinde, sonrasında 2013’te ülkemizde gördüğümüz, adeta söylemin; yalnızca dil, sloganlar ve sözcükler olarak değil, muhalif seslerin dile geldiği yürüyüş ve toplantıları da içeren politik bir mücadele alanına dönüştüğü bir dönem yaşandı. Sosyal medyanın politik hareketlerde güç olabileceği gerçeğiyle o zaman karşılaştık. Oysa o zamana kadar sadece bireysel eleştiri ve taleplerin dile geldiği bir mecraydı ve toplu eylemlere yol açabileceği pek bilinmiyordu. Sosyal medya kullanan politik gündemi takip eden her kullanıcı, protesto içeriklerine etkileşim verdi ve reel hayata ve meydanlara taşan ptoesto gösterilerine şahit olduk.

Maddi yaşam koşulları, politik haklar, kimlik sorunları gibi politik konular ile sanatsal veya eğlence faaliyetleri gibi konularda aktif olanlar, her şey gibi politik olsalar da reel politikada mobilize edici olamamaktadırlar.

Son zamanlarda oyunculuk, dizi sektöründe tekelleşme ile ilgili haberler yayılmaya başlandı ve konu şu ara rekabet kurumunun da gündeminde. Sektördeki tekelleşmeyle ilgili tartışmalar sürerken, 2013’te büyük şehirler başta olmak üzere tüm yurda yayılan ve lider veya yetkili kurum olmaksızın, sosyal medya üzerinden mobilize olan büyük grupların protestolarının aslında dizi sektöründe egemenlik kuran ajans sahiplerince, ünlü oyuncuları organize etmek suretiyle yönlendirildiği iddia edildi. Böyle bir bakış açısı her hangi bir sosyolojik olayı ve halk hareketini analiz etmek için yeterli değildir. Sosyal psikolojinin bulgularından hareketle insanların kendilerine benzer özellikler gösteren küçük grupların tutum ve fikirlerinden etkilendiği bir gerçektir. Lakin toplumun birer üyesi olan, ekonomik, kültürel ve sosyal özellikleri bakımından küçük gruplar içinde tanımlanan bireylerin politik talepleri, protestolarına neden olan ekonomik veya sosyal haklarının ihlali, hareket için destekleyici yorumlar yapan ve bizzat harekete katılan sanatçı ve ünlülere bağlı olarak değişmez. Ünlülerin, sevilen simaların desteği bireyleri elbette ki olumlu etkileyecektir. Fakat unutulmamalıdır ki hangi mecrada mobilize olmuşsa olsun, protestoların veya eleştiri içeren içeriklerin dolaşıma çıkması, sanatçılar nedeniyle değil, ülkemiz siyasi gündeminde yaşananlarla başlamıştır.

Buradan hareketle, her hangi bir ürünün tüketimini sağlamak, belli bir hayat tarzının özendirilmesi gibi konularda, ünlü ve büyük gruplarca görünürlüğü fazla olduğu için görece sempatik ve dürüst veya çekici olarak algılanan figürlerin etkili olması beklenir. Ancak daha önce de defalarca gördüğümüz gibi, oyunculuğu, yetenekleri, sanatçı kişiliği gibi özellikleri nedeniyle ünlü olmuş ve sevilen figürler politik alanda çoğu zaman başarılı olamamış, aday olduları seçimlerde beklenildiği kadar oy almamışlardır. Bu da demek oluyor ki, maddi yaşam koşulları, politik haklar, kimlik sorunları gibi politik konular ile sanatsal veya eğlence faaliyetleri gibi konularda aktif olanlar, her şey gibi politik olsalar da reel politikada mobilize edici olamamaktadırlar.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER