Türkiye’ye bayram gelir mi?

KÖŞE YAZILARI Faili meçhul cinayetlerin aldığı insanların evlerinde acaba bayram nasıl yaşanıyordur, hiç merak ettiniz mi? Mesela Tahir Elçi’nin evinde bayram nasıl geçiyordur? Müslüman olmasalar bile, Müslümanların bayramının sıcaklığının tam da içinden geçtiğine inandığım Hrant Dink’in evinde, bayramlar eski sıcaklığında kutlanmış mıdır dersiniz? Bir bayram yazısı yazmak için oturduğum bu dakikalarda ister istemez hangi evlere bayramın geldiğini, hangi evlere de bir türlü, senelerdir gelemediğini düşünüyorum. Türkiye’de gerçekten de pek çok evde, senelerdir bayram doğru düzgün yaşanamıyor. Çocukluğumuzun o özlenen heyecanı, artık hiçbir bayram hissedilemese ve yaşam sevincimiz büyük çapta çalınsa da kendimiz için değil, en çok o bayramın hiç uğramadığı evlerde yaşayan çocuklar için üzülmemiz gerekiyor. Faili meçhul cinayetlerin aldığı insanların evlerinde acaba bayram nasıl yaşanıyordur, hiç merak ettiniz mi? Mesela Tahir Elçi’nin evinde bayram nasıl geçiyordur? Müslüman olmasalar bile, Müslümanların bayramının sıcaklığının tam da içinden geçtiğine inandığım Hrant Dink’in evinde, bayramlar eski sıcaklığında kutlanmış mıdır dersiniz? Devletimizin ali menfaatleri uğruna 3800 köy yakılmış, 12 binden fazla insan faili meçhul cinayete kurban gitmiş, hiçbirinin hesabı tam sorulamamışken, o yakılan köy evlerinde ıssızlık kol gezerken, göç edilen büyük şehirdeki evlerde nasıl bir bayram kutlaması oluyor senelerdir? Köydeki evi yakılan, kocası, evladı öldürülen anne, bayramı hangi sıcaklıkla karşılayabiliyor acaba? Kahramanmaraş ve Çorum olaylarında evleri yağmalanan, kapıları kırılarak zorla içeri girilen, öldürülen insanların, tecavüz edilen kadınların evlerinde bayram bir daha nasıl kutlanmış olabilir? Peki, KHK ile işinden gücünden edilen 200 bine yakın insanın, saçma sapan delillerle günlerce, aylarca tutuklu kalan, olmadık sebeplerle mahkûm edilen, senelerini cezaevlerinde geçiren binlerin evlerindeki bayram mutlu mesut mu geçiyordur hakikaten?

KHK MAĞDURLARININ EVLERİNDEKİ BAYRAM MUTLU MU GEÇİYORDUR?

Peki, KHK ile işinden gücünden edilen 200 bine yakın insanın, saçma sapan delillerle günlerce, aylarca tutuklu kalan, olmadık sebeplerle mahkûm edilen, senelerini cezaevlerinde geçiren binlerin evlerindeki bayram mutlu mesut mu geçiyordur hakikaten? O KHK’lılar ki, aslında açlığa mahkûm edildiler ve çocuklarına süt alacak parayı bulamadılar, iktidar belediyesinin kontrolü altındaki pazar yelerinde limon satmalarına dahi izin verilmedi… Pazarda limon satan hakimlerin, inşaatta kum çeken doçentlerin yaşadığı ülke burası. O evlerde bayram nasıl kutlanıyordur acaba? Mesela H indeksi, ki akademide önemli bir değer kabul edilir, ihraç edildiği üniversitenin rektörünün iki katı olan, ihraçtan sonra parasızlıktan aslında hiç bilmediği yükleme işinde çalışırken vincin altında kalarak yaşamını yitiren KHK’lı Doç.Dr.Mustafa Çamaş’ın evinde bayram nasıl geçmektedir? Mustafa hocanın çocukları, ailesi bayramı nasıl kutluyorlardır? Türkiye işte böyle bir ülke… Peki, Türkiye’ye tekrar bayramın gelebilmesi için ne olması lazım? Neler yapılırsa, neler yapılmazsa pek çok eve tekrar bayram gelebilir? Kimler kalırsa, kimler giderse yaşam sevincimiz geri dönebilir? Türkiye bir gün tekrar hukuka geri dönerse, evrensel hukuk kuralları bu topraklarda yeniden egemen olursa o saydığım evlere, tam olamasa bile bir nebze bayram gelmez mi?

EVRENSEL HUKUK EGEMEN OLURSA O EVLERE BAYRAM GELMEZ Mİ?

İki hafta evvelki yerel seçim sonuçlarından sonra, sorunun yanıtı biraz belirmiş olsa gerek. Türkiye bir gün tekrar hukuka geri dönerse, evrensel hukuk kuralları bu topraklarda yeniden egemen olursa, keyfi değil kurala bağlı şekilde, liyakati olan hakimler tarafından yapılan adil, tarafsız, bağımsız ve etkili yargılamalarla tekrar adalet dağıtılmaya başlanırsa, o saydığım evlere, tam olamasa bile bir nebze bayram gelmez mi? Çalmadan çırpmadan, olmadık ihale yolsuzluklarından vazgeçerek, hukuka takla attırmadan yapılan devlet eylem ve işlemleriyle, çocuklarımızın güven içinde yaşayabilecekleri bir ülke yaratarak bayram sevincini hakkıyla yaşamanın hala mümkün olabileceğine bütün samimiyetimle inanıyorum. Bu bayram, bayram keyfinize limon sıkmak istemem ama, bayramın bir türlü uğrayamadığı evleri de bir düşünün isterim. Bu duyguyla, hala yapabiliyorken çocuklarınıza, kardeşlerinize, annenize, babanıza, bunları yapamayan ve yapamayacak olanlar için de bir daha sarılın isterim. Bizim evimize bayram gelebilmişken, bayramın uğrayamadığı evlerdeki çocuklar için de bu bayramı kutlayalım isterim. Tıpkı çocukluğumuzun o heyecanlı, mutlu bayramları gibi… Bayramınız kutlu olsun!