© Yeni Arayış

Türkiye’nin geleceği CHP’deki değişime bağlı

Tüzük Kurultayında yapılan değişikliğin anlam bulması da ancak değişim, birlik, beraber çalışma ve sosyal demokrasi ile Türkiye partisi olmayı birleştirmede başarılı olmakla mümkün olabilir. Yönetilemeyen Türkiye tablosunu, adil, demokratik, gelir ve refah dağılımı ve hukuk alanında adaletli bir temelde Yönetilen Türkiye tablosuna çevirmek de CHP’nin başarısı tarafından belirlenecektir.

Türkiye, son beş yılda giderek artan bir şekilde "Yönetilemeyen Türkiye" görüntüsü veriyor. 

Hiçbir sorunun çözülmediği, günlük yaşamda şiddetin arttığı, kara para aklamalardan mafyalaşma ve mafya savaşlarına kadar uzanan bir alanda her gün bir olayın olduğu, fahiş fiyatlardan ekonomik sorunlara hayatın çok zorlaştığı, küçük azınlığın zenginliğine zenginlik kattığı, buna karşı fakirleşen halkın artık orta sınıfları da içine aldığı, hayvanlardan, canlılara, ormanlara ve doğaya yaşamın yok edilme girişimlerini izlediğimiz bir ülke konumuna geldi. 

Bu sorunları 2018’den bugüne yaşıyoruz. 

Bu tablo ile girdiğimiz 2023 seçimlerini muhalefetin büyük hataları sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı kazanmıştı.

Seçimlerde ilginç ve önemli gelişmelerden biri AK Parti’nin oy oranlarındaki düşüştü.

AK Parti, muhalefetten daha çok kendi nefsine, kibir, riya, öfke, mal varlığı ve zenginlik şehveti sorunlarına yenilmişti.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde çözmesi gereken bir AK Parti sorunu da vardı: AK Parti’nin oy kaybı nasıl geri döndürülebilirdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne AK Parti’nin erimesine ve toplumdan kopmasına engel olabildi, ne de fahiş fiyatlardan günlük yaşam şiddetini oluşturan olayları çözebildi.Kazanılan 2023 seçimlerinde bugüne yönetilemeyen Türkiye tablosu giderek arttıran sorunları görüntüledi.

İKTİDARIN GÜÇ VE DESTEK KAYBI

2023’den bugüne, AK Parti’nin nefsine yenilmesi her gün artarken, oy kaybı devam etti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne AK Parti’nin erimesine ve toplumdan kopmasına engel olabildi, ne de fahiş fiyatlardan günlük yaşam şiddetini oluşturan olayları çözebildi.

Kazanılan 2023 seçimlerinde bugüne yönetilemeyen Türkiye tablosu giderek arttıran sorunları görüntüledi.

22 yıllık iktidarında artık karşımızda sadece yönetilemeyen Türkiye tablosu yok, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tüm yürütme gücünü toplamasına rağmen yönetemediği bir Türkiye tablosu var.

Bugünkü Türkiye’de, bir taraftan, Amin Maalouf’un çarpıcı saptamasının ortaya çıktığını görüyoruz: “Mahallede en çok saygı gören lüks arabalı kaçakçı. Gençler ona özeniyor. Bir toplumda kaçakçı öğretmenden çok saygı görüyorsa o toplum hastadır. Ağustos böceği ve karınca yer değiştirdi.” (Kürşat Oğuz’dan alıntıladım)

Diğer taraftan da, Türkiye’nin hızla George Orwell’in 1984’deki çarpıcı cümlesine doğru gittiğini gördük: “Aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü yasa diye bir şey yoktu”.

Türkiye’nin geleceğini artık Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde ve AK Parti’de görmek zorlaşıyor, bu görüşte olanların sayısı giderek azalıyor. 

Tüm yapılanın muhalefet partilerinin üzerinde oynayarak başta CHP olmak üzere muhalefeti zayıflatma, bölmek ve halk içinde olumsuz algı oluşturmak üzerine olduğunu görüyoruz. 

Hükümete yakın medya CHP ve muhalefet üzerine iktidardan daha fazla yazıyor, konuşuyor.

İktidarın merkezde güçlü ama ülkeyi yönetemediği, buna karşın muhalefetin büyük kentleri kazandığı ve 2019’daki yerel yönetimler seçimlerindeki başarısını oylarını yükselterek tekrarladığı ve CHP’nin AK Parti’yi geçerek birinci parti olduğu bir görüntü Türkiye tablosunda yer aldı. 

CHP VE DEĞİŞİM

Bunun nedeni, 2024 yerel seçimlerinde başta CHP olmak üzere, Yeni Refah ve DEM partilerinin başarısı, İYİ Parti’nin büyük oy kaybı ve AK Partinin büyük şehirleri ve kentli eğitimli orta sınıfları ve Adıyaman gibi kentleri kaybetmesi oldu. 

Türkiye’nin büyük kentlerinde, CHP adayları seçimleri kazandı. 

İktidarın merkezde güçlü ama ülkeyi yönetemediği, buna karşın muhalefetin büyük kentleri kazandığı ve 2019’daki yerel yönetimler seçimlerindeki başarısını oylarını yükselterek tekrarladığı ve CHP’nin AK Parti’yi geçerek birinci parti olduğu bir görüntü Türkiye tablosunda yer aldı. 

Daha da önemlisi, CHP’nin oy oranındaki yükselişte, CHP seçmeni dışındaki farklı görüşlerden gelen seçmenin ve özellikle gençlerin ve ilk kez oy verenlerin rolü çok önemli bir veri olarak ortaya çıktı. 

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ikinci lideri Devlet Bahçeli ve AK Parti’nin tüm dikkatini ve odaklanmasını muhalefet ve özellikle yerel yönetimler üzerine yönlendirdiğini gördük. 

İktidar Türkiyenin sorunlarını çözmekten daha çok muhalefeti bölme ve yıpratma çabasına girdi.

Bunda da belli ölçüde başarılı oldu. 

Bugün karşımızdaki Türkiye tablosunda Türkiye’yi yönetemeyen bir İktidar ile Türkiye’yi yönetme iddiasından uzak bir muhalefet ve CHP var.

Türkiye, içerde ve dışarda taşıdığı tüm potansiyele rağmen, hatta 180 derece zıttında, yönetemeyen ve yönetme şansı giderek azalan İktidar ile yönetme iddiasından uzak, kendi iç iktidar oyunlarını yaşayan muhalefet ve CHP arasına sıkışmış durumda. 

Tam da bu nedenle, CHP’deki değişim sadece CHP için değil, Türkiye ve geleceği için kilit önemde bir noktaya geldi.

Türkiye’nin geleceği büyük ölçüde CHP’deki değişimin nereye doğru evrileceğine bağlı olacak.

CHP, kendi parti içi iktidar mücadelelerini yaşayarak İktidarın oyununa ve hamlelerine kırılgan ve açık bir konumda mı, yoksa kendi iç yönetim anlayışını netleştirmiş, yönetim olan liderleri arasında birliği ve beraber hareket etmeyi başarmış ve topluma bu algıyı ve Türkiye’yi yönetebilirim iddiasını inandırıcı bir şekilde veren bir konumda mı olacak?

Bu soruya yanıtın CHP ve Türkiye’nin geleceğinin belirleyeceğini düşünüyorum. 

Sembolik olarak Sivas Kongresi’nin 105.inci yıldönümü nedeniyle Sivas’da açılışını yapan, Ankara’da tamamlanan ve 28 maddelik tüzük değişikliğinin oy çokluğuyla kabul edildiği CHP Kurultayı, değişim ve ülke yönetimi iddiasının başlaması için yeterli değil ama gerekli bir gelişme oldu. 

Asıl önemli olan: CHP’nin, ülke yönetim iddiasını gerekliden yeterli koşula çevirecek bir anlayışla ve özellikle liderlik seviyesinde, birlik, beraberlik ve değişim görüntüsünü topluma vermesi ve sayıları artan seçmeni halk/millet için yönetim ile Türkiye partisi olmayı birleştiren bir parti olduğuna ikna etmesidir.

Başta genç ve ilk oy veren seçmenler olmak üzere yönetimden uzaklaşan seçmen CHP’ye yönelişini ancak bu görüntüyü veren bir CHP için sürdürebilir. 

Tüzük Kurultayında yapılan değişikliğin anlam bulması da ancak değişim, birlik, beraber çalışma ve sosyal demokrasi ile Türkiye partisi olmayı birleştirmede başarılı olmakla mümkün olabilir.

Yönetilemeyen Türkiye tablosunu, adil, demokratik, gelir ve refah dağılımı ve hukuk alanında adaletli bir temelde Yönetilen Türkiye tablosuna çevirmek de CHP’nin başarısı tarafından belirlenecektir.

2026 ya da 2025 güzünde erken seçim çağrısının güçlenmesi de CHP’deki değişim ve birliğe bağlıdır. 

Türkiye’nin geleceğinin iktidardan daha çok muhalefet ve CHP’nin değişimi ve tercihlerine bağlı olduğu bir döneme girdiğini unutmayalım.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER