© Yeni Arayış

Türkiye siyasetinin merkezinde CHP

Türkiye siyasetinin merkezinde CHP

AKP bu saatten sonra merkez siyasetin güçlü oyunculuğuna geri dönemez, dönebilirse gerçekten şaşırırım. Merkez sağdaki boşluğu dolduracak en büyük aday 2019 yılındaki İYİ Partiydi. Bugün İYİP, bu şansın çok ama, çok uzağında. Kader CHP’ye merkezin en büyük partisi olma, yani iktidar olma şansını getirdi. Akıllı, koordineli, dürüst ve halktan yana olursa GSMH’nın %80’ini elinde tutan belediyeleri ile bunu başarabilir. 2024 yerel seçimleri herkesi şaşkınlığa uğrattı. Seçimden iki ay önce hemen herkes CHP’nin  ve muhalefet partilerinin seçimden hezimet ile çıkacağını söylüyordu. Seçimden önceki onbeş günde CHP’nin kendi oyunu koruyacağı hatta biraz artıracağı söylenir oldu. Son bir hafta da ise birden CHP’nin seçimden başarılı çıkacağı söylenmeye, anketlerde dile getirilmeye başladı. Bir Nisan sabahına ise seçim öncesi son günlerde CHP’li yetkililerin ve bazı anketlerin dile getirdiği CHP’nin başarılı olacağı söyleminden bile çok daha farklı bir tabloya uyandık. AKP’nin kaleleri yıkılmış, CHP, otuz, otuzbeş yıldır kazanamadığı belediyeleri kazanmış, hatta tarihinde bazı belediyeleri ilk kez kazanmıştı. MHP ağır bir yenilgiye uğramış, Yeniden Refah partisi başarı elde ederken DEM hariç diğer muhalefet partileri neredeyse yok olmuştu. Haziran 2023 tarihinden beri “ittifak olmalı, olacak, olmayacak” gündemi ile seçmenin tüm nevri dönmüştü. CHP seçmeni başta çoğu seçmen yerel seçimlerde sandığa gitmeyeceğini avazı çıktığı kadar haykırıyordu. Ekonomi ve Türkiye’nin finansal durumu 2023 seçimleri öncesinden daha kötü değildi. Seçmen birden nasıl oldu da, sandığa gitmeye karar verdi?  Seçmen resmen, “Tükürürüm sizin ittifakınıza, ben sandıkta kendim ittifak yapıyorum” dedi.  

SEÇMEN, ‘BEN SANDIKTA KENDİM İTTİFAK YAPIYORUM’ DEDİ

Haziran 2023 tarihinden beri “ittifak olmalı, olacak, olmayacak” gündemi ile seçmenin tüm nevri dönmüştü. CHP seçmeni başta çoğu seçmen yerel seçimlerde sandığa gitmeyeceğini avazı çıktığı kadar haykırıyordu. Ekonomi ve Türkiye’nin finansal durumu 2023 seçimleri öncesinden daha kötü değildi. Seçmen birden nasıl oldu da, sandığa gitmeye karar verdi?  Seçmen resmen, “Tükürürüm sizin ittifakınıza, ben sandıkta kendim ittifak yapıyorum” dedi. Kişi başı milli gelir 2023 seçimleriyle aynı seviyedeydi. MB kasası aynı 2023 seçimleri öncesi gibi tam takırdı. Emekliler, 2023 seçim öncesine göre daha iyi durumdaydı. 2023 seçim öncesi, 2023 yılı Ocak- Haziran dönemi için maaş zammı olarak %30 almışlardı.  Yerel seçimlere kadar ise Temmuz 2023 ayında %25 ve Ocak 2024 yılında %50, bileşikte %87 zam aldılar buna rağmen isyan ettiler. 2023 yılında 15,000 lira bayram ikramiyesini dikkate almayan emekli, 2024 yılında 3,000 lira bayram ikramiyesine bayrak açtı. Döviz artmıştı, faizler artmıştı. Parası olanda gelirini deli arttırmıştı. Fenerbahçeliler son on yıldır haksız rekabete uğradığını iddia ediyor, her seçime “Formamızı giyip sandığa gideceğiz. Kime oy verdiğimizi kimse bilmeyecek ama kime oy vermediğimizi herkes görecek” diye gidiyordu. Gazze katliamı, Ekim 2023 ayında başlamıştı. Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez mecliste, “Gazze’de Müslümanlar ölüyor; Türkiye, İsrail ile ihracat rekorları kırıyor” diye bağırırken rahmetli oldu. Kimse oralı olmadı, İsrail’e karşı yapılan tüm protestolar, Starbucks basmak ya da kahve, kola dökmekten ibaretti. AKP belediye başkan adayları hep aynı seviyedeydi. Binali ile Kurum, Özhaseki ile Altınok, Zeybekçi ile Dağ arasında ne fark vardı Allah aşkına? Hepimiz biliyoruz ki özellikle büyük şehirlerde yıllardır AKP nin adaylarının hiç bir önemi yok. Seçmen Erdoğan’a oy veriyor ya da vermiyor. Bu yüzden de Erdoğan, kalitesine değil kendine biat edişine bakarak aday çıkarıyor. Türkiye’de sağ seçmen bir Alevi’ye oy vermez deniyordu, Menzil tarikatının ana yurdu Adıyaman’da bir Alevi, belediye başkanı oldu. “Boş tencere, her iktidarı yıkar” diyorlardı 2018 yılından beri. İktidar 2018 seçimini kazanmış, 2019 yılında sıkı bir uyarı almış, 2023 yılında yine başarılı olmuştu. Tencere son on ayda birden mi boşaldı? Bence her şey aslında 2014 yerel seçimleri ile başladı. Kılıçdaroğlu, Ankara adayı olarak Mansur Yavaş’ı seçti. CHP karıştı. Bir faşistin CHP’de yeri yoktu. Şimdi CHP güzellemesi yapan pek çok gazeteci, küçümseyici sözler ediyordu. 2014 yılında Kılıçdaroğlu, yine bir sürpriz yapıp Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü belediye başkan adayı yapıyordu.

HER ŞEY, 2014 YEREL SEÇİMLERİYLE BAŞLADI

Peki bu başarı nasıl geldi?  Bence herşey aslında 2014 yerel seçimleri ile başladı. Kılıçdaroğlu, Ankara adayı olarak Mansur Yavaş’ı seçti. CHP karıştı. Bir faşistin CHP’de yeri yoktu. Şimdi CHP güzellemesi yapan pek çok gazeteci, “Şu CHP bir garip, Ankara için Mansur Yavaş’ı aday yapmaya çalışıyorlar” gibi küçümseyici sözler ediyordu. 2014 yılında Kılıçdaroğlu, yine bir süpriz yapıp Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü belediye başkan adayı yapıyordu. 2019 yılına gelindiğinde CHP içindeki tüm karşı çıkmalara rağmen bir önceki seçimde kaybeden Yavaş’ı Ankara ve Beylikdüzü belediye başkanı İmamoğlu’nu İstanbul adayı yaptı. Pek çok belediyede tartışılan adaylar çıkardı. Hatay’da Akp den Lütfi Savaş’ı çekip aldı, Hatay adayı yaptı. Kılıçdaroğlu, İYİP ile sıcak ilişkiler kurdu. Yeni kurulan İYİP, arkasına mevcut partilerden bıkmış seçmen kitlesini almış hızla büyüyordu. İyip ile seçim ittifakı yaptı. Akşener, Erdoğan’ın adamıdır bilemem ama, 2019 seçimlerinde CHP başarısına ortak oldu. 2024 yılında da ittifak yapmayarak tüm zaferi CHP ye vermiş oldu. Erdoğan’ın adamı ise, aldığı taktikler CHP ye daha çok yaramış gözüküyor. Yavaş ve İYİP kozları milliyetçi seçmende “CHP ye oy verme” refleksini geliştirdi. Erdoğan, Bahçeli ortaklığı ile yok sayılan demokrat milliyetçi seçmen, İYİP dışında kendine yeni bir parti buldu. Ardından Altılı Masa kuruldu. Bu masaya sanırım en çok inanan ve ilkeli davranan Karamollaoğlu’ydu. Muhalefet açısından 2023 seçimlerinde bu masanın negatif etkisi oldu. CHP li ve İYİP li seçmen altılı masadan kaçtı. Diğer dört parti seçmeninin olmadığını 2024 seçimlerinde gördük. Yine de bu dört parti içindeki seçmenin bir kısmı CHP’ye oy verdi. Milliyetçilerden sonra muhafazakarlar da artık CHP logosuna “evet” mührü basabildiğini gördü. CHP helalleşiyordu. Samimi Müslümanlar ve demokrat milliyetçiler için artık alternatifdi. 2023 seçim sonuçları Kılıçdaroğlu’nun tüm kredisini bitirdi. Seçimi kazanacağım diye gizli kapılar arkasında yaptığı anlaşmalar yüz kızartıcıydı. Seçim sonrası çekilmesi gerekiyordu. Israrla devam etti. CHP kurultayı beni şaşırtarak Kılıçdaroğlu’nu saf dışı bıraktı. Özel, Yavaş, İmamoğlu gücünü yaratan Kılıçdaroğlu, kendi yarattığı güce yenildi. Keşke seçim sonrası bıraksaydı. Büyükerşen gibi alkışlarla uğurlansaydı. Tasavvufçu görüntüsünün altında korkunç bir hırs barındırıyormuş. Seçmen son yetmiş yıldır Türkiye’de yaşanan tüm kötülüklerin sebebinin CHP olmadığını anladı. Genç nesil AKP ile gözünü açmıştı. Son beş yılda yaşanan tüm olumsuzluklarda AKP ve Erdoğan vardı. Erdoğan boşuna “Gençler bilmez eski dönemleri, gençlere anlatın” deyip durmuyordu. Gençler anlatılanlara değil yaşadıklarına göre oy verdiler.

GENÇLER, ANLATILANLARA DEĞİL YAŞADIKLARINA GÖRE OY VERDİLER

2024 Yerel seçimleri; Yeniden Refah Partisi, AKP’den ayrılınca insanlar bir anda İsrail’e yaptığımız ihracatın farkına vardı. Emekli, sabit ücretli zaten fakirleşiyordu, fakirleşmesinin devam edeceği düşüncesi ağır bastı. Fenerbahçeliler, Trabzonspor maçı sonrası sandığa giderken yine formasını giydi ve bu sefer hakikaten yıllardır söyleyip yapmadığını yaptı. Seçmen son yetmiş yıldır Türkiye’de yaşanan tüm kötülüklerin sebebinin CHP olmadığını anladı. Genç nesil AKP ile gözünü açmıştı. Son beş yılda yaşanan tüm olumsuzluklarda AKP ve Erdoğan vardı. Erdoğan boşuna “Gençler bilmez eski dönemleri, gençlere anlatın” deyip durmuyordu. Gençler anlatılanlara değil yaşadıklarına göre oy verdiler. AKP’nin bir tepsi simiti 100 liraya almak isteyen belediye başkan adayı, AKP’nin halktan ne kadar çok uzaklaştığının; İmamoğlu’na “Sen ancak köfteci olursun” diyen aday ise AKP’nin vatandaşa ne kadar üstten baktığının en net kanıtıydı. CHP kurultay yaptı. Ardından yeni yönetim belediye başkan adaylarını açıkladı. Yine CHP liler ayaklandı. “Nereden çıktı bu adaylar. Genç, tecrübesiz. Kim tanıyor bunları, kim oy verir?” Yıllardır “hep aynı adamlar, hep aynı dinazorlar” diyenler söylüyordu bunları. O adaylar dağları yerinden oynattı. Halktan kopan, kendini halkın üstünde gören Ak Partiden ciddi kopmalar oldu. Seçmen sandığa gitmedi. En düşük katılımlı yerel seçim oldu. Chp dahil her partiden sandığa gitmeyen seçmen oldu ama, sandığa gitmeyenlerin çoğunluğunu AKP oluşturdu. Bu seçimde “Katılım çok olursa AKP kaybeder” tezi de çürüdü. Seçime katılım az oldu ama tokadı yiyen AKP oldu. Gelecek Seçim;  Artık Türkiye gerçekten ciddi bir  yol ayrımında. CHP li belediyeler el ele verip birbirlerine destek olarak bir önceki beş yıldan daha iyi iş çıkarmak zorundalar. GSMH nın %80 ini yaratan belediyeler artık CHP de. Erdoğan’ın CHP li belediyeleri topal ördek bırakma çabalarına, Corana salgınına rağmen başta Ankara ve İstanbul olmak üzere hemen tüm belediyeleri başarılı işlere imza attı. Artık sorumlulukları daha ağır. “AKP seçmeni sandığa gitmedi ve Yeniden Refah Partisi AKP’den oy aldığı için CHP başarısı geldi” diyenler haklı olabilir ama, belki de seçmen AKP’ye kesinlikle oy vermeyecekti ama CHP ye de oy vermeye eli varmadığı için sandığa gitmedi. Önümüzdeki yıllarda CHP li belediyelerin katlanarak artacak başarıları, uzun yıllar sürecek CHP iktidarını yaratabilir. Yeter ki hırslarının kurbanı olmasınlar. Türkiye’yi yetmiş yıldır sağ iktidarlar yönetiyor, pek çok usulsuzlükler yaşandı. Ama Türkiye sadece Güneş Oteli ve İSKİ skandalını biliyor ve konuşuyor. Bir de bunlara Kılıçdaroğlu’nun “Ben cumhurbaşkanı seçileyim. Bu yolda herşey mubahtır” anlayışı ile yaptığı çirkinlikler eklendi.  Bundan sonra tek bir koz verilmemeli. Türkiye’yi 1950 yılından beri merkezi siyasi partiler yönetiyor. Sürekli merkez sağ ve sol partiler siyasetin baş rollerinde. DP–CHP,  AP- CHP,  ANAP- SHP,  DYP–SHP,  AKP–CHP. Merkezin sağı hep başrolü kaparken sol hep “en iyi yardımcı” ödülünü aldı. Bir kaç yılı saymazsanız aslında Türkiye’yi milliyetçi ve muhafazakar partileri arkasına alan merkez sağ partiler yönetiyor. 2018 yılından sonra merkezin sağı boşalmaya başladı. AKP daha sağa, daha doğrusu kendi doğduğu mahalleye kaydı. Ama icraatları ile o mahalleyi bile rahatsız etti. Kula, Uşak, Afyon, Adıyaman, Fatih belediyeleri bunun en güzel örnekleri. AKP bu saatten sonra merkez siyasetin güçlü oyunculuğuna geri dönemez, dönebilirse gerçekten şaşırırım. Merkez sağdaki boşluğu dolduracak en büyük aday 2019 yılındaki İYİ Partiydi. Bugün İYİP, bu şansın çok ama, çok uzağında. Kader CHP’ye merkezin en büyük partisi olma, yani iktidar olma şansını getirdi. Umarım CHP bunu tepmez. Akıllı, koordineli, dürüst ve halktan yana olursa GSMH’nın %80’ini elinde tutan belediyeleri ile bunu başarabilir. Demokrat milliyetçi ve muhafazakarlardan 2024 seçimlerinde aldıkları oy, sadece tepki oyu ile açıklanmaz. Ciddi bir başarı söz konusu. Çok büyük hatalar olmadığı müddetçe bu oylar kalıcıdır bence.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER