Türkiye için yeni bir başlangıç: Ekrem İmamoğlu

Onun başarısının en önemli sırrı Türkiye’nin her köşesinde yaşayan vatandaşların bile İmamoğlu’nda kendinden bir şeyler bulabilir olmasında saklı... Cumhurbaşkanlığı makamı, halkın anlayabilen, halkın sorunlarına çözüm bulabilen bir liderlik anlayışı gerektirir. İmamoğlu, bu bakımdan halkın içinden çıkan ideal bir aday olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye, son yıllarda derin siyasi, ekonomik ve toplumsal krizlerin gölgesinde yaşıyor. Bıçağın kemiğe dayandığı ve halkın artan değişim talebi, siyasette yeni bir liderlik modeline olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artıyor. Tam da bu noktada, Ekrem İmamoğlu ismi yalnız İstanbul için değil artık Türkiye için de bir umuda dönüşmüş durumda. Peki, Ekrem İmamoğlu ne yapmalı, Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamalı mı yoksa CHP’nin genel başkan adayı olduğunu mu açıklamalı?

Hatırlayalım, bundan tam 6 sene evvel Ekrem İmamoğlu, 2019 İstanbul seçimlerinde sadece İstanbul’da bir zafer kazanmadı. İmamoğlu kazandığı zaferle Türkiye’nin ihtiyacı olan çok renkli ve çok sesli toplumsal yapısını temsil eden bir siyasi modele dönüştü. Birbirinden farklı siyasi görüş, inanç ve etnik kökenlerden milyonlarca insanı bir araya getirmeyi başardı. Giderek artan ve çekilmez olan toplumsal kutuplaşmaya karşı birleştirici bir duruş tavır ortaya koydu. Bu birleştirici tavır, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu toplumsal barışı sağlama konusunda topluma umut verdi. İşte tam da bu noktada Cumhurbaşkanlığı koltuğu, yalnızca partiyi veya belirli bir kesimi değil, tüm toplumu kucaklayan bir anlayış gerektiriyor. İmamoğlu’nda bu vasıflar fazlası ile var.

2019 yılında İBB Başkanı olarak milyonların desteği ile seçilen İmamoğlu, ortaya koyduğu icraatları ile pratik ve çözüm odaklı bir lider olduğunu tüm herkese kanıtladı. Ulaşımdansosyal yardımlara, çevre ve kültür politikalarından kadın ve çocuklara kadar birçok alanda gerçekleştirdiği projeler, onun ne kadar geniş bir vizyona sahip olduğunu gösterdi. Ekonomik krizin yakamızı bırakmadığı ülkemizde, insanlar liyakatli ve toplumun ihtiyaçlarını önceleyen bir yönetim anlayışına muhtaç artık. Ekrem İmamoğlu, İstanbul gibi dev bir metropolde ortaya koyduğu vizyonu ile bunun başarılabileceğini de gösterdi.

En önemlisi de Ekrem İmamoğlu, genç ve heyecanlı kimliği ile toplumun önemli bir kısmının beklediği lider profili ile de kendisini gösterdi. Yaşadığımız modern dünyada artık liderler, sadece yerelde değil, küreselde de bir vizyon ortaya koyabilmeli. İmamoğlu, uluslararası platformlarda Türkiye’yi temsil ederek dünya ile uyumlu bir liderlik sergileyeceğinin çeşitli şekillerde göstermiş oldu. Gelinen noktada Ekrem İmamoğlıu, genç nesillerin özgür, eşit ve demokratik bir ülkede yaşayabilme hayalini gerçekleştirecek bir lider olarak sahneye çıkıyor.

“Her şey çok güzel olacak” diyerek milyonlarca insanı etkilemeyi başaran İmamoğlu, Türkiye’nin kaybettiği umudu yeniden canlandırabilmiş önemli bir siyasi lider olarak toplumda karşılık buldu.

UMUDU YENİDEN CANLANDIRABİLMİŞ BİR LİDER

İmamoğlu’nun Trabzon’da başlayan mütevazı hikayesi, halkın içinden gelen bir başarı hikayesi aynı zamanda. Onun başarısının en önemli sırrı Türkiye’nin her köşesinde yaşayan vatandaşların bile İmamoğlu’nda kendinden bir şeyler bulabilir olmasında saklı... Cumhurbaşkanlığı makamı, halkın anlayabilen, halkın sorunlarına çözüm bulabilen bir liderlik anlayışı gerektirir. İmamoğlu, bu bakımdan halkın içinden çıkan ideal bir aday olarak karşımıza çıkıyor.

Toplumda bu kadar büyük bir sempati ile karşılanan Ekrem İmamoğlu’nun en önemli özelliği bana kalırsa umut aşılayabilme özelliği. Kaybettiğimiz adalet, eşitlik ve özgürlük değerlerini yeniden ayağa kaldırmak için güçlü bir lidere ihtiyaç var. “Her şey çok güzel olacak” diyerek milyonlarca insanı etkilemeyi başaran İmamoğlu, Türkiye’nin kaybettiği umudu yeniden canlandırabilmiş önemli bir siyasi lider olarak toplumda karşılık buldu.

Uzun zamandır kaybettiğimiz huzur, adalet ve kardeşlik ortamı ancak toplumu samimi şekilde kucaklayabilen bir liderle mümkün. Bu yüzden İmamoğlu’nun lider olarak öne çıkması sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.