Türkeş'ten Yılmaz Tunç'a: Gezi tutuklularının yeniden yargılanma talebini sümen altı ediyor
GÜNDEMTürkeş'ten Yılmaz Tunç'a: Gezi tutuklularının yeniden yargılanma talebini sümen altı ediyor
"Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır"
Bu konuda herhangi bir ısrarım söz konu olmamıştır ve olamaz. Ancak geçen bu süre içerisinde medya tarafından konu ile ilgili yöneltilen ziyaret izni sorularına cevaben Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç’un basında yer alan ifadeleri aşağıdaki gibidir; Bakan; Yeniden yargılanma talebinde, 'Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçunun parlamenter sistem döneminde olduğu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği için suçun mağdurunun değiştiğine ilişkin gerekçe sunulduğunu anlatan Tunç, bu gerekçeyi uygun görmediklerini söyledi. Yılmaz Tunç, "Gezi davasıyla ilgili istinaf ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen durum söz konusu. Temyiz incelemesinden geçen kararlarla ilgili kanun yararına bozmaya gidilemiyor. Hem usul, hem esas bakımından uygun olmayan başvuru olarak değerlendirildi' diye konuşmuştur. Her gün onlarca tutuklunun ziyaret edilmesi hususunda Bakanlığa müracaatlar yapılıp bunlar gün içerisinde sonuçlandırılır iken, yukarıda bahse konu talebimiz karşılığında Sayın Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır. Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır."'Ziyaret edeyim, gitmişken de ellerinden tutup alıp getireyim' demedim"
Zaten ben, bu tutuklu sanıkları 'Ziyaret edeyim, gitmişken de ellerinden tutup alıp getireyim' demedim. Keza yargılanma usul ve esasları ve/veya yargı süreci ve/veya tutuksuz yargılama imkanlarının olup olmadığını da sormuş değiliz. Talebimiz Gezi Parkı davası kapsamındaki yargılamaları süren tutuklu sanıklardan 5 kişiyi Bakanlık takdirinde ve yasal sınırlar içinde ziyaret etmekten ibarettir. Ama madem konu bir ziyaret izninin ötesinde muhtevası ile de tartışılıyor, bu konuda ben de birkaç katkı sunmak istiyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi ben de verilen yargılamanın yenilenmesi dilekçesini okudum. Dilekçede Adalet Bakanımızın ifade ettiği gibi 'suçun mağduru değişmiştir gibi bir gerekçe' değil tam tersine 'suçun mağduru anayasal reform ile lağv edilmiş, ilga edilmiş ve ortadan kaldırılmıştır' açıklaması mevcuttur. Dolayısıyla 'mağdur değişmemiştir'; 'mağdur ortadan kalkmıştır'. İkisi farklı kavramlardır. Takdir buyurulur ki; Hukuk kavramlar üzerinde yürür. Devam eden bir hukuki ihtilaf vardır. Yargılanmanın yenilenmesi eski davanın devamıdır. Kesinleşmiş bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki eski kanun geçerli olup, 'idam' cezası kaldırılmasa idi, insanların hayatı söz konusu idi. Keza bugün de, onun yerine verilmiş bir 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' söz konusudur. Yani bir sanığın suçlu bulunması ile suçsuzluğu arasında verilecek kararda risk büyüktür. Ceza hukuku bütün evrensel ülkelerde gerçeğin ortaya çıkarılması için çalışır. Halbuki Adalet Bakanımız kamuoyunda makes bulmuş bu gelişmeyi, başvuruyu tarafsız bir şekilde yönetmesi gerekirken tam tersine dosyayı sümen altı etmeye yönelik açıklama, değerlendirme yapma cihetine gitmiştir. Kanaatimce bu, doğru bir yaklaşım değildir." https://yeniarayis.com/cerenkumbasarmumay/mhpnin-154-kisiyi-neden-hedefe-koydu-iki-sebebi-var/İlginizi Çekebilir