Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında konuştu
GÜNDEMTuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında konuştu
Siyasete darbe
Bu ülkede bugüne kadar darbe sadece ordu karargahlarında değil, adliye koridorlarında da hazırlanıp devreye konmuştur. Adnan Menderes’in idam edilmesi siyasete darbe değil miydi? 367 kararı siyasete darbe değil miydi? Bu darbeleri yargıç cüppesi giyenler yapmadı mı? O günün mazlumları sizlerdiniz, Kürtlerdi, devrimcilerdi, aydınlardı. Bugün siz mazlumluktan zalimliğe geçip Kürtlere, devrimcilere, aydınlara yargı yoluyla eziyet etmeye devam ediyorsunuz. İntikam almaya çalışıyorsunuz. Osman Kavala’ya haksızlık yapıyorsunuz. Can Atalay’ı da HDP’li seçilmişler gibi rehin tutarak halkın iradesini hiçe sayıyorsunuz. JİTEM davalarını bir bir aklıyorsunuz.Kobane Davası
AKP’ye kapatma davası açıldığında savunmanızda ne dediniz? “Demokrasilerde esas olan halkın seçtiği iradenin yönetmesidir”. Siz değil miydiniz kapatma davası dilekçenizde adaleti ve hukukun üstünlüğünü savunan? Şimdi önünüzde bir şans var. Kobane Kumpas davası başta olmak üzere demokratik siyaset hakkını ihlal eden siyasi davalara son verin. Bugün “Yeni Anayasa yapalım, darbecilerin izini silelim” diyenlerin ilk yapması gereken şey, Kobani Kumpas davasına son vermektir. Bugün “yumuşama ve normalleşme” diyenler, dün hukuksuzluk ve adaletsizlik olduğunu aynı zamanda itiraf ediyor. Eğer gerçek bir normalleşme istiyorlarsa, yol belli. Gerçekten yeni anayasa konusunda samimiyseniz, bu ülkedeki adaletsizlikleri bitirmenin önemli adımlarından biri de İmralı’da Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecride son verilmesidir. Sayın Öcalan ne zaman barışa dair rolünü oynadıysa bu ülkede refahın, kardeşliğin yolu açıldı. Eğer normalleşme istiyorsanız, bir ada kadar yakınsınız.Vekillere saldırılar
Bu ülkede ne zaman hukuksuzluk ve adaletsizlik olduysa, çeteler kol gezer, 90’ların karanlık ekipleri sahaya iner, kirli ittifaklar aktif hale gelir, paralel devlet yapılanmaları devreye girer. Seçim döneminde defalarca JİTEM ittifakıyla mücadele ettiğimizi söyledik. 31 Mart’ta halk JİTEM İttifakını sandıklara gömdü. İradesine sahip çıktı. Şimdi halkın mesajını almayan kirli ve karanlık odaklar yine yerinde durmuyor. Belediye eş başkanlarımıza yönelik kirli saldırıları tutmadı. Şimdi vekillerimize yönelik saldırılara başladılar. Utanmazlar, 2016 yılında annesini kaybetmiş vekilimiz Perihan Koca’ya çamur atıyorlar. Çiçek Otlu vekilimize iftiralarda bulunuyorlar. Burcugül Çubuk milletvekilimiz medya tetikçilerinin hedefinde. Bakın, iyi dinleyin. Belediye eş başkanlarımız, vekillerimiz partililerimiz öyle kolay lokma değildir. Bizler büyük bir mücadelenin neferleriyiz. Öyle karşınızda tehditlerinize pabuç bırakacak, sus pus olacak tek bir arkadaşımızı bile göremezsiniz. Utanmadan bir de gazeteciyiz diyorlar. Sokak ortasında cinayet işleniyor. Plakalar, çakarlı araçlar ortalığa saçılıyor. Buna dair tek lafları yok. İnanın bugün bir değil onlarca Susurluk vakası var! Susurluk’a rahmet okutan çeteler her yerde dolaşıyor. İktidara sesleniyoruz. Bu maşaları bizden uzak tutun. Kendi elinizle devlet içinde yeni paralel yapılar ürettiniz. Şimdi bu yapılar elinize ayağınıza dolandı. Yüzünüzü bu karanlık yapılara değil, hukuka ve adalete dönün. AKP Genel Başkanı Erdoğan, Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde ne diyor? “Belli bir zümrenin menfaatini gözeten, dar kadrocu anlayışın adalet teşkilatı dahil, devlet kurumlarında yuvalanmasına izin vermeyeceğiz.” Eeee Rojbaş Sayın Erdoğan rojbaş. Bu paralel yapılar sizin eseriniz. Her gün yargıya talimat verirseniz, yargıyı yol geçen hanına dönüştürürseniz olacağı buydu. Yargıyı muhalefeti susturmanın ve iş bitirmenin adresi haline getirirseniz olacağı buydu.Kürtlerin statüsünü ve tanınmasını güvence altına alan bir Türkiyelilik, çözümün anahtarıdır
Kürt Meselesi Türkiye’nin en büyük meselesidir. Kürtlerin statüsünü ve tanınmasını güvence altına alan bir Türkiyelilik çözümün anahtarıdır. Etnik tekçilik, kültüre dayalı milliyetçilik sorunların esas kaynaklarından biridir. Herkesi kapsayan bir ortak kimlik tanımı bu ülkedeki birçok sorunun dermanı olacaktır. Kürtler kendi dilleriyle, kimlikleriyle, statüleriyle bu ülkede yaşamak istiyor. Şimdi artık yüz yıllık cumhuriyetin muhasebe zamanıdır. Türkiye’nin iç ve dış güvenliğinin yolu büyük Türk-Kürt barışını sağlamaktan geçer. Türkiye’nin toplumsal barışının sağlanması, güvenliğinin ve refahının sağlanması demektir. Bakın! Dün kamuda tasarruf tedbirlerini açıkladılar. Bu ülkeyi kurtaracak en önemli tasarruf önlemi, savaş politikalarına son vermektir. İşçinin, yoksulun, emekçinin sofrasından tasarruf edeceğinize, tanktan, toptan, mermiden tasarruf edin. Bölgedeki çatışmaların çözümünde güç olmanın ve ekonomideki çöküşe son vermenin yolu, savaşa karşı toplumsal barışı inşa etmekten geçer. DEM Parti olarak Kürt meselesinin demokratik çözümüne dayanan toplumsal barışı sağlayacağız. Ortadoğu’da çatışmaların son bulmasında ve Türkiye ekonomisinin düzelmesinde aktif rol oynayacağız."Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, Meclis Grup Toplantımızda konuşuyor https://t.co/EP1dIBEVJd
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) May 14, 2024İlginizi Çekebilir