© Yeni Arayış

Tüketimle birlikte enflasyon da büyüme de düşüyor

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3 büyüyen ekonomi, faizin başrolde olduğu dezenflasyon programıyla hız kesmeye başlamıştı. İkinci çeyrekte büyüme yüzde 2,3’e ve üçüncü çeyrekte de yüzde 2,1’e geriledi. Geçen yılın son çeyreğini de katarak 12 aylık büyüme oranına bakarsak yüzde 3,6’lık bir büyüme oranı karşımıza çıkar. Ekim ve Kasım aylarının sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranlarından giderek bir tahmin yapacak olursak yıllık büyüme oranının yüzde 3 dolayında bir yerlerde çıkacağını tahmin edebiliriz. Demek ki ekonomide bir soğuma var. Şimdiye kadarki görünüm yumuşak iniş denilen görünüme uygun.

Ekonomideki soğumanın arkasında yatan neden tüketim harcamalarının yani talebin hız kesmiş olması. Bunu değerlendirebilmek için tüketim harcamalarının bir önceki yıl ortalamasına göre nasıl değiştiğine bakmamız gerekir. TÜİK, Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, III. Çeyrek: Temmuz-Eylül, 2024 Haber Bülteni ve eklerindeki verileri kullanarak ürettiğim aşağıdaki tablo bu durumu gösteriyor:  

Bu tablo bize birkaç şey anlatıyor: (1) 2024 yılında tüketim harcamalarının artış hızı geçen yıla göre bütün kalemlerde gerilemiş bulunuyor. 2023 sonuçlarına bakarsak, üst üste ikinci yılda da gerileme olduğunu görebiliriz. (2) En büyük gerileme dayanıklı tüketim mallarında (beyaz eşya, kahverengi eşya), en az gerileme ise hizmet tüketiminde görülmüş. (3) 2022 yılında görülen büyük sıçramalar faizin 2021 Eylül ayından itibaren düşürülmeye başlanmasının ve reel olarak enflasyonun çok altında kalmasının sonucudur. Ki bugünkü sorunlarımızın da temel yaratıcısıdır. (4) Tüketim harcamaları ile enflasyon oranlarını birlikte ele aldığımızda yüzde 50 olarak belirlenen faizin tüketimi azalttığını ve onun da enflasyonu (talep enflasyonu) düşürdüğünü görüyoruz. (5) Faizin yüksekliği talep enflasyonunu düşürücü etki yapmakla birlikte maliyet enflasyonunu artırıcı etki ortaya çıkarmıştır. Buna karşın kurdaki değişimin düşük kalması, faizin, maliyetlerde çok daha büyük artışa neden olmasını önlemiştir (dikkat edilecek olursa USD/TL kuru 2024 yılında önceki iki yıla göre çok düşük kalmıştır.)

Büyümedeki düşüş, enflasyonda düşüş olduğu için siyasetçi tarafından bugüne kadar idare edilebildi. Ne var ki büyüme sıfıra doğru yaklaştıkça üretici ve satıcılara verdiği rahatsızlık artmaya başlar ve bu kesimin talebiyle faizin düşürülmesi yönündeki baskılar şiddetlenir. İş dünyasının bazı kesimlerinden yükselen faizin düşürülmesi yönündeki talepler arttıkça siyasetçi devreye girme ihtiyacı duyar. İşte o aşamada da Merkez Bankası iki tercih arasında sıkışıp kalır: Faizi indirse enflasyonun yeniden yükselmesi riski, indirmese kredi kullanan şirketlerin şikâyetlerine dayalı siyasetçi baskılarına muhatap olma meselesi. 

----
Bu yazı, yazarın izniyle mahfiegilmez.com adresinden alınmıştır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER