Toz pembe Türkiye!
EKONOMİ
Devlet bütçesi başta deprem felaketi, KKM ve seçim harcamaları ile devasa bir artış gösterdi. Önceki üç yılın bütçe açığı yıllık ortalaması 168 milyar lira iken 2023 yılında 1,4 trilyon liraya yükseldi. Bu artışta 600 milyar liralık kısmın deprem felaketinden oluştuğu sanılıyor. Bunu çıksak bile son üç yıllık ortalamanın neredeyse beş katı artış var.
Majör Merkez Bankalarında faiz toto: Piyasanın “tez faiz indirile” yaklaşımı ile yetkililerin “acele yok” söylemleri piyasalarda her hafta dalgalanıyor. Fed ve ECB yetkililerinden sonra geçen hafta Davos sonrası açıklama yapanlarda jeopolitik riskler ve enflasyon sebebi ile faiz indirimi konusunda sakin olunmasını önerdi. Buna rağmen oyuncular mart ayında faiz indiriminin başlayacağına ve 2024 yılında beş kere 25 baz, toplamda 125 baz faiz indirimi olacağına inanmaktan vazgeçmiyorlar. Bence faiz indirimi olacaksa haziran ayından önce olmaz ve en fazla toplamda 75 bazda kalır.
Silahların gölgesinde ekonomik durgunluk: Rusya- Ukrayna, Gazze, Kızıldeniz de korsanlar, Yemen’in İngiliz ve ABD uçakları tarafından bombalanmasının ardından İran ve Pakistan da işin içine girdi. Diğer yandan ekonomik durgunluk devam ediyor. Tüm bu kargaşaya rağmen piyasa enstürmanları kendi dünyalarında mutlu mesut yaşıyorlar. Faiz, altın, petrol sakin sakin takılıyor. Hisseye alış geliyor.
Kızıldeniz’den dünya ticaretinin %12 si geçiyor. Korsan gerilimi, gemi taşıma ve sigorta primlerini artırdı. Üstelik Doğu’dan batıya yeni rota oldukça uzun zaman alıyor. Bu durum devam ederse dünya emtia fiyatlarını yukarı itecek, dolayısıyla enflasyon cininin şişeye girmeme direncini artıracaktır. Gemi taşıma ücretlerinin kısa sürede 1500 dolardan 5000 dolara yükseldiği söyleniyor. Gerilim devam ederse 7 ile 8 bin dolar arasına çıkması an meselesi diye düşünülüyor.
Kızıldeniz’in Türkiye’ye etkisi: Tüm dünyada gıda ve diğer emtia fiyatları bir yıl boyunca düşerken Türkiye’de yükseldi. Gıda fiyat artışı neredeyse dünya toplam artışı kadardı. Şimdi tüm dünyada emtia fiyatlarının artığını düşünün. Bir buçuk yıldır yazıyorum, Türkiye’nin en büyük şansıydı emtia fiyatlarının düşmesi. Gemi taşıma ücretlerinin 8 bin dolara çıkması ise ihracata değil ama ithalata etki edebilir. Çin, pandemi yüzünden kapandığında gemi taşıma ücretleri 15 bin doları bulmuştu. Çin’in yerini alacak iradeyi ortaya koyamadığımız için ihracatımıza çok bir faydası olmadı ama ithalatı düşürdü. Yine benzer durum yaşanabilir ama sanmıyorum. Çin çalışıyor, navlun fiyatları beklenildiği kadar yükselse bile o dönemin yarı fiyatında kalıyor.
Türkiye 2023 yılında neden yerinde saydı. Türkiye, Dolar ile ithal ettiği hammaddeyi tüketim malına çevirip Euro olarak satan bir ülkedir. İhracatını %50 Euro, %45 Dolar ile yapmaktadır. Buna karşı ithalatını %60 Dolar, %35 Euro ile yapmaktadır. Dolayısıyla Euro’nun Dolar karşısında değer kazanması Türkiye lehinedir. EUR/USD paritesi 2002 yılı ortalaması 1.05 iken 2023 yılında Euro lehine %3 artarak yıl ortalaması 1.08 olmuştur. Ayrıca Turizm gelirlerinin 2022 yılına göre %20 artış göstererek 55 milyar dolar olması beklenmektedir. Türkiye ithalatının %70 i hammadde. Aramal, yatırım malı eklersek bu oran %85, %90 a çıkıyor. Tüm dünyada dolar bazında fiyatlar ucuzladı. Buna rağmen 2023 yılında hem dış ticaret hem cari açık arttı.
Devlet bütçesi başta deprem felaketi, KKM ve seçim harcamaları ile devasa bir artış gösterdi. Önceki üç yılın bütçe açığı yıllık ortalaması 168 milyar lira iken 2023 yılında 1,4 trilyon liraya yükseldi. Bu artışta 600 milyar liralık kısmın deprem felaketininden oluştuğu sanılıyor. Bunu çıksak bile son üç yıllık ortalamanın neredeyse beş katı artış var. KKM zararını eskiden hazine karşılıyordu. Bu yıl MB’ye devrettiler. TCMB son üç yılda ortalama vergi sonrası 55 milyar lira kâr ediyordu. 2023 yılında MB’nin 800 milyar lira civarında zarar etmesi bekleniyor. Bu zararın da Hazine’de kaldığını düşünsenize…
2023 yılının bu verilerine; adalet, demokrasi, fakirlik sorunlarımızın artarak devam etmesine rağmen uluslararası kuruluşlardan ve basınından sürekli Türkiye’ye övgüler geliyor.
Toz pembe Türkiye: 2023 yılının bu verilerine; adalet, demokrasi, fakirlik sorunlarımızın artarak devam etmesine rağmen uluslararası kuruluşlardan ve basınından sürekli Türkiye’ye övgüler geliyor. TL’nin değerleneceğini, TL ürünlerinin alınması gerektiğini, 2024 yıl sonu enflasyonun %30 seviyelerine düşeceğini, beş yıl içinde ülke kredi notunun “yatırım yapılabilir” hâle geleceğini ballandıra ballandıra anlatıp duruyorlar.
Diğer yandan doların 36 lira ile 40 lira arasında olacağını tahmin ediyorlar. Bu %25 ile %35 arasında bir artış demek. Bu artış, enflasyonu %10 ile %13 arasında yukarı itecek demektir. %36 enflasyon hedefi nasıl tutacak? Bu tahminleri ve son aylarda Türkiye’ye giren yabancı sermayeyi dikkate alırsak Türk lirasının hiç olmazsa %20 değerlenmesi gerekiyor. Ya söylenenler ya veriler hatalı ve eninde sonunda gerçekler piyasaya hakim olacaktır.
TCMB ve BDDK: 12 Ocak 2024 verileri açıklandı. Bu verilere göre ilgili hafta;
Yabancı Portföy: Hisse senedi ve tahvillerde toplam 580 milyon dolar giriş var.
Krediler ve faizler: İlgili hafta üç aylık mevduat faizleri 0,24 puan gevşerken bireysel kredi faizleri sabit kalıp ticari kredi faizleri 0,39 artmış.
Toplam krediler 88 milyar TL artmış. Ticari ve tüketici kredileri binde altı artarken kredi kartları %1,8 artmış. Kredi kartı kullanımı tam gaz devam ediyor. Ocak ayında da mağazaların ciddi indirimlerinin devam etmesinin bunda katkısı vardır sanıyorum.
KKM zararını eskiden hazine karşılıyordu. Bu yıl MB’ye devrettiler. TCMB son üç yılda ortalama vergi sonrası 55 milyar lira kâr ediyordu. 2023 yılında MB’nin 800 milyar lira civarında zarar etmesi bekleniyor. Bu zararın da Hazine’de kaldığını düşünsenize…
Dolar/TL: Son haftalardaki hareketlerini dikkate alırsak bu hafta desteği 29,55; direnci ise 30,40.
Bist100: Önceki hafta uluslararası bir bankanın Türk banka hisseleri için “AL” tavsiyesi vermesinin ardından geçen haftanın son günü Moody’s beş Türk şirketinin kredi notunu B3 den B2 ye yükseltti. Ayrıca yabancı ve yerel para cinsinden tahvil kredi notlarını da yükseltti. Piyasalar kapandıktan sonra gelen bu haberin tepkisini pazartesi günü göreceğiz. Geçen hafta 8116 puandan döndü. Bu hafta Moody’s haberi ile 8600 direncini deneyebilir. Son günlerde MB başkanının görevden affını isteyeceği çok konuşulur oldu. Bu habere inanç artarsa Moody’s olumluluğunu, olumsuza çevirebilir.
Dow Jones endeksi bir önceki hafta tarihi zirvesini kırmıştı, geçen hafta da zirvenin üstünde kaldı. S&P endeksi ise geçen hafta tarihi zirvesini kırdı. Alman Dax endeksi haftalar önce kırdığı tarihi direnç seviyesini geçen hafta destek olacak mı diye dönüp test etti. Bu borsalar da yukarı yeni trend oluşturma hevesinde.
Altın/ons: Altı hafta önce “Bir buçuk, iki ay boyunca 1970 ile 2075 dolar arasında sıkışma olasılığı kuvvetli” diye tahmin etmiştik. Geçen haftayı da 2029 dolardan kapadı. Normalde dünyadaki silah gölgesi ve ekonomik durgunluk, altının yukarı çıkmasını destekliyor. Ama altın pek isteksiz. Bunun nedenleri; a) Babalar altında pozisyon almamış olabilir. “%4,30’dan aldıkları ABD tahvilleri, %2,30 seviyesine gevşesin de satıp deli para kazanıyım” derdinde olabilirler. b) Dünyayı yakın zamanda silahların ateşi yakıp kavuracak, o yüzden buralardan babalar altın topluyor olabilirler.
Dolar endeksi ve ABD (10 yıl) Tahvil: İki hafta önce, “101,30 ile 103,90 arasında skışacağını tahmin ediyorum.” demiştim. Sıkışma devam ediyor.
ABD tahvillerinde de %3,90 ile %4.30 arasında sıkışma devam ediyor.
Dünyada petrol fiyatları bu hâldeyken hafta sonu Türkiye’de mazota zam geldi. Bu hafta içi de büyük olasılık benzine gelecektir. Bunun temel sebebi son beş ayda doların TL karşısında %5 değerlenmesi. Dövizin fiyatı böyle yukarı gittiği müddetçe enflasyonun hedefi tutturabilmesi zor görünüyor.
Bitcoin: ABD Menkul Kıymetler ve Borsa komisyonunun ETF olarak kullanılmasına onay vermesinin ardından bir önceki hafta 49.000 dolara gidip kar satışı yemişti. 42.250 doların altından kapanış yaptı. Bu hafta dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Yeniden düşüş sürecine girme tehlikesi baş gösterdi.
Eur/USD: 1.0770 seviyesi destek. 1.11 direnç. Gevşemesi daha yüksek olasılık.
Brent Petrol: Son beş haftadır 77,80 dolar üstünde tutunmaya devam ediyor. Ham petrol fiyatı ise beş haftadır gevşiyor. Silahların gölgesinin yayılmasına rağmen petrol tepkisiz. Altındaki iki senaryo burada da geçerli olabilir. Direnç 84 dolarda.
Dünyada petrol fiyatları bu hâldeyken hafta sonu Türkiye’de mazota zam geldi. Bu hafta içi de büyük olasılık benzine gelecektir. Bunun temel sebebi son beş ayda doların TL karşısında %5 değerlenmesi. Dövizin fiyatı böyle yukarı gittiği müddetçe enflasyonun hedefi tutturabilmesi zor görünüyor. Bir de döviz artışına emtia fiyat artışı eklenirse, fena!