© Yeni Arayış

Torba yasa teklifinde öngörülen vergisel değişiklikler (1)

Torba yasa teklifinde öngörülen vergisel değişiklikler (1)

Yasa teklifinden de görüleceği üzere dolaysız vergilerde artış planlanmakla birlikte dolaysız vergilerde herhangi bir yumuşama öngörülmemektedir. Bu da vergide adaletin yine bir başka bahara kaldığını göstermektedir. Söz konusu torba yasada yer alan değişiklikler aslında artan bütçe açığının giderilmesi için yapılacak gelir artışından öte bir uygulama olmayacaktır. Yeni torba yasa teklifiyle vergi mevzuatımızda önemli değişiklikler gündemde. Söz konusu yasa teklifi, 53 maddeden oluşmakta olup 51 maddesi vergi mevzuatına ilişkin değişiklikler ile 1 yürürlük maddesi ve 1 de yetki maddesinden oluşmaktadır. Kanun teklifinin “Genel Gerekçe” kısmında, 2024-2026 Orta Vadeli Programın adil bir vergi sistemi oluşturma hedefine atıf yapılmış ve teklifin gerekçesi olarak da vergide adaletin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Fakat; günümüzde vergide adaleti sağladığı genel kabul gören OECD ülkelerinin verileri baz alındığında; dolaylı vergi oranları %35, dolaysız vergi oranları ise %65 seviyelerinde bulunmakla birlikte; maalesef ki bizim ülkemizde bu oranlar tam tersi mahiyetindedir. Ve bu durumdan kaynaklanmaktadır ki yasa teklifinde yapılacak değişikliklerin genel gerekçelerinde vergide adalet kavramı ön plana çıkmaktadır. Ancak; yasa teklifinden de görüleceği üzere dolaysız vergilerde artış planlanmakla birlikte dolaysız vergilerde herhangi bir yumuşama öngörülmemektedir. Bu da vergide adaletin yine bir başka bahara kaldığını göstermektedir. Söz konusu torba yasada yer alan değişiklikler aslında artan bütçe açığının giderilmesi için yapılacak gelir artışından öte bir uygulama olmayacaktır. Çünkü, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 17.05.2024 tarihinde açıklamış olduğu Tasarruf Genelgesinin bugüne kadarki verimsizliği kamu bütçesinde giderlerin gerektiği seviyelerde düşürülemeyeceğinin nişanesi olmuştur. Torba yasa teklifine dönecek olursak, 8 vergi türünde yeni hükümler ve/veya değişiklikler yapılması planlanmaktadır. Mevzuat değişikliklerinin geniş kapsamlı olması dolayısıyla analiz çalışmamız vergi türleri itibariyle farklı yazılarımızın konusu olacaktır. Bu yazımızda biz vergiciler tarafından “vergi mevzuatının anayasası” diye tanımlanan Vergi Usul Kanunu ile Gelir Vergisi Kanununda yapılması planlanan değişiklikler değerlendirilecektir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yapılacak önemli değişikliklere baktığımızda; Vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının arttırılacağı anlaşılmaktadır. Burada teknik detaylara tek tek girerek yazımızı karmaşık hale getirmekten kaçınarak yapılacak değişimin nisbi boyutunu anlatmaya çalışacağım. Torba kanun teklifinin 10’uncu Maddesinde; sermaye şirketleri için 1. derece usulsüzlük cezaları 1.100 TL’den 20.000 TL’ye, 2. derece usulsüzlük cezaları 580 TL’den 10.000 TL’ye yükseltileceği belirtilmiştir. Özel usulsüzlük cezalarında da durum pek farklı değil. Ticari işlemlerde düzenlenmesi gereken fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzlarının verilmemesi alınmaması ya da bu belgelerde olması gereken tutardan farklı tutarlara yer verilmesi halinde uygulanması gereken asgari özel usulsüzlük cezasının mevcut uygulamada 3.400 TL iken 10.000 TL’ye yükseltilecek ve ayrıca aynı yıl içerisinde tekrar edilmesi halinde 2. tespit için 20.000 TL, 3. tespit için 30.000 TL, 4.tespit için 40.000 TL, 5. tespit için 50.000 TL, 6 ve sonraki tespitler için ise 100.000 TL’den az olmamak üzere özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. Torba yasa teklifinde planlanan değişiklikle, başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılan tahsilatlarda hem banka hesabını kullanana hem de kullandırana her bir işlem için işleme konu tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.

BAŞKALARININ HESABI KULLANILARAK YAPILAN TAHSİLATLARA CEZA

Yapılacak muhtemel değişikliklerle usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının 3 kat ila 20 kat arasında arttırılması planlanmaktadır. Yine söz konusu kanun teklifiyle, tevsik mecburiyetine uymayan mükelleflere uygulanan %5’lik özel usulsüzlük cezası %10’a yükseltilecek ve kanun metninde yer alan “uymayan mükelleflere” ifadesi “uymayanlara” şeklinde değiştirilerek sadece vergi mükelleflerine uygulanan cezai yaptırımın nihai tüketici diye tanımlanan yediden yetmişe herkese uygulanabilmesinin önü açılacaktır. Medyada sıkça gündeme gelen değişikliklerden biri de başkasının banka hesaplarıyla yapılan tahsilatlara ilişkin yaptırımlardır. Torba yasa teklifinde planlanan değişiklikle, başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılan tahsilatlarda hem banka hesabını kullanana hem de kullandırana her bir işlem için işleme konu tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. Yine benzer şekilde pos cihazının başkalarına kullandırıldığının tespit edilmesi durumunda, hem pos cihazı sahiplerine hem de pos cihazını kullananlara 3 kat özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. Vergi Usul Kanununda yapılması planlanan önemli değişikliklerden birisi de vergi uzlaşmasına ilişkindir. Mevcut uygulamada; hem vergi aslı hem de vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları bazı şartlar dahilinde uzlaşmaya konu edilebilmektedir. Ancak, yapılması planlanan değişiklikle, uzlaşmanın kapsamı vergi ziyaı cezaları ve usulsüzlük cezaları ile sınırlı tutulacak olup vergi aslı, uzlaşma müessesesinin dışında bırakılacaktır. Ticari veya mesleki faaliyetiyle gelir vergisi mükellefi olan ticari kazanç erbapları ile avukat, doktor, mali müşavir gibi serbest meslek erbaplarının günlük hasılat tutarlarının tespiti amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında ise on ikiden az olmamak üzere yoklama yapılabilecektir.

SERBEST MESLEK GRUPLARINA YOKLAMA

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda yapılması planlanan değişikliğe baktığımızda ise; Ticari veya mesleki faaliyetiyle gelir vergisi mükellefi olan ticari kazanç erbapları ile avukat, doktor, mali müşavir gibi serbest meslek erbaplarının günlük hasılat tutarlarının tespiti amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında ise on ikiden az olmamak üzere yoklama yapılabilecektir. Yapılan yoklamalar sonucunda tespit edilen günlük hasılat tutarından aylık ve yıllık hasılat tutarına ulaşılacak ve bu hasılat tutarı ile beyannamede belirtilen hasılat tutarları arasında %20’den fazla bir farklılık tespit edilmesi halinde mükellefler izaha davet edilecektir. Mükelleflerce yapılacak izahatın izahat komisyonunca yeterli bulunmaması durumunda; ya vergi usul kanunu uyarınca komisyon tarafından tarhiyat önerilecek ya da Vergi Müfettişleri marifetince vergi incelemesi yapılacaktır. Söz konusu hüküm kurumlar vergisi mükellefleri için de geçerli olacaktır. Uygulamada yüksek tutarlı hasılatlara ulaştığı bilinen bazı meslek gruplarının gelirlerinin büyük bir kısmını beyan dışı bırakarak vergi ziyaına sebebiyet verdikleri bilindiğinden söz konusu değişikliğin doğru uygulanması halinde vergide adaletin sağlanması için yerinde bir değişiklik olacaktır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER